Paylaş
ABD'li danışmandan nihayet kurtulduk
Tansu Hanım'ın Amerikalı siyaset danışmanı Jay Kriegel'in kontratının feshedildiğini Meclis kulisinde Başbakan Mesut Yılmaz'dan öğrenince öyle bir sevinç çığlığı attım ki, Mesut Bey dayanamayıp, ‘‘Ne oldu?'' diye sordu. ‘‘Çok sevindim. Türkiye'nin bu ortamında avuç dolusu para verdiğimiz yabancı danışmandan nihayet kurtulduk. Ona ödenen paralar vatandaşların vergilerinden ödenmekteydi'' dedim.
Jay Kriegel'ın son volilerinden biri de 60 bin dolar karşılığında Emniyet Genel Müdürlüğü için hazırladığı 20 sayfalık bir rapordu... Raporda Türk polisinin içinde bulunduğu sorunlar 6 başlık altında değerlendirilmiş... Biraz okuma yazma bilen, biraz ülke sorunlarını ciddiye alan sıradan vatandaşın iki üç günde yazabileceği sorunlar alt alt yazılmış ve Krigel amca 60 bin doları hortumlamış... Bu hesapla raporun bir sayfası yarım milyar liraya geliyor.
Kriegel az kaldı KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın da danışmanı olacaktı... Kriegel, Denktaş Amerika'da iken Dışişleri'nden Denktaş'ın kıramayacağı kadar önemli birisini araya koydu. Kriegel'in bir dediğini iki etmeyen ünlü Dışışleri üst düzey bürokratı da Denktaş'a rica etti ve ikisini buluşturdu...
Kriegel, ‘‘Hizmette üstüme yoktur. Kıbrıs lobisini en iyi ben yaparım'' dedi, ama allahtan tecrübeli politikacı Denktaş'ı ikna edemedi.
Kriegel'in 94-95 yılları arasındaki tüm ücretleri Tanıtma Fonu'ndan karşılandı.‘‘Tanıtma Fonu'' denince nedense aklıma Kriegel'in de yakın arkadaşı olan Murat Ersavcı geliyor. Tansu Hanım'ın o günlerdeki gözbebeği Başbakanlık eski Basın Yayın Enfarmasyon Genel Müdürü, şimdiki İrlanda Büyükelçimiz... Bugünlerde yurda dönmüş ve ayak alışkanlığından olsa hemen kendini Başbakanlık binasına atmış... Yeni hükümetin ANAP kanadından başlayarak ‘‘hayırlı olsun'' turlarını atmış. Sohbetlerinde de eski hükümetin yanlışlarını sıralamaya başlamış...
Bob Squire’i ihbar ediyorum
Clintonlar'a yakınlığı ile tanınır... 24 Aralık seçimlerinde Çiller'e daha rahat hizmet sunmak için Ankara'yı ikinci adresi yapmıştı... Örtülü Ödenek skandalından sonra Çillerler'e mesafeli olmayı tercih etti. Kontratını uzatmak için hiç çaba göstermedi. Aralarında ne geçti bilemem... Anlaşılan Tansu Hanım, Bay Squire'e küsmüşki onunla ilgili konularda verilen soru önergelerindeki soruları görmemezlikten gelerek meseleyi yokuşa sürmeyi tercih etti... Ben de kafayı Squire'e taktım.
1994 yılı başından 1995 yılı sonuna kadar başbakanlık konutuna sık sık gelerek Çiller'e para karşılığı hizmet sundu. DYP genel muhasipliğinden Squire'e partiden hiçbir ödeme yapılmadığı kesinlik kazandı... O zaman bu pahalı elemanın parası nereden karşılanmıştır ve ne kadar para ödenmiştir? Türkiye'de bu soruların muhatapları susarak durumu idare ettikleri için araştırmalarımı Amerika'da sürdürmeye karar verdim. Amerikan vergi sistemi çok ciddidir. Bilgiler kamuoyuna açıktır. Yakında Squire'i Amerikan vergi dairesine ihbar edeceğim...
İhbar mektubum şöyle olabilir:
‘‘Ünlü siyaset danışmanınız Bob, ‘Bizim city'nin eski Başbakanı'na uzun bir dönem siyaset danışmanlığı yaptı... Yakın mesai arkadaşı Jay Kriegel'in bu yılki kontratı 900 bin dolar... Kriegel'in kontratını öğrendik ama bizimkiler Squire konusunda ser verip sır vermiyorlar...
Squire'in parasının nereden ödendiği ise bir devlet sırrı gibi kamuoyundan saklanıyor.
Ama eminim Squire namuslu her Amerikalı vatandaş gibi çalışmaları karşılığında kazandığı paranın vergisini size ödemiştir... Konunun tarafınızdan açıklanarak bana bildirilmesini rica ederim... Aklıma arada sırada Bob Squire'in şeytana uyup eksik beyanda bulunarak sizleri yanıltmış olacağı da gelmiyor değil... Ama sizler bu işi çözmeye yetenekli insanlarsınız... Doğruyu bir an önce bulup işi çözeceğinize yürekten inanıyorum
Sevgi ve saygılarımla
Gülçin Telci
Squirezede bir Türk vatandaşı.''
Bir otelde iki banka
Özelleştirme İdaresi'nin Refahyol döneminde ihalesini gerçekleştirdiği üç bankadan Etibank henüz sürüncemede... Ama, bu bankadan yaratılan diğer iki banka, Anadolubank ile Denizbank'ta harıl harıl çalışmalar sürüyor...
Anadolubank'ı Habaş, Denizbank'ı da Zorlu Grubu almıştı... Özelleştirme İdaresi, her iki bankayı ‘‘bir genel müdürlük ve iki şube binası'' şeklinde satmıştı.
Aslında her iki bankada da satışı yapılan gerçekte ‘‘bankacılık lisansı'' idi... Bu iki bankayı alan gruplar, öncelikle üst düzey yönetici kadrosunu kurmakla meşguller. Hem Anadolubank'ın, hem de Denizbank'ın ‘‘özelleştirmede doğan banka'' olmanın yanısıra, şimdi bir kader birliği daha var. Bu iki yeni banka, şimdilik kendilerine ‘‘genel müdürlük merkezi'' olarak Swissotel'i seçmiş.
Anadolubank'ı Genel Müdür olarak, Akbank'ın eski Genel Müdür Yardımcısı Hayri Çulhacı atanmıştı. Denizbank'ta da genel müdürlüğe atama yapıldı. Ama, diğer kadrolaşma henüz tamamlanmış değil. Ayrıca iki banka da yeni logolarıyla, yeni merkezlerini tamamladıktan sonra oteldeki çalışmalarını noktalayacaklarmış...
Paylaş