Paylaş
BİR kere, abartmayalım. “Ay resmen devrim” değil bu! “Bu seçimle her şey çözüldü, kulağımızın arkasına çiçek takıp sokaklarda dans edebiliriz” kafasında değilim. Öte yandan siyasi-ekonomik bir kriz beklentim de yok.
Ne oldu? E iyi oldu. Fabrika ayarlarından fersah fersah kaymış iktidar partisine demokratik bir uyarı oldu. Gezi’de almamışlardı vatandaşın mesajını, belki şimdi almışlardır. Mansur Ark’dan “Sana demedim mi” şarkısı gelsin!
Ayrıca her partinin kendini gözden geçirmesi için bir veri, halkın nasıl bir gelecek istediğiyle ilgili açık mektup oldu bu sonuçlar. Akıllı olan doğru dersi çıkarır.
Bu kadar bağıra bağıra gelen bir sonuç, yandaş medyada hayretle karşılandı. Şu manaya gelen yorumlar duydum:
“Muhalefet iktidara muhalefet yapmasaydı böyle olmazdı.”
“Kılıçdaroğlu HDP’ye karşı ağır laflar etseydi böyle olmazdı.”
“Bahçeli biraz CHP’ye çemkirseydi böyle olmazdı.”
“O bağlama akortsuz olsaydı böyle olmazdı.”
Sonuncusunu ben uydurdum evet!
Arkadaş, halamın da bıyıkları olsa amcam olurdu. Artık hatalardan ders çıkarma, hakikatten yana olma, birbirimize karşı saygılı ve tarafsız yaklaşma zamanı. Hem siyasette hem medyada!
‘Aman Ali Rıza Bey, huzurumuz kaçmasın’ faktörü
AK Parti seçim kampanyasını “istikrar” üzerine kurmuştu.
Oysa en büyük istikrarsızlık korkusunu, farkında olmadan kendileri yarattı! “Başkanlık sistemi getireceğiz” deyiverdiler! Seçmen huzursuzlandı.
Yıllardır iyi-kötü bildiğimiz, öyle böyle farklı fikirlerin temsil edildiği parlamento gidecek, kim bilir yerine ne gelecekti? AK Parti seçmeninden “Kafama uymazlarsa oy vermem, giderler” diyenler, “Sistem değişir de, ya asla gitmezlerse?” fikrini karanlık buldu. Millet tek adamlıktan korktu! Yıllardır böyle iyiydik işte, suyu mu çıkmıştı rejimin?
AK Parti’nin oy kaybı, biraz da bundan oldu. Seçmen radikal değişiklik ihtimalinden tedirgin oldu, rejimde istikrar istedi. Yaprak Dökümü dizisindeki replik gibi “Aman Tayyip Bey, yapma, huzurumuz kaçmasın” dedi.
Ve AK Parti ilk kez yaprak dökümü yaşadı...
‘Emanet oy’ matah bir şey değil!
ŞU bir gerçek: Şehirli, laik, çoğunluğu CHP seçmeni yüzbinlerce vatandaş, barajı geçsin ve başkanlık gelmesin diye HDP’ye oy verdi. Beşiktaş ve Bakırköy ilçelerinin verileri de gösteriyor bunu. HDP’nin 2 puanı mı, 3 puanı mı buradan geldi, bilinmez. Ama Sırrı Süreyya Önder ve Demirtaş, “emanet oylar” için teşekkür edip, bu seçmeni mahcup etmeyeceklerini söylediler. Herkes takdir etti.
Ancak 24 saat sonra HDP’li Altan Tan, Ahmet Hakan’ın programında CHP’lilerden mühim bir oy almadıklarını, barajı Kürtler sayesinde geçtiklerini söyledi. Ardından Kılıçdaroğlu ve CHP’liler hakkında tatsız cümleler edip sosyal medyayı ayağa kaldırdı. Onlara girmiyorum. Meselemiz haddini aşan insanlar ve maksadını aşan laflar değil, kardeşlik ve barış çünkü. Sadece “La bu CHP’liler size ne etti kardeşim?” deyip susuyorum.
Ama ben genel olarak bu “emanet” kavramından çok sıkıldım. “Kadınlar erkeklere emanet”, “Yaşam tarzları Cumhurbaşkanı’na emanet”, “İşçiler Allah’a emanet”... Kanunların adam gibi yapılıp uygulandığı ülkede herkes ve her şey hukuka emanettir. Ve emanet oy da çok ideal bir durum değildir. Yarın bir gün biri tutar emanete hıyanet eder, bir başkası verdiği emanetin diyetini ister... Sonuçta beşer şaşar!
Yeni bir meclis kuruluyor. İndirsinler barajı. Bir dahaki seçimde herkes gerçekten istediği partiye oy versin, kimse kimseye bir şey emanet etmesin!
Paylaş