Paylaş
Yüzde Yüz İlham Veren Sohbetler’de bu hafta ‘tedavilerin kendisi travma’ diyen Barış Muslu bizlere madalyonun diğer yüzünü gösteriyor. Bakmaya değer, ne dersiniz?
*Müthiş bir eğitim alıyorsunuz. Beyaz yakalı bir iş hayatınız oluyor. Çocukken kırılan eliniz yıllar sonra ağrıyarak sizi bambaşka bir yere götürüyor…Bize bu dönüşümü anlatabilir misiniz lütfen?
BARIŞ MUSLU- Öncelikle söylemek isterim ki yaptığım spiritüel bir alana girmiyor hatta mühendis olmamdan dolayı hayata iki kere iki dört eder gibi mantık düzleminde bakıyorum. Her şeye açığımdır ama beni bir şeye ikna etmeniz çok zordur. 13 yıl önce elim kırılmıştı ve yıllar sonra o kadar çok gitar çalıyorum ki bileğim ağrımaya başlıyor. Ağrı elimden tüm vücuduma geçti ve 4 ay içinde hayatım birdenbire yokuş aşağıya gitmeye başladı. Ne olduğuna dair hiçbir şey bulunamadı. Muska yaptırmaya, kurşun döktürmeye kadar gitmeye başlıyordum. Hayatım çok kötüydü. Sadece ağrılarım değil ölüm korkum da vardı çünkü ertesi gün nasıl kalkacağını bilemiyorsun. Felç mi gelecek, seni ne bekliyor bilemiyorsun. Sonra travmatik olayları çözmeye başladım ve fark ediyorum ki kırılan elim kırıldığı zaman bir travma yaşadı: orada kırılan sadece kemik değildi, sadece fiziki bir olay gerçekleşmedi; beyin de bir travma yaşadı.
*Çok ilginç, sizin bunu keşfettiğiniz yıllarda 2000’li yılların başlarında psikolojik travmalar söz konusuydu ama fiziki bir travmanın çok konuşulduğu bir dönem değildi!
BM- 2011’den beri yaşadığımız hastalıkların psikolojik travmalarından bahsediyordum. Bugün artık binlerce uzman bunun böyle olduğunu söylüyor ama bunu ilk söyleyen bendim. Travmaların beynimiz üzerindeki etkilerine biliyordum. Bunu ilk kendi üzerimde uyguladım ve başarılı oldum. İnsanların fobilerini çok hızlı bir şekilde çözmeye başladım hatta o kadar hızlı ki 5 dakika içinde yıllardır taşıdıkları fobileri çözebiliyordum. Bununla ilgili televizyonda yayınlarda fobilerinden kurtulan insanların kayıtları da var. Sonra sağlık sorunlarına da çözüm bulmaya başladım. Tüm bunların sonucunda bir kitap yazmaya karar verdim.
KENDİMİ ADLİYEDE BULDUM
*Peki bulduğunuz bu iyileştirme formülünde sadece siz ve deneyimleriniz var. Bu konuda başlarda insanları ikna etmek zorlayıcı olmadı mı?
BM- Ben yaptığım şeye çok emindim. Yıllardır bunu yapmış, literatüre geçmiş insanları araştırdım ve bu araştırmanın sonucunda da hastalıkların yaşanan travmalar sonucunda ortaya çıktığını gördüm. Ben bunu yaparken Türkiye’de tektim. 2011’den önce çıktım ve dedim ki ‘ben sizin psikolojik sorunlarınızı çözerim’. Sağlık sorunlarını da çözebileceğimi söylediğimde önce insanlar biraz mesafeli durdular ama sonra baktılar ki psikolojik sorunları, fobileri çözebiliyorum; o zaman daha olumlu yaklaşmaya başladılar. Sonra üç kitabım çıktı. Burada sağlık sorunlarının da, kanserin bile travmatik olaylarla tetiklendiğini söyledim. Bir ay sonra kendimi adliyede buldum
*Aa sonra ne oldu?
BM- 2014 yılıydı. Sonrasında da birkaç kere daha tekrar etti bu durum ama hiçbir şey olmadı çünkü her şeyi o kadar düzgün yapıyorum ki… Doktor değilim, böyle bir iddiam yok. Benim bugün ofisimde 33 tane psikolog çalışıyor. Bütün tedavi süreçlerini onlar yapıyor.
*2014’ten sonra ne oldu?
BM- 2015-16 yılları bizim emekleme yıllarımız… Hala insanların korkularını, travmatik olaylarını çözüyoruz. Bu arada 2015 yılında Tekirdağlı bir öğretmen bey ortaya çıktı ve benim kitabımı okuyarak kendisinde bulunan ve asla geçmeyecek olan Avasküler diye kemiğin ölümüne giden ve protez kullanımına kadar varan hastalığını geçiriyor. Bu oldukça ses getiriyor ve onun arkasında benim kitabımı okuyarak kendisine tedavi uygulayan, hastalığını yenen bir sürü deneyimler aktarılmaya başlanıyor. Bu arada Instagram’da canlı yayınlar başlıyor. Canlı yayında iyileşme gösterenler yayına katılıyorlar, raporlarını, fotoğraflarını gösteriyorlar: ‘ben böyleydim, sizin uygulamanızda bunları yaptım ve böyle sonuç aldım, iyileştim’ diye anında deneyimlerini paylaşabiliyorlar.
*Sizce en hızlı cevap veren ve en zor iyileşen hastalık hangisi?
BM- Fobiler, alerjiler hemen yanıt bulduğumuz hastalıklar. Beni en çok şaşırtan ve mutlu eden en son yaşadığım bir olay var: 35 senedir 90 derece kamburu olan bir kadın tek bir gecede sabaha dimdik kalkıyor. Kadın varis sorunu için geliyor. Varisin altında yatan ‘bekletme’ travmasıdır. 11 yaşında öğretmeni tarafından naylon ayakkabısı var diye, sınıfın ortasında arkadaşlarının karşısında cezalandırılıyor. Bu travmanın çözümleme uygulamasına giriyor, yorgunlukla beraber uyuyor ve sabah kalktığında sırtı düzleşmiş.
ALT BEYİN İLKELDİR!
*Çok ilginç, çok güzel! Barış Bey sizin alt beyni çok ilkel bulduğunuza dair bir söylemeniz var!
BM- Evet beyin maldır! Alt beyin çok ilkel. Onu yönlendirme şansımız yok çünkü o otomatik çalışıyor ama o ilkel beynin yaşadığı her neyse yönlendirip, doğru şekilde işlemesine sebep olabiliriz. Eğer hayatımızda bizi neyin mahvettiğini, nerede, ne sorun yaşadığımızı, travmalarımızın ne olduğunu bulabilirsek yani korkacak bir şeyin olmadığını gösterebilirsek; ilkel beyni eski haline döndürerek saç dökülmesinden, tansiyona, şeker hastalığından, göz bozukluğuna kadar her şeyi onarmamız mümkün. İlkel beyin yaptığı için işleyişi neden bozduğunu anlayabiliyorsun.
PARADİGMALARI DEĞİŞTİRİYORUZ
*Alt beyine bu mesajı gene gündelik hayatta kullandığımız üst bilincimizin vermesi gerekiyor öyle değil mi?
BM- Aslında yaşadığımız sorun şu: bütün vücudumuzu ilkel beyin dediğimiz bir beyin kontrol ediyor.
Gündelik hayatta yaşanan endişeler, korkular alt beynimize gidiyor yani düşünün komada olan bir insan sadece alt beyin ile bütün organları normal bir şekilde çalışıyor. Üst beyni tedirgin edip, korku yaşatıp, kalbin zorlanması mümkün değil çünkü dışarıdan öyle bir uyarılma almıyor. Ama mesela bir adam hırsızla karşılaşıyor, hiçbir şey yapamıyor; dona kalıyor. Beyin o anda bloke oluyor ve bir sonraki aşamada MS hastası oluyor!
Mesela alzheimer hastalarındaki kanser geriliyor ve iyileşiyor. Bu ne demek: kanseri beyin tetikliyor! Bugüne kadar insanlık tamamen yanlış paradigmalarla gelmiş. Biz bugün kişisel gelişim yapmıyoruz! Çok ciddi bir şekilde paradigmaları değiştiriyoruz!
*Yani bütün suçlu alt beyin mi?
BM- Alt beyin ile üst beyin konuşamıyorlar. Üst beyinin dediğini, alt beyin hep yanlış anlıyor. Alt beyin tehlike anında hangi organın kapasitesini, ne şekilde değiştirmesi gerektiğinin talimatını veriyor. İşte böyle bir durumda hangi organa yükleniyorsa, o organ ileride hasta oluyor.
BEBEKLER DE TRAVMA YAŞAR
*Peki travma yaşamaya bile zamanı olmamış küçücük çocukların durumları nedir?
BM- Çocuklar da travma yaşıyorlar. Bir bebek küvezde beklerken bile anneden ayrı kaldığı o süreç bire bir travmadır. Hatta bebekler daha büyük travmalar yaşıyor. Mesele üst beynin olayı algılayıp, alt beyne tercüme etmesinde. Bir tehlike var deyip alt beyni uyardığında, organların kapasitesinin artıyor; bu da hastalıklara neden oluyor.
*Peki Barış Bey hep görüyoruz rahat, gamsız dediğimiz insanlar hastalıklara yakalanmıyorken öteki tarafta daha duyarlı insanlar daha fazla hastalığı yakalanıyorlar nedir bu?
BM- Evet çok doğru zaten benim kitabımda da geçiyor ara ara bu bölümü de yayınlarım: Önce hassas ve iyi kalpliler hastalanır. Bu hayatta kendini korumak için kendini akışa bırak ve tevekkülde ol. Benim anlattıklarımı okuyup deneyenlerin hayatlarının değişmeme imkanı yok! Ben size büyük bir gerçeklikten bahsediyorum
Tehlike anında beyin iki şey yapacak: 1- Bu tehlikeyi kaydedecek ve organlara gerekli mesajı gönderecek. Alt beyin için soyut bir şey yok ve her şeyi fiziki algılıyor ve saklanan bu duyguyu bir tehdit olarak gördüğü için korkuyla onu besliyor. Bedeni ayakta tutmak, hayatta tutabilmek için psikolojiyi çok korkak, panik halinde tutuyor. 2- Tehlikenin durumuna göre belli organları kapasitenin üzerinde çalıştırıyor. İşte o organların da fonksiyonları değişerek vücudu bozacak hale geliyor. Travma yaşandığı anda vücut hemen kendini göstermiyor. 2-3 sene sonra hastalık ortaya çıkıyor.
Bu arada tedavilerin kendisi de travma!
SOHBETTEN İZLENİMLERİM
*Enerjisi çok yüksek ve uyumlu biri
*Etrafında sürekli insanlar var ve o herkesi sabırla, dikkatle dinleyip konuşuyor
*Çok esprili
*Sistemi keşfetmenin özgüveni ile çok insana yardım etme gayretinde
İkili Seçeneklerden Birini seçin
Yürüyüş-Koşu: yürüyüş
Sıkılmak-Sabretmek: Sabretmek
Susmak-Konuşmak: yerinde
Dans Etmek-Oturmak: oturmak
Klasik-Modern: klasik
Dobra-Politik: dobra
Samimi-Mesafeli: samimi
Uykucu-Uykusuz: uykucu
Sakin-Heyecanlı: heyecanlı
Kitap-Dergi: kitap
Doğa-Konfor: ikisi de
Kedi-Köpek: köpek
Güneş-Yağmur: güneş
Çay-Kahve: ikiside
Et-Ot: et
Disiplinli-Rahat: ikiside
Unutur-Affetmez: yerinde
Tatlı-Tuzlu: tatlı
Çin Yemeği-İtalyan Yemeği: çin yemeği
Şarap-Rakı: rakı
Esprili-Ciddi: esprili
KİMLİK
Burcu: Boğa
Okuduğu Okullar: Okuduğu okullar: Tarsus Amerikan Koleji, Minnetonka High School (toplam 2 senede liseyi bitirdi), Michigan Technological University (3 senede üniversiteyi bitirdi), Koç Üniversitesi İşletme master
Bekar-aile: Evli, 6 yaşında kızı
İlgi alanları: Müzik gitar bateri piyano
YÜZDE YÜZ
1-Senin için yüzde yüz tek gerçeklik nedir? Henüz böyle bir gerçeklik bilinmiyor
2- Yüzde yüz olmak istediğin yer neresi?: Sağlık Bakanı
3- Yüzde yüz güvendiğin kişi?: Ailem
4- Yüzde yüz bilmek istediğin şey?: Hakikat, ‘ne yapıyoruz?’
KİMSİN?
1-Kimin beyninde olmak isterdin?: kendi beynim
2-Kimin gözleriyle dünyayı görüp, algılamak isterdin?: kendim
NOKTALI YERLERİ DOLDUR?
1-….çok iyi yaparım: Analiz
2-…hiç beceremem: Rol yapmak
3-Çevrem beni…….biri olarak tanımlar: Zeki
4-Az kişi bilir ben…..biriyim: Enerjisiz
MANEVİ ANLAMDA YAŞAMDAN
1-Kazandıklarım: Dua
2-Yatırımlarım: Uyandırıyorum
SANA DAİR KISA KISA
*Neuroformat kurucusu olmasan ne olmak isterdin? Teorisyen, yazar, müzisyen
*20 yıl önceki haline döndün, ona ne öğüt verirdin?: Geldiğim yer, gelmek istediğim yerden daha iyi!
İYİ Kİ…
*İyi ki yapmışım: kitap yazmışım
*İyi ki kabul etmişim: iyi ki evlenmişim
*İyi ki başladım: İnstagram’a
*iyi ki yapmamışım: Tekrar profesyonel hayata dönmemişim
Paylaş