Paylaş
Ramazan davulu bizim en güzel geleneklerimizden biri. Bize dedelerimizden kalan bir miras. O yüzden her sene ramazan davulcularıyla bir araya gelmek istiyorum.
Geçen sene yine bir sahur vakti Kadırga’ya gitmiştim. Bu sene soluğu Sulukule’de aldım. Bir ay boyunca ekmeğini her gece 1’de çıkıp 3’e kadar davul çalarak kazanmaya çalışan davulcu arkadaşlarla buluşup onların sıkıntılarını dinledim.
Fotoğraflar: Murat Şaka
◊ Kaç senedir bu işi yapıyorsunuz?
- Ali Durgun: Neredeyse 80 senedir, kuşaktan kuşağa bu işi yapıyoruz. Bu iş bize baba yadigarı, atalarımızın emaneti. Dededen oğula sonra da torunlara geçiyor. Bir de bu bizim geleneksel müzisyenliğimiz. Zaten müzisyenlik bizim ezelimizde var. Ben kendim udiyim. Gazinolarda ud çalıyorum. Ramazan haricinde kendi ekmeğimi ud sayesine çıkarıyorum. Sadece ramazanda davul çalarak insanlara hizmet veriyoruz. Biz kimseden zorla bir şey beklemiyoruz. Bizim içimizden gelen şeyler bunlar.
◊ Kaç yaşındasınız?
- Ali Durgun: Ben 48 yaşındayım.
- Batuhan Yüceturanlı: 18 yaşındayım.
- İbrahim Durgun: 20.
- Uğur Ürtekin: 34.
- Polat Durgun: 13.
◊ Bu meslek hepinize babanızdan mı kaldı?
- Uğur Ürtekin: Bana dedemden kaldı. Dedem aşağı yukarı 40 seneden beri davul çalıyordu oturduğumuz semtte. O vefat ettikten sonra da 18 senedir ben devraldım. 16 yaşından beri her ramazan, sahur vakti sokaktayım.
◊ Ramazan ayları dışında ne iş yapıyorsunuz?
- Uğur Ürtekin: İspark’ta çalışıyorum.
◊ Başka meslekleri olanlar da var mı?
- İbrahim Durgun: Ben kasaplık yapıyorum. Davul bana da babamdan kaldı.
- Batuhan Yüceturanlı: Bizde de babadan kalma bir meslek ablacığım. Artık babalarımız bu işi bırakma yaşında. O yüzden ben babamın yerine gidiyorum.
◊ Ramazanda hangi günler bahşiş toplanır?
- Ali Durgun: Ramazan ayının 15’inci gününde. Bir de bayram sabahı. Ama onun dışında vermek isteyenler de oluyor. Artık eskisi gibi “bahşiş illa şu gün toplanacak” diye bir kural yok.
Çaldığımız yerler, mahalleler büyük olduğu için 8’inci gün ve 10’uncu günde çıkıyoruz. Çünkü iki günde o kadar yeri dolaşamayız. Yerlerimizi bitirmemiz gerek. Bahşiş konusunda kimseye bir baskı yapmıyoruz. Sağ olsun Sulukule mahallesi muhtarı da bize çok destek oluyor. Bazı muhtarlar var davulculara hiç saygı göstermiyor. Ama bizimki her derdimize koşuyor. Aile gibiyiz.
◊ Hepiniz bu semtte mi çalıyorsunuz?
- İbrahim Durgun: Bir tek ben Ümraniye’de çalıyorum. Abimler uzun yıllardır orada oturuyor. Oranın da yerli davulcuları var ama abimler bir mahalle aldı. Ben de geceleri Sulukule’den Ümraniye’ye gidip onlara yardım ediyorum. Onun dışındaki bütün arkadaşlar ve akrabalarım Sulukule’de.
RAMAZANDA EN FAZLA 2 BİN LİRA KAZANIRIZ
◊ Bir davulcu ramazanda ne kadar kazanır?
- Ali Durgun: Bir davulcunun ramazanda kazanacağı para, güzel yerde çalıyorsa en fazla 1500-2000 TL’dir. O da kazanırsa... Gülben Hanım bu iş biraz insanların vicdanına bağlı. Biz hepimiz oruç tutuyoruz. Zaten kazandığımız paranın yarısı iftara gidiyor. Kapısının önünden geçtiğimiz ama para vermeyen insanlar da var. Kimseden zorla para istemiyoruz. Bir de bize karşı olan insanlar var. Onlar saygısını çok yitirmiş. Onlara da sabrediyoruz. Çünkü mesleğimizi onlar yüzünden bırakmak istemiyoruz. Onlara karşı dik durmak zorundayız. Çünkü biz bu mesleği severek yapıyoruz.
◊ Doğru. Bahşiş toplamaya çıktığınızda başınıza gelen olumsuz bir olay oldu mu?
- Uğur Ürtekin: Maalesef oluyor. Bir ay boyunca ramazan davulu çalıyoruz geceleri. Bazı insanlar bahşiş toplamaya gittiğimiz zaman, “Ben oruç tutmuyorum. Bahşiş veremem” diyor. Biz de zaten tek kelime söylemiyoruz kendilerine. “Canınız sağ olsun” deyip devam ediyoruz.
Geçen sene mesela adamın biri sarhoştu. “Çalma” dedi. Ben mesela akşamları davul çaldığım zaman, kendi semtimde ilahi okuyorum. Adam çıktı ve “Burada davul çalma” dedi. Tartışmaya girdik. Sonra sağ olsun mahalle sakinleri araya girdi. Biraz ona kızdılar, bağırıp çağırdılar. “Gel kardeşim. Sen davulunu çal. Sıkıntı yok. Kimse sana bir şey söyleyemez” dediler. Bundan 8-9 sene önce güzel para topluyorduk. Şimdi istediğimiz parayı toplayamıyoruz. Çünkü bu bölgede çok fazla Suriyeli oturmaya başladı.
- Ali Durgun: Acayip bir çileyle karşılaşıyoruz. Arkadaşın da söylediği gibi, insanların zilini bastığımız ve “Hayırlı ramazanlar, hayırlı iftarlar” dediğimiz zaman sanki insanlara hakaret etmişiz gibi davranıyorlar. Bazıları bize çok ağır hakaretler ediyor. Eskiden inanın böyle bir durumumuz yoktu. Bundan 5 gün önce bir evin zilini çaldık. Adam çıktı, “Sen kimsin? Sen kimsin de benim zilimi çalıyorsun?” dedi bana. 23 yaşındaki çocuk bana hakaretler yağdırdı. Kendimi zor tuttum kavga etmemek için. Sabırlı olmasam, ona o fırsatı bırakmam da, elden bir şey gelmiyor.
Bizim yerimizde başkası olsa inanın ona anlayacağı cevabı verir. Bu mahallede böyle şeylerin olmaması için uğraşıyoruz.
Biz o kadar sabırlıyız ki Allah’a sığındık bekliyoruz.
DIŞARIDAN GELEN DAVULCULAR EKMEĞiMİZİ ÇALMAYA ÇALIŞIYOR
◊ Saat kaçta çıkıyorsunuz?
- Ali Durgun: 01.30-02.00 gibi başlıyoruz.
Saat 03.00’te bitiriyoruz. Gecenin o saati düşünün karşımıza her şey çıkabilir. Fakat biz kötülüğe meyil vermiyoruz. Neden vermiyoruz? Korkmuyoruz. Yüreğimiz Allah’la. Kimse bir şey yapamaz. Bize bir şey yapmaya kalkan olursa ikinci davul gelir, 10’uncu davul gelir, Bizden çok yaşayanlar var burada. Çok Ali’ler var, çok Uğur’lar var, çok İbrahim’ler var.
Ne insanlar gidip gelir buradan... Bir konu daha var. O yüzden sesimizi duyurmak istiyoruz. Mahallere dışarıdan gelen davulcular var. Bizim emeğimizi, ekmeğimizi çalmaya çalışıyorlar. Onlara emeğimizi yedirmeyiz.
◊ Mahalle dışından nasıl geliyorlar? Sonuçta insanlar sizin yüzünüzü tanıyorlardır...
- Ali Durgun: Eskiden daha fazlaydı. Şu anda biz izin vermiyoruz. Mahalle halkı bizi tanıdığı için artık onlara para vermiyor. Ben geçenlerde bahşiş toplamaya gittim. Benim bölgeme birkaç kişi girmiş para toplamaya. Allah’tan oturanlar ve apartman görevlileri bizi tanıdığı için onları içeri almamış.
“Biz davulcumuzu tanıyoruz yıllardan beri. Gelip buradan para toplamaya hakkınız yok” demiş ve göndermişler.
YEMEK VEREN DE VAR EL SALLAYAN DA
◊ Hepiniz resmi olarak izin alıyorsunuz değil mi?
- Uğur Ürtekin: Her sene düzenli olarak izin alıyoruz. Hem belediyemizden hem de muhtarımızdan.
◊ Mahallelilerden sizi sahur için davet edenler oluyor mu?
- İbrahim Durgun:
Oluyor. Yemek hazırlayıp yanımıza vermek isteyenler de oluyor. Siz de gördünüz mahalleyi gezdik. İnsanlar aslında bize çok sıcak bakıyor. Mahallemizin insanlarını çok seviyoruz.
Pencerede başında her gece heyecanla bizi bekleyen insanlar oluyor.
Pencerelerden bize el sallıyorlar. Bunu yaşatmak için ne gerekiyorsa yapıyoruz.
MUHTARIMIZ DESTEK OLUYOR
◊ Gelenekler bitiyor mu sizce?
- Ali Durgun: Bence öyle. Şu anda gördüğümüz neticeler de onu gösteriyor. Uğur da biliyor. Uğur benim yanımda 12 senelik davulcu.
Bizim bu geleneğimize karşı olanlar var. Allah’tan muhtarımız başımızda olduğu için devam ettirebiliyoruz.
Belediye başkanımız da çok destek oluyor. Bundan 4 yıl önce, belediye başkanımız, davulları koyarak bizi Fatih bölgesinde araçlarla gezdirdi. Bunu herkese ibret olsun diye yaptı. Bizim davullarımızı kimse susturamaz. Osmanlı’dan, dedemizden, atamızdan, ecdadımızdan kalan bir yadigârı kimseye yedirmeyiz.
20-30 insan bir davulu engelleyecek duruma gelemez. Çünkü mahalle halkının yüzde 90’ı bugün oruç tutuyor. Oruç tuttuğu için de bu kötü insanlara örnek olsun diye karşı geliyorlar. Çalacağız. Israrla çalacağız.
Eğer ki bizim önümüzde durmak isteyen insanlar varsa, mahalle arkamızda zaten şu anda. Devlet de arkamızda. Biz bunlardan korkmuyoruz.
HIRSIZLARDAN KORUYORUZ
◊ Gece vakti kötü şeyler de çıkabilir karşımıza dediniz. Mesela hırsızlık gibi olaylara tanıklık ediyor musunuz?
- Ali Durgun: Mahallemizde davul çalarak bütün kapıların önünden geçiyoruz.
Kapıların önünden geçtiğimiz için hangi kapının önünde yabancı birini görsek şüpheleniyoruz. Hemen ne yapıyor, neden burada diye bakıyoruz. Ev sahibinden daha çok sahipleniyoruz. Mesele geçen sene olmuştu.
Bir hırsızı yakaladık. Adam her gün bizim geçtiğimiz evin önünde kapıyı zorluyordu. Hemen polis çağırdık. Yakalandı. Böyle olaylar da yaşıyoruz. Bizim hayatımız bu.
Bize saygısızlık yapan insanların bunu bilmesini istiyoruz. Kapısına koşuyoruz, her şeyine koşuyoruz, gecenin saat
03.00’ünde uykusuz kalıyoruz. Bazen sahurumuza yetişemiyoruz. Bize sabırlı olmalarını rica ediyoruz.
FUTBOLCU OLACAĞIM AMA DAVULU BIRAKMAM
◊ Polat, gördüğüm en küçük davulcusun. Okula gidiyor musun?
- Polat Durgun: Evet. 5’inci sınıfa gidiyorum. İki senedir hafta sonları babama yardım etmek için onunla gece davula çıkıyorum. İleride ben tek başıma bu işi yapmak istiyorum. Davul çalarken çok eğleniyorum. Babam bazen bir sokakta tek başıma çalmama izin veriyor. O zaman daha zevkli.
◊ İleride ne iş yapmak istiyorsun?
- Polat Durgun: Futbolcu olmayı düşünüyorum. Galatasaraylıyım. Messi’yi çok seviyorum.
- Ali Durgun: Hem okuyor hem futbolunu oynuyor.
◊ Futbolcu olsan da yine davul çalmaya devam eder misin?
- Polat Durgun: Tabii ki de. Babamın mesleğini de çok seviyorum. Ritimleri babamdan öğrendim.
◊ Başına gelen ilginç şeyler oluyor mu?
- Polat Durgun: İki hafta önce bir kadınla kavga ettim. “Merhaba, bahşiş topluyoruz abla” dedim. “Tamam. Bir dakika bekle” dedi. Bekledim. Bir abi geldi. Kadın, “Bahşiş istiyor” dedi. Adam küfür etti bana. “Abi niye küfür ediyorsun?” dedim. “Vermiyorum bahşiş falan. Gidin buradan. Sizin davulunuzla biz uyanmıyoruz” dedi.
Öbür apartmandakiler çıktı. “Her gün uyandırıyor sizi. Çocuğa bahşiş vereceksiniz” dedi. Sonra başkaları verdi ama onlar vermedi.
“Tamam, vermiyorsa kalsın” dedim. Ondan sonra dışarı çıktım. Dışarıda da küfür etmeye devam etti. Ama mesela bana yemek veren, harçlık verenler de oluyor.
Bir tane abla vardı. Bana hep güzel tatlılar veriyordu. Taşındı. Evini bilsem yine yanına giderim.
- Ali Durgun: Polat’ı çok seviyor herkes.
Paylaş