Gülçin yazıyor

Gülçin TELCİ
Haberin Devamı

Önce insan, sonra büyükelçi

‘Öğrenciyken, papazların da öğretmen olduğu Saint Joseph'de her gün yemekte fındık dağıtılırdı. Bir gün fındıklardan bir tanesini eğlence olsun diye arkadaşımın kafasına attım. O da bunu farketti ve tabağını kalkan gibi kullandı. Bunun üzerine fındık yön değiştirip nöbetçi Papazın kafasına çarptı. Fındığı gizlice atmama rağmen, Papaz benim şuçlu olduğumu anladı ve ceza verdi. Fındığın kendisine nasıl gelebildiğini rahatlıkla hesaplayan Papaz'ın sonradan Geometri hocası olduğunu öğrendik. Ceza kağıdımda ise ‘kurşun gibi fındık atan kişi' ibaresi yer aldı.’

Satırların kahramanı Roma’ya Büyükelçi olarak atanması kesinleşen esprili kişiliğiyle tanınan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Necati Utkan.

Politikaya atılmaya karar veren Büyükelçi İnal Batu'dan boşalan Roma Büyükelçiliği, Öcalan krizi dolayısıyla Türkiye'nin en hassas dış görevi haline geldi. Utkan'ın gidişi için geri sayım başladı ve Ankara resmen İtalya'dan agreman istedi.

Bakanlığın önde gelen isimlerinden biri olarak tanınan tanınan Sözcü Utkan'ın atanması İtalya'da da yankı buldu. La Repubblica gazetesi Utkan'ın gelişini, ‘‘Türkiye, İtalya ile ilişkilerine önem veriyor ve yüksek amaçlı bir seçim yapıp en iyi diplomatlarından birini gönderiyor’’ yorumuyla verdi.

Utkan'ın yeni görevindeki en önemli dosya Apo...

OĞLU DA DİPLOMAT

Füsun Utkan'la 33 yıllık evliliği olan 1942 doğumlu Necati Utkan'ın iki oğlundan büyük olanı Cem de babasının geleneğini sürdürerek diplomatlığı seçti. Utkan, şimdiye dek girdiği sınavların tamamını derece ile kazandı. Utkan'ın Saint Joseph'den Mülkiye'ye, Mülkiye'den Dışişleri'nin zirvelerine dek yanından ayrılmayan arkadaşı ise Başbakan Dış Politika Başdanışmanı Büyükelçi Ümit Pamir oldu.

Dışişleri Bakanı İsmail Cem de Utkan'ı, gördüğü en esprili, ancak işini en iyi yapan diplomatlardan biri olarak tanımlıyor. Dışişleri brifinglerinin ağır havasını bile anlattığı fıkralarla yumuşatan Utkan ise kendini, hayatı amatör, işini profesyonel yapan biri olarak ifade ediyor.

Şimdiye dek, Paris, Halep, Doha-Katar'da görev yapan Utkan, Bağdat ve Tokyo'da da Büyükelçi görevlerinde bulunmuş. TİKA Başkanlığı görevini de yapan Utkan'ın 33 yıllık diplomatlığında en ilginç anılarından biri ise, büyükelçilik açmak üzere gittiği Katar'da görevi esnasında iki çocuğu ile kaldığı Otel odasını geceleri ikamet gündüzleri ise kapısına astığı tabela ile Türk Büyükelçiliği olarak kullanması.

İleride fıkra sevenler derneği de kurmak isteyen Utkan'ın iki tutkusu var. Birincisi 14 yıldan beri ailenin bir parçası olan Vezir isimli Siyam kedisi, diğeri ise Bağdat'ta satın alıp Tokyo'ya bile götürdüğü 11 yıllık BMW'si. Tabii, Utkan esprili biri olur da, bakanlıktaki arkadaşları ona espri yapmazlar mı? Evet, Dışişleri koridorlarında Utkan'ın yeni lakabı ‘‘Romalı Necati...’’

Utkan, geçen Çarşamba günü Dışişlerinde yaptığı brifingde ise gazetecilere duygusal bir şiir okuyarak veda etti. Behçet Necatigil'in Sevgilerde şiiri şöyle:

Sevgiyi yarınlara bıraktınız

Çekingen, tutuk, saygılı

Bütün yakınlarınız sizi yanlış tanıdı

Bitmeyen işler yüzünden

Siz böyle olsun istemezdiniz

Bir bakış bile yeterken anlatmaya herşeyi

Kalbinizi dolduran duygular kalbinizde kaldı

Siz geniş zamanlar umuyordunuz

Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek

Yıllardır telaşla bu kadar çabuk geçeceği aklınıza gelmezdi

Gizli bahçenizde açan çiçekler vardı

Gecelerde ve yalnız

Vermeye az buldunuz yahut vaktiniz olmadı

O güleryüzlü bakan

ÇEVRESİNDE güleryüzlü olarak tanınan Selçuk Öztek kendini iyi bir

avukat olarak savunuyor. ‘‘Tansu ve Özer Çiller'i hiç tanımam, Arif Yüksel'i eskiden beri tanırım’’ diyor. Çiller'in servetini araştıran Meclis Komisyonu'na gönderdiği rapor için de ‘‘savunmaya katkı yapmadım’’ diye konuşuyor.

Adalet Bakanı bu dönem çok önemli zira bu yol Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda bulunan 15 Yargıtay ve 3 Danıştay üyeliği için yapılacak seçimlerde bakan olarak oy kulllanacak. İşte o zaman biz de bakanın kendini tarif ederken ne kadar samimi olduğuna karar vereceğiz.

Geçenlerde güvercinim balkona geldi. Gene ağzında bir zarf. Zarfın üstünde ‘‘çok gizli’’ yazıyor. Açar açmaz üstünde bir not; ‘‘Okuduktan sonra yırtmanız ricasıyla.’’

Notun devamında, ‘‘Öztek'i Tansu Hanım'ın kulağına Arif Yüksel söyledi. Tansu Hanım da hemen kabul etti. Ve yeni grubunu ikna etti’’ deniyor. Buraya kadar herşey normal, ama yazının diğer kısmı çok ilginç:

OLMAYANLAR

‘‘Ankaralı bürokrat Aliye Kara, bir iki ay önce Ömer Lütfü Topal'la ilgili olarak polise ilginç açıklamalarda bulunmuştu. Polis ifadesinde Yargıtay eski başkanı, Müfit Utku ile KTHY'nin başından yolsuzluk yaptığı iddiasıyla uzaklaştırılan Ümit Utku'yu Ömer Lütfü Topal'ın, Asil Nadir'den aldığı Kıbrıs'taki Jasmin Corte otelinde görüldüklerini söylemişti. (KTHY Genel Müdürlüğü'nün bulunduğu Yeşilköy'daki binasına Ömer Lütfü Topal İle Ayşegül Nadir'in sık sık geldiklerini eskiden biliyorum) Nedense Kara'nın poliste Utku kardeşlerle ilgili söyledikleri Savcılık iddianamesinde yer almadı.’’

Bana ayrıca, ‘‘Enis Berberoğlu'nun bu haftaki 'Türkeş'in ismini kullanan haraççı' başlıklı yazılarını oku’’ uyarısında bulundu. Enis Berberoğlu, 'Ömer Lütfü Topal'dan Merhum Alparslan Türkeş'in ismini kullanarak yüklü miktarda parayı kim almıştı?' diye soruyor ve ‘‘Türkeş'in ismini kulanarak mafyadan haraç toplayan kişinin hala serbest gezmesinin kamuoyu vicdanında yara olduğu kanısındayız’’ diyordu.

Bu arada konudan konuya atlıyorum ama bence Tansu Çiller'in avukatı Fikret Eren de önemli. Eren, Kurt Karaca adıyla ‘‘9 Işık’’ kitabını yazan kişi olarak tanınmakta. Eren ile yeni Adalet Bakanımız da çok yakın dost. Üniversite çevresi kendisine ‘‘güler yüzlü adam’’ diye isim takmış. Hiç değilse bakanımızın güler yüzlü olması içimi biraz olsun rahatlattı.



Yazarın Tüm Yazıları