Paylaş
DÜN arka arkaya şehitler gelirken ve mevsimlik işçi olarak çalışan Kürt vatandaşlara saldıran öfkeli kalabalıklar ortaya çıkmışken, “Başımız sağ olsun. PKK arka arkaya saldırılarla içsavaşı körüklüyor, oyuna gelmeyelim” minvalinde bir tweet attım.
Şahsen içsavaş ve ayrışma ortamının, bir terör örgütüne fevkalade uygun zemin hazırladığı kanaatindeyim. Hele ki bu örgüt, komşu ülkede içsavaş varken, ustalıkla, bölgesel yönetimi fiilen ele almış bir örgütse.
Bu vaziyetin asıl sorumlusunun hükümet ve/veya Cumhurbaşkanı olduğunu düşünen ya da Güneydoğu’da sivillerin de ölmesine dikkat çeken birkaç kişi tweet’e itiraz etmiş. Bunlar dışında, Gezi direnişine, ana akım medyaya, sanatçılara müthiş önyargılı, bu yüzden de yazdıklarıma şaşırıp, hayretle takdir eden dev bir kalabalıkla karşılaştım! Bu gazete başta, ana akım medyada da sanatçılar tarafından da terör defalarca lanetlendi oysa.
Sanırım bu ön kabuller, siyasi kazanımlar uğruna kutuplaştırmanın sonucu. Siyasetçilerden, kanaat önderlerinden, bu dönemde ekstra sakinlik, sorumluluk duygusuyla dolu dikkatli cümleler bekliyoruz. Zira, misal, benim tweet’in altına “Dizilerinizde sübliminal mesajlar vermenize rağmen, bak vallahi bunu çok güzel demişsiniz” diye yazan adam var! Dizilerde sübliminal mesaj verdiğime inanan biri neye inanmaz?
Ama yorumlarda en çok dikkatimi çeken, farklı fikirlerdeki insanların bir dakika içinde küfür, hakaret dolu tweet’lerle birbirine girmesi oldu!
Biri ötekini şeriatçılıkla, öteki bunu dinsizlikle, diğeri onu hainlikle, beriki şunu darbecilikle suçluyor. Din, mezhep, ırk, “izm” içeren “sövgü”ler, gırla gidiyor.
Hanımefendiler, beyefendiler! Sakin olun ve elinizdeki hakareti yavaşça yere bırakın!
AK Partili olmak ya da olmamak, Tayyip Erdoğan’ı sevmek veya sevmemek, ülkede taraf olmak değildir! Hepimiz aynı taraftayız! Türkiye’nin tarafında! Hepimiz barış istiyoruz. Hepimiz kardeşlikten yanayız. Sadece siyasi tercihlerimiz farklı! Aynı restoranda farklı yemekler ısmarlıyoruz, o kadar. Yemek tercihimiz yüzünden birbirimize sövmeye, saldırmaya devam edersek, restoran başımıza yıkılacak!
Siyasetçi oy ister. Oy için slogan bulur, bağırır, parmakla gösterir, düşman yaratır, neler neler...
Ama bu aralar sosyal medyada, daha da önemlisi sokakta... Sakın dolduruşa gelme Türkiye!
Algı operasyonunun kralı!
ŞÖYLE deniyor:
“PKK bir terör örgütüdür.” Bu doğru, katılıyorum.
Ancak tespit ve çıkarımlar, şu tuhaf mantıkla zincirleme devam ediyor:
“PKK terör örgütüyse, zaman zaman ayrılığı düşseler de, PKK ile bağlantıları olan, “Onlara sırtımızı dayıyoruz” diyen HDP de teröristtir!”
“Bu durumda, HDP’ye oy vermiş olanlar da teröristtir!”
“O zaman, HDP’ye oy vermemiş olsa da, HDP’nin barajı geçmesini doğru bulmuş herkes de teröristtir!”
“HDP’nin barajı geçmesini öyle böyle destekleyenler, bu konuda yazıp çizenler Cumhurbaşkanı’nın başkan olmasını dolaylı olarak engellediğine göre, onlar da teröristtir!”
“Dolayısıyla, Cumhurbaşkanı’nın başkan olmasını doğru bulmayan herkes de biraz teröristtir!”
Ee? Geriye ülkenin yüzde otuz beşi filan kaldı?
Bunları yüz kere söylersen, birileri benimser.
Siyasi slogan atmak için ikide bir, misal çevreci protesto yapan vatandaş, öğrenci, muhalif gazeteci, sanatçı için “Vatan haini”, “Terörist”, “Bu ülkeden defolacaklar” (Hürriyet binasını basıp bunu Hürriyet grubu çalışanları için söyleyen AK Parti Gençlik Kolları Başkanı gibi) dersen, bazıları bunu ciddiye alır! Ve milleti bin parçaya ayırır, birbirine düşman edersin.
Aman diyeyim!
Paylaş