Paylaş
Çocukluğumuzda çok yaygın bir şakaydı bu. 70’lerde ve 80’lerde elektrik vardı tabii de neredeyse her akşam kesilirdi. Her evde tüplü gaz lambaları ve bol mum bulunurdu. Sık sık mum ışığında ödev yapıldığından, bu şaka çocukların dilindeydi.
Benzin kuyrukları kilometrelerce uzardı. Millet otobüsleri, troleybüsleri tıklım tıkış doldurur, trenlerde kalabalıktan salkım saçak dışarı sallanarak seyahat eder, olmadı tabanvayla işine gücüne koştururdu.
Fuel oil karaborsadaydı. Çoğu apartman sakini, kaloriferlere yakıt bulunamadığından, bir gaz sobası kurmuştu kaloriferli eve. Bazen aşırı talepten gaz da karaborsaya düşerdi. O zaman yün çorap, kazak ve battaniyeler satış rekoru kırardı.
Hâlâ arıza kaynaklı kesintiler oluyor ama tek tük. Sobalı ev, büyük şehirlerde çok az kaldı. Arabalar öyle çoğaldı ki trafikte adım atmak imkânsız.
Ancaaak... Yokluktan değil fiyatlar yüzünden bir enerji nostaljisi yaşamaya hazırlanın.
Malumunuz dolar çılgınca arttı. Rusya’dan doğalgazı yüzde on indirimli almıştık, ama kur (şimdilik) yüzde 13 arttığından yine fiyat yükseldi. Ekonomi yapmak isteyenler ısıyı kısıp battaniyeleri, yün kazakları ortaya çıkarsın.
Enerji Bakanı Taner Yıldız, hafta başı, “Tabii ki biz dolarla alıp TL ile satan bir ülkeyiz. O yüzden parite farkları enerji sektörünü olumsuz etkiliyor” dedi zaten.
Ham petrol fiyatlarının yükseldiği de ortada. Bu, öyle veya böyle benzin fiyatı artacak demektir. Siz toplu taşımaya ve tabanvaya inceden alışın bence.
Elektriğe gelince... BOTAŞ, gazı, elektrik santrallarına, dışarıdan aldığı fiyatın üzerine 100 dolar koyarak satıyor. Bu, eninde sonunda elektrik fiyatlarına da artış olarak yansıyacak demek. Yani, halk diliyle, hangi burçtan olursanız olun yakın gelecekte elektrik faturanız çok sağlam gelecek diyor astrologlar! Bütçeyi korumaya niyetliyseniz, elektrik kesilmese de kendiniz kapatıp, kullanmak için bol mum ve gaz lambası edinmekte fayda var.
Belki yandaş medyada, enerji fiyatlarındaki bu artış “Ülkenin enerjisi acaip yükseldi” gibi bir müjde manşetiyle verilir, bilmem. Ama siz gerçeği bilseniz de moralinizi bozmayın. İspanyol paça pantolonları çekip, battaniyeyi de üzerinize sardınız mı, ooh, “Soğuk evde, mum ışığında 70’ler nostalji keyfi” diye fotoğraf çekip Instagram’a koyar, bir sürü “like” alırsınız!
Tenhalarda gezersin, gözlerini süzersin
ERZURUM’da bir belediye ve üniversitenin düzenlediği toplantıda, emniyet amiri Aysel Yalta, kadınlara güvenlikleri için şu tavsiyelerde bulundu: “Çantanızda biber gazı bulundurun. Tenhalarda gezmeyin, sosyal medyayı fazla kullanmayın.”
Pekâlâ, kadının evi tenha bir sokaktaysa ve işten hava karardıktan sonra çıkıp eve gidiyorsa? Sanırım çalışmayı bırakmak zorunda. Çok pratik bir önlem.
Şöyle yapalım, hırsızlığı önlemek için de herkes penceresine dikenli tel, evine çepeçevre alarm taktırsın, boğazından kesip apartmana güvenlik görevlisi tutsun ve mümkünse hiç evden çıkmasın. Aynı mantık zira.
Polis hanım, bari siz yapmayın! Yahu zaten ülkede şiddetin faturasını kadına çıkarma eğilimi var. Mini etek giydi, akşam dışarı çıktı, telefonla fazla konuştu gibi sebeplerle tecavüz, yaralama ve cinayet suçlarının sorumluluğunu neredeyse yarı yarıya paylaştırma zihniyeti yaygın. Polisin işi her vatandaşı, her yerde, günün her saatinde korumak değil mi?
Son 65 günde 55 kadın öldürüldü. Savaş çıksa bilanço aşağı yukarı bu olurdu.
Kadınların hayatını sınırlamakla olmaz bu iş. Suçluların hayatını sınırlamaya ne dersiniz?
Cezaları ağırlaştırın, affı, hafifletici sebebi, iyi halden ceza ertelemeyi kaldırın, sonra kadınlara değil, erkeklere uyarı yapın: “Arkadaş, gece yarısı tenhada sana göz kırparak önünden geçen bikinili kadının yanağından makas bile alsan 1 yıl içeride yatarsın, haberin ola!” Bak gör o zaman kadınlar ne kadar rahat ediyorlar, tenhalarda da geziyorlar, sosyal medyayı da kullanıyorlar.
Paylaş