Gülçin yazıyor

Gülçin TELCİ
Haberin Devamı

Parsadan davasında rapor bilmecesi

Herkes Parsadan davasının finalinde ne olacağını beklerken, ortalığı verildiği iddia edilen bir bilirkişi raporu ortalığı karıştırdı. İddiaya göre, ‘‘Parsadan davasından Çiller yargılanamaz’’ diye bir bilirkişi raporu alınmıştı. Bu rapor Çiller'i Yüce Divan'da örtülü ödenek davasında yargılanmaktan kurtarabilecek bir rapordu.

Ama böyle bir raporun olmadığı ortaya çıktı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itiraz başvurusuyla ilgili bilirkişi raporunun Yargıtay'a gönderildiği iddialarının aksine, başvuruyu karara bağlayacak Ceza Genel Kurulu kimseden rapor istememişti...

YARGIYI ETKİLEME

Çiller'i yakından ilgilendiren kararla ilgili son sözü söyleyecek ve itirazı karara bağlayacak Ceza Genel Kurulu'nun, Parsadan davası ile ilgili bir bilirkişi raporu istemesinin CMUK'un 66. maddesine göre mümkün olmadığı da ortaya çıktı. Bu madde, ‘Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki konularda bilirkişi dinlenemez’ hükmünü öngörüyor.

Karar arifesinde bu tür iddiaların ortaya atılması Yargıtay'ı rahatsız etti. Yargı çevrelerinde bu tür haberler ‘Yargıyı etkileme çabası’ olarak yorumlandı.

İTİRAZ 24 ŞUBAT'TA...

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nin Parsadan'ı mahkum eden kararında yeralan ve Çiller'i ‘Örtülüğü ödeğin dolandırılmasından Yüce Divan’a gitse bile ceza almaktan' kurtaracak yorumuna neden olan cümleye itirazı Ceza Genel Kurulu'nda 24 Şubat Salı günü görüşülecek. Bakalım sonucu ne olacak?...

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş da bu iddiaların yayınlandığı gün basına fazla yansımayan bir açıklama yapmıştı. Parsadan davasına itirazı nedeniyle aleyhinde Akşam ve Öncü Gazeteleri yazarları ile BTV'de bir ‘iftira kampanyası’ başlatıldığını belirtmiş ve şöyle demişti:

‘‘İtirazım üzerine Akşam ve Öncü gazeteleri yazarlarıyla (BTV) Televizyonu aleyhime bir iftira kampanyası başlatmış bulunmaktadır. Söz konusu gazeteler ve yazarlarından Nazlı Ilıcak hakkında suç duyurusunda bulunulup, tazminat davası açılmıştır. Memduh Bayraktar'ın konuşma kaseti Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'ndan getirtilmiş olup, çözümü yaptırıldıktan sonra gereği yapılacaktır. Herkesçe bilinen kişiliğim nedeniyle, bana çamur atanlara laf yetiştirip onların seviyesine inmek yerine, hukuk yoluyla haklarımı ve makamın onurunu korumayı tercih ettiğimi kamuoyuna duyururum.’’

Kölük ve kumarhaneler

Kumarhanelerin kapatılmasına bir kez daha sevindim. Geçenlerde Interstar'ın eline geçirdiği Topal'a ait bir kumarhaneden gizli kamera filmini tüylerim ürpererek seyrettim. Meğer özel uçaklar yollayarak, yemeden içmeden para almayarak, ‘‘müşteri herzaman velinimetimiz olur’’ şeklinde müşterilere cazip gelecek herşeyi yapan kumarhanelerde kazanana da kaybedene de dayak atılıyormuş. ‘‘Şimdi kumarhaneler kapatıldı, bir sürü insan oradan yemek yiyordu’’ diye üzülenler de eminim bu filmi izledikten sonra fikirlerini değiştirmişlerdir. Kumarhanelerin öteki yüzü diye bir film çekilse gerçekler bir kez daha kamuoyunun önüne getirilse. Kimbilir kimler dayak yemişlerdir. Davut Kölük kaybettiği milyon doları nasıl ödedi? Niye Kölük'e kimse, ‘‘Kardeşim o gece neler oldu? Sen bu paraları nasıl ödedin? Kaç lira vergi veriyorsun?’’ diye hesap sormadı, anlamıyorum. Kölük'ü koruyanlar kimler? Hiç bir rapora ismi girmemiş. Kölük'ün anlatacağı çok şey olmalı.

Kumarhanelerin kapatılması ile birlikte bizim kumar meraklısı milletvekillerimizde zaman zaman kumar borçları yüzünden garip işleri takip etmek zorunda kalmayacaklar... Kumarhanelerde çaresizlikten çalışan ve işsiz kalanlara ben de üzülüyorum... Onlar da inşallah yakında iyi birer iş bulurlar...

14 aydır aranmasına rağmen bulunamayan (!), sonra kendisi teslim olan Sami Hoştan'a gelince içiniz rahat etsin elini kolunu sallayarak beraat edecek. Nereden mi biliyorum. Çok basit, Hoştan mahkemelere çıkmadan evvel her işini halledecek kadar akıllı. Üstelik dersini de iyi çalışmış. Bugüne kadar ifade vermiş olan yakın dost çevresinin mahkemelerde verdiği ‘‘gizli’’ damgalı ifadeler evinde bulunmuş. Yani Hoştan kaçak olarak yaşamış, ama hayattan elini ayağını çekmemiş. Her türlü ihtiyacı karşılanmış. Yani aslında isteselerdi bulabilirlerdi ama devletin gücü olmadığı için bulunamamış. Devletin gücünü kendisinden güçlü olanlara geçiremeyince kendini güçlü çıkartmak için talebeleri hapse sokmaya yetiyor...

Kumarhanelerde çalışan dürüst insanlarında yakında iyi bir iş bulacaklarına inanıyorum.

Çocukları Camel'den koruyun

26 Oocak tarihli Time Dergisi'nde gözüme çarpan bir belge tüylerimi ürpertti. Koskoca Camel sigaralarının sigara tüketimindeki azalıştan kurtulmak için 14-24 yaş grubuna nüfuz ederek pay artırma yolunu seçtiğini belgelemişler. Küçücük çoçukların ciğerlerini 14 yaşından itibaren para uğruna dumanla doldurmayı şirket hedefi olarak seçmişler. Dergi belgeyi ele geçirince yayınlamaktan çekinmemiş. Belgenin içindeki şu cümle ilginç: ‘‘Camel Filter'a orta ve uzun vadeli büyüme sağlamak için, marka, daha liberal yeni değerlere sahip olan ve yarının sigara ticaretini temsil eden 14-24 yaş grubuna nüfus ederek payını artırmak zorundadır.’’

Amerika nın iki yüzlülüğü her gün önümüze yeni örnekleri ile geliyor.













Yazarın Tüm Yazıları