Gündüz dizisine dönen siyaset

24 Haziran gecesinden beri CHP’nin iç vaziyeti konuşuluyor. Dizi olsa şimdiye sıkılmıştım yemin ederim! Yazın, ekranda iyi bir şey yokken bile çekilmez.

Yahu siz koskoca partisiniz? Bir kendinize gelin! Zayıf entrikalar, basit dedikodular, hakaretler... Biz sizin içeride ne kavgalar ettiğinizi, kaça bölündüğünüzü, ne gıybet yapıp ne yaşadığınızı bilmek zorunda mıyız?

Bu aklı başında, sağlam bir şirketin başına gelmesinden en korktuğu şeydir. Değeri düşer zira. “CEO ile CFO arasında tartışma var” cümlesi bile derhal yalanlanır, sistem ve işbirliği tıkır tıkır işliyor açıklaması yapılır, bunun için halkla ilişkiler çalışmaları yapılır.

Bırakın şirketi. Bir film, bir dizi yaparken, sette iki oyuncu birbirine girse “Her yaratıcı işte olan stres ve yoğunluk kaynaklı fikir ayrılıkları, biz bir aileyiz, işimizi seviyoruz, keyifle çalışıyoruz” diye dışarıya renk verilmemeye çalışılır.

Yahu bakkal dükkânı işleten iki kardeş olsan, kavga ederken içeri müşteri girse hemen susar, gülümseyip çaktırmazsın.

Siz siyasi partisiniz arkadaş. İsmi duyulsun diye kavga haberi çıkaran çiçeği burnunda popçu, medya ilişkilerini yürütemeyen, özel hayatını kabak gibi açan 20’lik dizi oyuncusu değilsiniz! Bir şirketten, film setinden, bakkaldan da mı ilham almadınız? Bize ne sizin iç kavgalarınızdan? Görmüyor musunuz üzerinde tepiniliyor! Görmüyor musunuz, ülkedeki magazine bu yaz selülitler değil siz yön veriyorsunuz!

Sevgili ana muhalefet partisi! Laf çakmalar, atışmalar, çatışmalar kendi aranızda değil, diğer partilerle olacak, çok kafanız karışmış sizin!

NASA ŞAŞIRMA SABRIMIZI TAŞIRMA!

NASA’nın şiddetli hava olayları uzmanı Dr. Timothy Hall özellikle İstanbul’da son yıllarda yaşanan dolu, fırtına, sel gibi olayları yorumladı. Dedi ki “Şiddetli hava olaylarını daha çok yaşayacaksınız. Isınmanın etkisi daha çok şehirlerde görülecek, nedeni betonlaşma”.

Bu şahsın niyetinin kötülüğü apaçık ortada!

Besbelli Türk inşaat sektörüne karşı planlı bir saldırı bu! Betonlaşmayalım da ne yapalım? Yeni rezidanslarımızı, projelerimizi bambuyla mı inşa edelim?

Kendisini araştırdım, zira işkillendim bu adamdan. İllüminati olabilir, evanjelist olabilir, tapınak şövalyesi olabilir veya ben bu ara çok televizyon tartışması seyrediyor da olabilirim, bilmiyorum. Ama bu tespite bakınca kendisinin gerçek doktor olduğundan şüpheliyim bir kere, dur bakalım. Bu konudaki araştırmam esnasında buldum ki Timothy Hall New York’un, Manhattan’ın göbeğinde yaşıyor. Yani utanmadan “beton cangıl” lakaplı şehirden buraya atıp tutuyor! Önce kendine bakacaksın arkadaş!

Beyefendi dolunun, fırtınaların, selin suçunu beton binalarımızın bereketine atmış. Evet ben de o sabaha karşı şimşek ve gök gürültüsüyle uyanıp apartman yıkılıyor zannedenlerden biriyim. Fakat sebebini hemen bir hafta sonra anladım. Kanlı Ay tutulması! Tabii. Güya NASA’da çalışıyorsun, buna uyanmıyorsun, pöh! Bir tane astrolog dinlemedin mi bu ara kardeşim? Kanlı Ay tutulması neler neler yapar. Bilim adamısın, günceli takip et, antenlerini biraz aç!

“Isınmanın etkisi daha çok şehirlerde görülecek”miş. E tabii ki. Klimalardan. Soğuk havayı içeri sıcak havayı dışarı verdikleri için klimalar şehirde sokakları ısıtıyor, bu çok normal. Sebep-sonuç ilişkilerini biraz daha irdele doktor bey. Gelişmişliğimizi kıskanmakla olmuyor bu işler.

Evet, tamam, ben çocukken Barboros Bulvarı’ndaki evde yazları klimasız püfür püfür otururduk. Kimse terlemezdi o yıllarda. Ama niye diyeceksin. E ülke fakirdi. Az yerdik. Az kalori aldığımızdan da vücut ısınmazdı haliyle. Şimdi çok şükür obezite ve şeker problemimiz bile var, tabii sıcak basıyor! Bilim adamıysan tıbbı, şunu bunu işin içine katıp disiplinlerarası analiz yapacaksın!

Eyy Timothy Hall! Şaka falan tamam da, betondu, ısınmaydı, gıdalardı, dünyanın durumu çok mu kötü be oğlum? Ha? Nasıl yapalım? Arada klimayı kapatsak?