Paylaş
Artık bahçe, park, yürüyüş alanı, AVM önü, ibadethane bahçesi gibi açık havalı yerlerde sigara içmek yasak olacak. Çay bahçelerinde sigara içilen alanla içilmeyen alan ayrılacak.
Nasıl memnunum biliyor musunuz? Haftanın en fevkalade haberi! (Şu gündemde tek iyi haberi bile olabilir.)
Esasında açık havada sigara içildiğinde ben çok rahatsız olmuyorum. Ama sigara içenler rahatsız olsun istiyorum! Kalkıp sigara içilen masalarda oturmaya, masalar doluysa ayakta beklemeye mecbur kalsınlar. Cami bahçelerinde içemesinler. AVM önlerinde “Yassah hemşerim” ibaresini görüp, soğukta yürüyüp kuytu bir yer bulmak için uğraşsınlar! Parklarda sigara molası veremeyip, egzoz dumanlı yol kenarlarına mecbur kalsınlar!
Oh içemesinler hiçbir yerde! Hayatları zorlaşsın! Sigara yasağı her köşede enselerinde boza pişirsin! Sonunda buralarına gelsin, bırakmaya mecbur kalsınlar!
Evet, ben bir sigara faşistiyim! Bu konudan da ödün vermem!
Sağlıklı olayım diye goji berry’lerin, nefes kurslarının, pilates kasetlerinin, çörekotu özlerinin peşinde koşup duruyorsunuz, ama elinizde sigara!
Arkadaş aklınızdan zorunuz mu var sizin? İçmeyin şu zıkkımı! İçmeyin dedim! Bitti!
Aç aç aç aç! Peki açalım!
BİRLEŞMİŞ Milletler, Türkiye’yi Suriyeli sığınmacılara sınırı açma çağrısında bulundu!
Sanki iki buçuk milyon insan gelmemiş, güney illeri birer küçük Suriye olmamış gibi, “Yav alın iki yüz-üç yüz bin kişi daha, elinize mi yapışır” tarzı bir rica! Rica da değil hatta, “Uluslararası yükümlülüğün var” şeklinde bir tür emrivaki.
Kendi ülkesine gelecek mülteci sayısını iki bin iki yüz elli yedi filan gibi küsuratlı ve komik sayılarla sınırlayan ülkeler bunlar... O, gelecek bir avuç insanı da karpuz seçer gibi, “Doktorundan mühendisinden olsun” diye seçen ülkeler... O üç-beş kişiyi alıp, bir de aldığına pişman olup geri göndermeyi düşünen ülkeler... Aralarından bir tanesi, gelen mültecilerin 1000 Avro üzerindeki para ve ziynet eşyalarına el koymayı kanun olarak geçirmiş ülkeler... Ki o ziynet eşyası meraklısı ülkenin tüm nüfusu da bizim son birkaç yılda memlekete aldığımız mülteci sayısının sadece iki katı!
Arkadaş, kapınızda ölseler bir bardak su vermezsiniz, bize “Evin tapusunu misafirin üzerine yapın” diyorsunuz!
Arapçayı sokakta duya duya sökmekte olan, yavaştan suç oranları artmaya başladığı halde merhameti elden bırakmayan, uzun vadede hırsızlığa filan dünden razı da gelenlerin yaratacağı ya da bulaşacağı terörden korkarak yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına yazık değil mi?
Sınırınızı açın demek kolay da misafirperverliğimizin de bir sınırı var!
Bence madem “Aç aç aç” diye bu kadar ısrar ediyorlar, açmışken hem Suriye sınırını hem batı sınırlarımızı açalım! İsteyen ferah ferah Avrupa’ya geçsin otursun!
Bak Suriye’deki çatışma 3 günde duruyor mu, durmuyor mu?
Düşüp bayılacağım
-CHP bir süre daha bu Atatürk posteri meselesini uzatır, dünyanın en dertsiz ülkesinde yaşıyormuşuz gibi, hem bizim hem partinin vakit ve enerjisini bu konuyla harcar/harcatırsa...
-Yine CHP, bu defa da çok Atatürkçü olduğunu kanıtlamak için grup toplantısında en ön sıraya o Atatürk’ün benzeri oyuncuyu oturtursa...
-Bir daha herhangi bir AK Partili “Türkiye’de basın özgürlüğü şahane bir durumdadır, Cumhuriyet tarihinde bu kadar çılgın bir basın özgürlüğü görülmemiştir” tarzında bir açıklama yaparsa...
-Bir daha “Bugünkü yazınızda şu konuya hiç değinmemişsiniz, şuna çakmamışsınız, berikini övmemişsiniz?” diyen bir yorum gelirse... (Yazılarımın konusunu keyfimin kâhyası seçiyor efendim! Yani bendeniz!)
-Telefonuma, mail kutuma, sosyal medya adreslerime, tüm iletişim ağlarını istila eden “Sevgililer Günü’nde şunu alın, bunu yapın, öyle deyin” konulu bir mesaj daha gelirse...
-Yetenekli insanların yazıp çizdiği, popüler ve başarılı olan bir eser hakkında daha “Oradan çaldı”, “Benden arakladı”, “Kaynımın hayatından esinlendi”, “İlham perisi eniştemdi” filan diyen olursa...
Şakkadanak düşüp bayılacağım! Ciddiyim!
Paylaş