Bir televizyona bakıp geleceğim...

Malumunuz filmin koşturması biter bitmez, dizi işi başladı. 18 Şubat’ta dizimizin yayını var. Hem senarist ol, hem oyuncu, hem gazeteye iki gün yazı yaz, iki de pantolon dik, olmuyor. Program biraz hafifleyene, havalar ısınana kadar, Pazar yazılarına ara veriyorum affınıza ve editörlerimin anlayışına sığınarak. Kendinize aşırı yüklenmeyin, arada aylaklık yapın ve beni özleyin...

Haberin Devamı

Değerli okuyucular ve sevgili televizyon izleyicileri...

Hepsini beraber yapmayı denedim, fakat olmuyor. Günde 14 saat çalışılıyor, yetmiyor. Sete koşuluyor, oynanıyor, yorgun gelip gazeteye yazı yetiştiriliyor, bu sefer senaryo gecikiyor. Senaryoyu yetiştiriyorsun, gazete çiçek gibi yürüyor, o zaman da rolün hakkı verilemiyor... Topunu birden yapayım diyorsun, stres kaynaklı boyun ve ve hayatımda ilk kez yaşadığım baş ağrısından hepsi iptal oluyor. Arkadaşlar, eş-dost, saça röfle yaptırma, hatta filmimin 5 milyonu kutlama gecesi zaten sıraya girmiş, sürekli ertelenmekten mütevellit gıcık bir ifadeyle ajandadan bana bakıyorlar!

Geçen gün, acılar içinde uyandım! Fıstık gibi çıkan boyun ve baş emarından sonra doktora sinirli sinirli “Ee hiçbir şeyim yoksa neyim var da ağrılarla uyanıyorum?” dedim. Tıp biliminden hesap sordum resmen! “Yetmiş beş yıl okumuşsun, ver bir ilaç da işime gücüme döneyim arkadaş” gibisinden ifadeler de kullanmış olabilirim. Uykusuzdum, kahveliydim, hatırlamıyorum! Doktor “Aşırı yüklenme bu, aşırı yüklenmee” diye sesini yükseltti! Ona mı yüklendim ki? Yoo, kendime yüklendim, niye şahsi aldı ve sinirlendi? Ama işte tıp hekimini kızdıracak kadar yoğunum, onu anlatmaya çalışıyorum.

Haberin Devamı

Bir televizyona bakıp geleceğim...

Böyle bir hastalık varmış: ‘Aşırı yüklenme’. O sorumluluğu da alayım, bunu da yapayım, ötekini de arada halledeyim derken vücut bir yerden alarm veriyor. “Bir sakin yav” diyor. “Acık yükü azalt, ben hallederim yine, ama her şeyi aynı anda yapamazsın gözünü sevdiğim” diyor.

Malumunuz filmin koşturması biter bitmez, dizi işi başladı. 18 Şubat’ta dizimizin yayını var. Hem senarist ol, hem oyuncu, hem gazeteye iki gün yazı yaz, iki de pantolon dik, olmuyor. Program biraz hafifleyene, havalar ısınana kadar, Pazar yazılarına ara veriyorum affınıza ve editörlerimin anlayışına sığınarak. Bir süre sadece çarşamba günü okuyacaksınız yazılarımı, ana gazetede. O arada, bir televizyon dünyasına bakayım, neler oluyor. Sizi haftada bir ekran aracılığıyla da biraz neşelendireyim, mayo mevsimi yaklaşırken tekrar burada buluşuruz. Kendinize aşırı yüklenmeyin, arada aylaklık yapın ve beni özleyin...

Yazarın Tüm Yazıları