Gülçin yazıyor

Gülçin TELCİ
Haberin Devamı

Fenerbahçe Cumhuriyeti

Her doğan üç çocuktan birinin Fenerbahçeli olduğu yıllarda doğduğum için ben de Fenerbahçeliyim. Ali Şen'e rağmen Fenerbahçeli kaldım. 1907 Derneği'ne gönül ve ümit bağladım. Şen, oradaki gelişmeyi de aksattı, ama içlerinde öyle güzel insanlar var ki, gene de onları çok seviyorum.

Yapılan kongrede Ali Şen'in desteklediği Vefa Küçük'ün kazanmayışına da çocuklar gibi sevindim. Şen, Türkiye'nin çirkin değişen yüzünün aynasıydı ve onu yönetime getiren kafalar da Titan'ın doğum gününe katılanlar gibiydi. Yeni Başkan Aziz Yıldlırım'ı tanımıyorum, ama ona ve Fener'e şans diliyorum.

Aziz Yıldırım Türkiye'nin gizli zenginlerinden NATO müteahhitleri Faruk ve Cengiz Yalçın'ın kız kardeşlerinin oğlu... Kendisi için güzel şeyler duydum. Şansı açık olsun. Onu seçenleri mahçcup etmesin.

Yalçın Doğan'ın Fenerbahçe tarihi ile ilgili yazdığı ‘‘Fenerbahçe Cumhuriyeti’’ kitabını çok severek okumuştum. Bu kez de bir farklı kalemden Fenerbahçe Cumhuriyeti ve Cumhurbaşkanları adlı kitabı da aynı keyifle okudum. Kitabın yazarı Halit Deringör eski bir Fenerbahçeli futbolcu. Üstelik yıllardır Cumhuriyet Gazetesi'nde spor yazarı.

Kitaptan sizler için Meclis soygunundaki kilit isim Yüksel İnşaat'ın sahibi eski Fenerbahçe başkanlarından Güven Sazak'la ilgili bölümden alıntı yapmayı uygun buldum.

BİTLİS'E SÜRMÜŞ

Meclis soygunu giderek büyüyor. Üstelik şimdi de bilgisayarların çalışmadığı anlaşıldı. Yani Çarmıklı ve Sazak gündemden düşemeyecekler. İşte Deringör'ün kitabından bir bölüm:

‘‘Güven Sazak, 12 Eylül'den önce ağabeyi Gün Sazak MHP'de Genel Başkan Yardımcısı olunca o da Kadıköy'de MHP teşkilatında 'başkan' olur. Sazak Tekel fabrikasında hemen kadrolaşma hareketlerine girer. Ben de o günlerde Cibali Tütün Fabrikası'nda müdürdüm. Fabrikada seçimlerde sol sendika kazanır. Bu yüzden bu işyerlerinde sağ-sol çatışmaları vurulmalar öldürmeler başlar.’’

Ağabey Sazak da Fenerbahçeli yazarı Bitlis Sigara Fabrikası'na sürmüş. Deringör, şöyle devam ediyor:

‘‘Sazak, kabinesine yakından tanıdığı Erol User diye birini alır. User kamuoyuna üstün zekalı biri olarak tanıtılır. Hangi işi yaptığı bilinmez ama çok zengindir. Yönetim bu harika çocuğu futbolcuların başına getirir.’’

Bu bölümde de hepinizin yakından bildiği User'in üçkağıtcılığı anlatılıyor:

‘‘Fenerbahçe'de durup dururken bir ‘casino' açılması fikri ortaya atılır. Bu fikri Mete Has, Hüseyin Kocadağ ve Ahmet Hamoğlu ortaya getirir. Fakat bunu Ömer Lütfi Topal da duyunca bu işe talip olur. Bu rekabette Topal Fenerbahçe'ye 120 bin dolar teklif eder fakat şaibeli olduğu gerekçesi ile reddedilir. Mete Has, Hüseyin Kocadağ'ın önerileriyle ‘casino yapma ve işletme hakkı' 90 bin dolara Hamoğlu'nda kalır. Bunun Kulüp'e bir gelir kaynağı olabileceği düşünülebilirse de muhafazakar yapıya sahip olan Fenerbahçeliler arasında büyük bir tepkiye yol açar. İşin ilginç yanı, casinolardan sorumlu Hüseyin Kocadağ, casino krallarından biri Hamoğlu, Mete Has ve de MHP. Acaba bunların hepsinin biraraya gelmesi bir raslantı mı idi?’’

ABD yolcusuyum

Amerika'ya Türk çıkartması yapılacağını duyar duymaz ‘‘Mutlaka bu çıkartmada bulunmalıyım’’ diye düşünüyordumki Ertuğrul Özkök ruhumu dinlemiş ve ‘‘Ben gidemiyorum, istersen sen git’’ deyiverdi. Bugün siz bu satırları okurken ben yolda olacağım. THY ile önce Chicago'ya gidip yeğenim Memo'yu ziyaret edeceğim sonra da konferansın yapılacağı Washington'a geçeceğim. Bu haberi yazarken astrolog Yasemin Boran kahve içmek için odama geldi. Ben fırsat bu fırsat diye önce ‘‘yıldız haritalarında harp tamtamları çalıyor mu?’’ diye sordum. Gökyüzünün konumu savaş işaretleri vermekteymiş. Clinton'un haritasını henüz tamamlayamamış, ama Allahtan Saddam'ınki hazırmış. Saddam, Boğa burcu, Clinton ise Aslan. İki burç şu sıralarda çarpışmaktaymış. Üstelik bir süredir Kova burcunu ziyaret eden Uranüs oradan Boğa ve Aslan burçlarını sert bir şekilde etkilemekteymiş.

Bu arada aklıma benim de burcumun Aslan, yükselenimin ise Akrep olduğu geldi. Başbakan ve Cumhurbaşkanı'mızın burcu da Türkiye gibi Akrep. Satürn Boğa burcuna girmek üzere. Bu nedenle hem Saddam, hem de Clinton'un üzerinde büyük baskılar oluşturup savaşın kızışmasına yol açabilecek.

Yani ister misiniz ayağımı atar atmaz harp patlayıversin! Çok korkuyorum. En iyisi Uranüs'ü ikna edip savaş çığırtkanlığından vazgeçirmek. Bir diktatör yüzünden Irak halkının çektiği çile artık yetti.

Bu arada geçen Körfez Savaşı'nda Amerikan meclisini bir halkla ilişkiler şirketinin planı ikna etmişti. Kuveytli şeyhin kızı ülkesinde Iraklılar'ın insan haklarını çiğnediğini, Amerika'nın yardımlarına ihtiyaçları olduğunu ağlaya ağlaya anlatınca yufka yürekli Amerikalılar Senato'dan savaş izni çıkarıvermişlerdi..













Yazarın Tüm Yazıları