Büyük şehirlerin ve küçük naif hesapların partisi!

Siyasi partileri şöyle bir inceleyince CHP, aralarındaki en naif karakter olarak ortaya çıkıyor.

Haberin Devamı

Komşunuz olsa kibarlığından, güvenilirliğinden şüphe etmezsiniz. Ama evinizi emanet ederseniz musluğu açık unutabilir veya kapıya “Temizlikçiyim” diye gelen hırsıza kanabilir. Yani “Becerebilir mi” sorusu kafanızın köşesinde sallanıp durur. CHP’nin sorunu da tam olarak budur

Büyük şehirlerin ve küçük naif hesapların partisi


Canım CHP ya. Ülkenin en içi dışı bir, en naif partisi. Vallahi. Bana verdikleri intiba böyle.
Zira AKP, MHP, HDP kurt kurt! Binbir türlü enformasyon kaynakları, B ve C planları sıkı örgütleri, agresif bir tutumları var. En azından sundukları resim bu. CHP ise ne bileyim, sanki alt kat komşunuz eczacı beyefendi gibi takı tasarımı yapan kuzeniniz gibi. Hani tertemiz bir insandır, eğitimlidir, aydınlıktır, oturmasını kalkmasını filan bilir de iş halletmeyi, bir sorunu hızla çözmeyi, sokak çocukluğunu bilmez ya.
Mesela tatile giderken evinizi emanet edebilirsiniz. Çok güvenilir biridir ve elinden geleni yapar. Ama sular kesikken musluğu açık bırakırsa, balkon kapısını aralık unutur da eve kediler dolarsa veya kapıya “Ben temizlikçiyim” diye gelen tipi eve alır da soyulursanız, şaşırmayın. Afra tafra da yapmayın. Çünkü aynı CHP gibi iyi gitmemiş işlerde muhakkak kulağa gayet haklı gelecek çook uzun bir açıklaması vardır. Vardır ama evin hali de haraptır işte.

Haberin Devamı


20 yıla CHP tamamdır!


Üstteki paragraf, inanın ne bir övgü ne aşağılama. Sıradan bir seçmen, bir sade vatandaş olarak izlenimimi anlatıyorum.
Ülkenin bütün partilerinde çok değerli adam ve kadınlar var tabii. Daha ağırlıklı oranda, benim apartman yöneticiliğini bile (farklı sebeplerden) teslim etmeyeceğim insanlar da bulunuyor. Ama işte hepimiz bu partilerden birini daha yakın bulup gidip oy veriyoruz. Konu şu: İçindeki siyasetçileri ve icraatları toplayıp, birleştirip, her partiyi bir karakter haline getirirsek, itiraf edelim, çıkan resimlerde, aralarında en uyanık görünen CHP değil. ‘Uyanık’ burada hem iyi hem kötü anlamda.
Araştırmalar gösteriyor ki ülkede üniversite mezunu seçmeni en bol parti CHP. Aynı zamanda bir şehrin büyüklüğü arttıkça CHP’ye çıkan oy oranı artıyor. Güzel.
Peki on yıldır şehirler kalabalıklaştığı ve eğitim düzeyi arttığı halde niye AKP’nin oyu yükseliyor?
CHP’liler, bu soru sorulunca her geçen dakikanın kendi lehlerine çalıştığını söylüyorlar. Ve diyorlar ki: “Dünyanın her yerinde, şehre taşınan muhafazakâr ve kırsal kökenli ailelerin çocukları 20 yıl içinde sosyal demokrat partilere oy vermeye başlıyor!” Hmm. Bu hesapla ben 60 yaşına filan geldiğimde ülkede iktidarla ana muhalefet arasında kıran kırana bir mücadele görebileceğiz! Yani CHP’liler 15-20 yıl sabrederlerse yaşadılar! Gidişat süper. Allahım yarabbim yahu!

Haberin Devamı


Becerebilmek ya da becerememek işte mesele bu!


Anlatabildim mi ne tür bir naiflikten bahsettiğimi?
Torbayla gıda yardımı yerine aile sigortası, ev hanımlarına odaklanmak, sosyal demokrat parti olarak mavi yakalıları kazanmak vs. Elbette böyle güzel şeyler de söylüyorlar. Ama seçmen olarak bana verdikleri ilk his “Özünde iyi insanlar da ayağı yere basan fikirler ve pratik çözümler çıkartabilirler mi?” İkinci his de “Fikir bulunsa da aralarında tartışmayı bırakıp uygulamaya geçirebilirler mi?”
Yani “CHP becerebilir mi ki?” diye özetleyeceğimiz sorudur CHP’nin temel problemi! Demek değiştirmeleri gereken, sadece ev hanımlarının sosyal yardım anlayışı değil aynı zamanda CHP’li siyasetçileri söylemi ve icraatları toplayıp birleştirince ortaya çıkan resim! Ana muhalefet partisini gariban bir mizah yazarı olan bendenizden daha saf, sistemsiz ve dağınık bulmam iyi bir şey mi? Bence berbat.
Biz halk olarak, hem iyi hem kötü anlamlarıyla biraz ‘uyanık, şeytana pabucunu ters giydiren, hızlı, hırslı, tuttuğunu koparan’ yöneticiler seviyorsak, o zaman bu hikayede CHP yan rol olarak kalmaya mahkûm. Yan rol bu kadar zayıfken başrolü sabaha kadar eleştirip, günlerce “Niye bu kadar insan oy veriyor” diye şaşırabiliriz. Senaryoda bir şey değişir mi?
Gerçi 20 yıl sonra, şey olacakmış... Neyse, gülmeyin ya, ayıp.

Yazarın Tüm Yazıları