Paylaş
Bundan tam 4 ay önce tanıştım Nihat Palandöken’le... 17 yaşındaki kızı Helin, bir sapık tarafından pompalı tüfekle katledildi. Katil ifadesinde silahı internetten aldığını itiraf etti.
Bu olayın üzerinden tam 6 ay geçti. Ne kadın cinayetleri bu sürede azaldı, ne de internetten silah satışı durduruldu...
Acılı baba Nihat Palandöken, tek başına kapı kapı dolaşarak imza toplamaya başladı. Hedefi 1 milyon imza olan acılı babanın tek isteği silah satışlarının yasaklanması.
Nihat Palandöken ve bireysel silahsızlanma için yıllardır büyük emek veren Umut Vakfı’nın yöneticilerinden Ayhan Akcan’la buluştuk ve vahim tabloyu konuştuk.
Fotoğraflar: Murat ŞAKA
◊ Ülkemizde erkeklerin silah sahibi olmak istemelerinin altında yatan sebepler sizce nelerdir?
- Ayhan Akcan: Şark kültüründe ve bizim geleneksel kültürümüzde maalesef silah çok önemli. Silah, güç ile eşdeğer tutuluyor. Bunun nedeni de şu; tüm Osmanlı dönemi dahil önceki tüm dönemlerde, size silah veriyorsa yönetim, siz onun adına karar vericisiniz. Yani hem güç hem de karar verici anlamında. İkincisi, insanın erkeklere verdiği rollerden birisi de biliyorsunuz doğayla başa çıkabilme.
◊ Avcılık kültürü mü?
- Ayhan Akcan: Evet. Dolaylı yoldan buna bağlı olarak da silahla ilgili erkeğin ilgisi daha fazla. Ama şöyle de bir özellik var. Her erkekte bu yok. Burada iki türlü dinamik var. Bağımlılık veya ileri derecede tutkunluk göstergesi olan erkeklerde maalesef bir özgüven problemi var. Silahla kendini tamamlıyor. Zaten bu kişilerle ilgili yine silah bağımlılığı çalışması yapmıştık.
◊ O çalışmalarınızdan çıkan sonuç neydi?
- Ayhan Akcan: İleri derece bağımlı olan sayısı yüzde 8’di. Bu kişiler silah olmadığında çıplak hissediyor kendini. Yorgunluk, baş ağrısı, terlemeler olabiliyor. Kişi korku içerisine girebiliyor. Bu insanlar neredeyse hayatın merkezine silahı koyuyor. Yüzde 70’i akşam yatarken yastığın altında silahla yatıyor.
◊ Akşam yatarken insan hangi psikolojide yastığın altına silah koyar?
- Ayhan Akcan: Trafikte nasıl bir canavar atfediyor, o da kendine göre bir düşman atfediyor. Aslında kendi içinde çatışmaları ve problemleri var. Evde silah bulundurmanın kadınlarla ilgili kısmı da çok önemli. Özellikle zannediliyor ki silah sadece dışarıdan gelecek hırsız veya herhangi bir tehdide karşı alınıyor. Mesela namus meselesi. Kadına yönelik şiddet. “Benim namusumsun” anlayışı. Onun için biz referans sistemi öneriyoruz. Diyoruz ki: Türkiye’de evde silah bulunduracak erkeklerden mutlaka kadınlardan da imza alın, icazet alın, referans alın.
◊ Nihat Bey kızını kaybetti… Ve katil ifadesinde silahı internetten aldığını söyledi. Niye bizim ülkemizde silah satışı bu kadar kolay? Hangi yasanın çıkmasını bekliyorsunuz bunu önlemek için?
- Ayhan Akcan: Silahla ilgili talep var. Ruhsatlı-ruhsatsız olsun diye bir tartışma var Türkiye’de. Siyasi irade veya yasa koyucular, ruhsat altına alalım da problemi çözelim diye düşünüyor. Onun için, zorlaştırıcı tedbirlerden çok ruhsat almayı daha öne çıkarıyor. Fakat burada iki problem var.
Bir, Türkiye’de silah üreticileri var. Daha çok Avrupa ülkelerine satıyorlar. 60 milyon dolar gibi yıllık kapasitesi. İç piyasadan çok oraya gidiyor. Fakat bir de kontrolsüz yapılıp merdiven altında satılanlar var. Daha önce kurusıkı problemdi. Yasa oluşturuldu. Kurusıkı, silah kanunu içerisine katılınca problem ortadan kalktı ama şimdi pompalı problemi var.
Pompalı da av tüfeği kapsamı içerisinde ve maalesef reklamı yasak değil. Yani üretici firmaların teşhir reklamı yasak değil. Aslında satışı yasak internetten. Fakat orada da şöyle bir problem var. Kargoyla taşınması yasak değil. Asıl sorun orada. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün söylediği bu. Diyoruz ki “Böyle bir şey olur mu? Tamam, reklamı yasak değil ama satışı yasak. Ve kargo kargoyla gönderilmesi yasak değil.” Bununla ilgili ciddi bir düzenleme yapıp daha çok internet sayfalarından satış yaptığı anlaşılan sitelerinin üzerine gittiler. Ceza da kestiler ama sorun çözülmedi.
◊ Problemin çözülmesi için önerileriniz neler?
- Ayhan Akcan: Bir kere pompalı da silah tasarısı içine girecek. O ayrı tutulacak. Görünümü otomatik olan bu tür pompalı olanları kimlik ibraz ederek alıyorsunuz. Bunun önüne geçilmeli.
PARTİLER SEÇİM BEYANNAMESİNE KOYMALI
◊ Nihat Bey sizinle 4 ay önce röportaj yapmıştık. O günden bu yana mücadeleniz sürüyor. Neler yaşadınız bu süreçte?
- Nihat Palandöken: Maalesef o günden bu yana yüzlerce kadın öldürüldü. Arkası kesilmedi. Biz Meclis’e de gittik. Araştırma komisyonu kurulsun diye defalarca başvurduk.
◊ Umut Vakfı ile temasınız nasıl oldu? Bu çatının altında ne yapmak istiyorsunuz?
- Nihat Palandöken: Umut Vakfı çok deneyimli bir kurum. Onlar sayende bu konuda daha çok bilgi öğreniyorum. Onlardan destek ve öneri alıp mücadeleme devam etmek istiyorum. Şu anda 1 milyon imza kampanyası başlattım.
◊ Kampanyanızı anlatır mısınız?
- Nihat Palandöken: Kapı kapı, semt semt dolaşıp imza topluyoruz. 1 milyon imzayı toplayıp Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunacağız. İnşallah 1 milyon’un üzerinde toplayacağız. Ona inancım sonsuz.
◊ Ayhan Bey, toplanan imzaların nasıl bir geçerliliği var?
- Ayhan Akcan: Şöyle söyleyeyim; zaten Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin silah kanun tasarısı var. İki dönem kadük oldu İçişleri Bakanlığı’nda alt komisyonda. Fakat iki dönemde gündeme gelmedi problemlerden dolayı. Aslında o silah kanunu tasarısı hem AB standartları gereği şart hem de zorlaştırılması gerektiği konusunda… Orada da aslında olumlu olan özellikler de var ama iki dönem kadük oldu. Tabii bunların olması son derece önemli. Hatta şöyle bir şey öneriyoruz şu anda vakıf olarak: Birincisi, seçim öncesi mutlaka biz her partiden seçim beyannamelerinde silahlanma konusunda açıklama bekliyoruz. Net ve açık. Karmaşık bir şekilde değil.
◊ Ben hiçbir açıklamaya ikna olmuyorum…
- Ayhan Akcan: Biz buradan deklare edelim. Seçim var. Lütfen bütün partiler bir araya gelip bu konuda ortak bir çözüm üretsin. Yoksa bu sorunu çözemeyiz. İnsanlar mağdur olmaya devam eder. Üzücü rakamlar belli. İkincisi de, bireysel silahsızlanmayla ilgili ihbar hattı istiyoruz.
Özellikle açık hava toplantılarında, düğün, kına, sünnet gibi olaylarda silahla havaya ateş edenlerin ihbar edileceği bit ihbar hattı istiyoruz. Mesela açık havada silah atıldı. İhbar edilecek. İnternet sayfasında satış var.
İhbar edilecek. Emniyet’in bünyesinde olmalı bu hat. Bizim en kutsal hakkımız yaşam hakkıdır. Yaşama hakkımızı tehdit eden silahlarla ilgili bütün yasalar işletilmelidir.
YASAKLARLA ÖLÜMLER AZALACAK
◊ Umut Vakfı olarak bu sorunun tamamen çözülmesi için nelerin yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?
- Ayhan Akcan: Biz tarafız. Taraf derken, bir kere silahsızlanma üzerine Türkiye’de silah karşıtı olan bir grup adına hareket ediyoruz. Çünkü ortak toplumsal bilinç kolay olmadı. Ortak toplumsal bilincin yüzde 40’ın üstünde olduğunu düşünüyoruz bir kere. İşin bilimsel ve doğru olanının, zorlaştırmak ve yasaklamak olduğunu, burada da basit düzenlemelerle en azından Türkiye’deki silahla işlenen şiddetin, cinayetlerin, intiharların, yaralanmaların, yüzde 50-60 azalacağını söylüyoruz. Ruhsat süresi 5 yıldan 2 yıla inmeli. Silah sayısında kısıtlama yapılmalı. Şu anda sonsuz. Mutlaka referans sistemi olmalı. Bekleme sistemi getirilmesi. Açık hava toplantılarında silahla havaya ateş etmek yasaklansın. Açık hava toplantılarında yılda 800 kişi ölüyor. Bununla ilgili kamu spotları yapılmalı. Her türlü silahın yasaklanması lazım. Bizim ana hedefimiz de bu.
- Nihat Palandöken: Bir de ek olarak şunu söylemek istiyorum. Silah sahiplerinin senede 200 mermi hakkı vardı. Şimdi bunu 1000 mermiye çıkardılar. OHAL kapsamında 5 katına çıktı bu sayı. Silah niye vatandaşta olsun? Ne gerek var? Silahsız bir hayat yaşayalım. Niye gölgesinde yaşayalım? Silah devlette olur. Vatan için kullanılır. Başka niye kullanılsın?
NATO BİZDEN ÖĞRENDİ
◊ Vakıf olarak hangi yasaların ve düzenlemelerin yapılmasını sağladınız?
- Ayhan Akcan: Kurusıkı yasası çıkarttık. İkincisi; silah kanunu tasarısında, üç tane kanunu birleştirip meclise sunduk. Orada da reklam yasağını getirdik mesela. Kadük olan yasaları konuşuyoruz. Tekrar gündeme geldiğinde yine o yasa gelecek zaten. Sınırlama getirdik. İmha getirdik. Silahınız varsa o silahı yok edemiyordunuz. Yasada öyle karşılığı yoktu. Onun için öyle bir hakkı da getirdik. Devir hakkını ortadan kaldırdık. İmha sistemini getirdik. Ciddi sağlık muayenesi yani heyetten sağlık muayenesini getirdik. Birçok düzenleme yaptık. Tabii burada en önemli nokta bu işin devamlılığı. Biz Meclis’te baskı unsuru olmaya devam ediyoruz. Yine silah kanunu tasarısıyla ilgili gündeme gelmesi konusunda etkinliklerimize devam ediyoruz. Uluslararası boyutta baktığımızda mesela NATO, bireysel silahsızlanma kavramını bizden alıp bütün dünyaya yaydı. Devletin silahlanmasıyla sivilin silahlanmasının farklı olduğunu NATO bizden öğrendi.
YAŞAMA HAKKI EN KUTSAL HAKTIR
◊ Umut Vakfı olarak her sene “Sessiz Ayakkabılar” adında bir yürüyüşünüz var… Bu sene de olacak mı?
- Ayhan Akcan: Evet, her sene 28 Eylül’de düzenliyoruz. Bu sene ilk kez bunu TBMM’de yapmak istiyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na yazımızı yazdık. Davet bekliyoruz. Biz üç şeyin üzerinde duruyoruz. Bir, öncelikle deklarasyon istiyoruz. Her parti seçim beyannamelerinde silahlanmaya yer versin. İki, ihbar hattı istiyoruz. Üçüncüsü de 28 Eylül’de, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde etkinlik yapmak istiyoruz.
◊ TBMM’ye 28 Eylül’de ben de sizinle geleceğim… Nihat Bey imza toplarken insanlar size nasıl tepki veriyor?
- Nihat Palandöken: Çoğu insan reddetmiyor. Herkes duyarlı davranıyor. İnşallah bir milyon biriktirip meclise sunacağız. İnşallah 28 Eylül’e kadar 1 milyon imzayı toplamışız oluruz.
- Ayhan Akcan: Yaşama hakkı en kutsal haktır. Bizim için vazgeçilmez esastır. Devletin de varlığı budur. Eğer buysa, hukuksa, biz devletin polis ve jandarmasına güveniyoruz. Can ve mal güvenliğimizi sonuna kadar yapacağına da inanıyoruz. Onun için sivil halktaki silahların yasaklanması taraftarıyız. Bu partiler üstü bir konudur. Bütün partilerden ortak deklarasyon bekliyoruz.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR
Paylaş