Bu hafta ombudsmanlık yapasım geldi!

Kâh devlete kâh millete hizmetimdir! Gündemdeki bazı konulara pratik çözüm önerilerimi, vatandaşa tavsiye ve çok değerli görüşlerimi aktarmak istiyorum. Zira akıl akıldan üstündür ve hiçbirimizde akıl fikir kalmadığına göre, kaybedecek bir şey yok!

Haberin Devamı

TEMEL UZAYA GİTMİŞ...

THY Genel Müdürü değişti. Eski müdür Temel Kotil’in artık başka bir görevi var. Kendisi Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ’nin genel müdürü artık. Memleket olarak uzay çalışmalarımız ne yoğunlukta, hangi yeniliklere imza attık, bilmiyorum. Muhtemelen benim cahilliğimden. Zira çocukluğumda hiç astronot olmak istemedim, hep sanatçı olmak istedim. Oysa kamera insana 5 kilo katıyor, uzaydaysa yerçekimi olmadığı için 35 kilo filanım, ne güzel. Çocuklukta bunları düşünemiyor insan. Olsun, sanatçılık, astronotlukla karşılaştırıldığında en azından bizde, ayağı daha yere basan bir meslek. Yine yerçekimi şakası yaptım gibi oldu ama vallahi değil. Konu şu: Türkiye’de son yıllarda uzay başlığı altında gördüğümüz tek haber, Bingöllü köylülerin Ruslara dolarla sattığı meteor parçaları. Ama sonuçta Temel Bey bunu değiştirebilir. THY’yi ne güzel zıplatmıştı. Mesela, benim öngörüm, şimdiye kadar en lezzetli mönünün olduğu uzay mekikleri yapılacaktır. Astronotlar, galakside yaprak sarma ve imambayıldı yerken asla evlerine dönmek istemeyecek, “Houston, bir sorun var, marş basmıyor, motor boğuldu, bir süre burada kalacağız” gibi yalanlar söyleyeceklerdir. Temel faktörüdür bu! Öte yandan aynı Türk Hava Yolları’nda yaşananlar yaşanacaksa, uzay mekiğimizin, 10...9...8... filan diye geriye sayılırken, ancak eksi 2754’te fırlatılabilmesi çok muhtemel. E aynı gün Merkür’den  Plüton’a, her gezegene saat başı sefer yaparsan, rötardan kaçamazsın.

 

Haberin Devamı

KONUT PROJELERİ NEREYE?


Gayrimenkul ilgilendiğim bir sektör. “Nerede ev kaça, oralar çok değerlenmiş, biz aldığımızda şu kadardı”  muhabbetini sevmeyen insan bence tam olarak Türk değildir. Ve ben Türk’üm! İnşaat sektörü memleketin en enerjik alanı. Tabii ev mev alacaksanız, yakından takip ettiğim bu sektörde bazı konulara dikkat edeceksiniz:

‘Havaalanına 45 dakika’, ‘Köprüye 30 dakika’, ‘Merkeze 5 km’ gibi ibarelere dikkat edin. Hangi havaalanı, hangi köprü, hangi merkez, iyi araştırın. Siz Nişantaşı’nda oturacağım zannederken, bina müstakbel Çanakkale Köprüsü’ne 30 dakika, Bursa Yenişehir Havalimanı’na 45 dakika, İstanbul’un değil, hayvancılık sektörünün merkezine, yani bir meraya 5 km. çıkabilir.

 

Haberin Devamı

Deniz manzarası vaat ediliyorsa, “Hangi deniz” diye sorun. Çünkü dikkatinizi çekerim, esasında Boğaz, deniz değil, bir tür nehirdir! Deniz dedikleri muhtemelen Marmara Denizi veya Karadeniz, ve sizin evden Taksim Meydanı boş trafikte nereden baksan arabayla 2 saat!

 

Coğrafya tamamsa matematiğe geçelim. İnşaat sektöründe 1+1 eşittir 1’dir. Zira çoğu 1+1’ler, özellikle de gerçekten büyük şehirlerin merkezi semtlerindeyse, minik bir salonun ikiye bölünmesiyle oluşan 2 küçük odadan  müteşekkildir. Odalardan birine 1.5 kişilik yatak, projede ‘salon’ tabir edilen diğer odaya da ikili kanepe ve sehpa sığıyorsa yine iyisiniz. Ayriyeten mutfak aramayın, mutfak, kanepenin bitişiğindeki lavabolu tezgah.

 

Haberin Devamı

‘Metroya yürüme mesafesi’, sizin yürüyüş sporundaki performansınıza bağlı. Asla metro sizin apartmanın 50 metre ilerisinden geçmeyecek. New York mu kız burası? Hani 500 metre ilerideki AVM’nin en üst katından bakınca, ileride kutu kutu gördüğünüz gökdelenler var ya, hah, metro  oradan geçiyor! ‘Yürüme mesafesi’ de, her gün 10 bin adım yürümek bir sağlık şartı ya, o şekilde düşünün! Sabah akşam ikişerden, 20 bin adım yürüyeceksiniz oh, ne sallandırıyorsunuz ki suratınızı?

 

Son olarak, ‘Yeşillikler içinde’ye de çok kanmayın. Sitedeki apartmanların arasına taflan dikecekler, o o demek. Şimdi gerçekçi biri olarak gidin alın evinizi, çünkü 10 yıla çok değerlenecek oralar!

 

Haberin Devamı

ŞORTLU KIZA TEKME ATAN VATANDAŞ KRİZİNİ BİZ ÇÖZERİZ!

 

Çünkü belli ki Türk savcı ve yargıçlarının kafası karışmış, biri bırakıyor, öteki yine yakalatıyor. Hiç mühim değil. Normaldir. FETÖ’ydü, şuydu buydu, hangi biriyle uğraşacaklar? Yargı ve emniyetin iş yükünü hafifletmek isterim. Biz 5-6 arkadaş bu şahsın kendini toparlaması, içini dökmesi için bir fırsat vermek istiyoruz. Kendisini alıp, otobüste nasıl tekme attı, o farklı tekmeyi biz de yapabilir miyiz, bu konuda sohbet etmek, o tekniği öğrenip kendisinin üzerinde deneyerek bilgilenmek, onun da biraz ağlayıp içini dökmesini sağlamak istiyoruz! Türk adaletinin ve emniyetinin vaktini çalmayalım artık. Vatandaş olarak biz de bir ucundan tutalım. Bir ucundan ben tutayım mesela, öteki ucundan başkası tutsun, birkaç başka arkadaş da farklı tekniklerle şortlu hemşiremize saldıran vatandaşa terapi yapsın. Terapi için farklı yöntemlerimiz olabilir, zira biz sanatçıyız. Sanat çok şeyi düzeltebilir. Mesela dövüş sanatlarıyla bu meseleyi çözebilir, hem söz konusu şahsı topluma daha faydalı biri haline getirebilir, hem toplumun içinin yağlarını eritip daha fit bir psikolojik ortam yaratabiliriz!  

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları