Paylaş
YüzdeYüz İlham Veren Sohbetler’de astrolog Öner Döşer ile astrolojinin Osmanlı dönemindeki öneminden günümüze, yurt dışındaki bakış açısından ‘gelecek günlerde dünyayı neler bekliyor?’ sorusuna kadar geniş bir yelpazede konuştuk.
Unutmayın, astroloji inanmakla alakalı değildir; keyifli okumalar!
- Öner bey öncelikle mesleğinize getirmiş olduğunuz saygın yerden dolayı sizi tebrik ediyorum. Astrolojiye başladığınız dönemlerde bu kadar ciddiye alınmıyor olmasından dolayı eminim sizi zorlamıştı. Mesleğinizi bu günlere getirebilmek için ne gibi süreçlerden geçtiniz, ne gibi çabalar gösterdiniz?
ÖNER DÖŞER: Çok güzel bir soru, öncelikle teşekkür ediyorum. Ben yaklaşık 20 yıldır bu işin içerisinde profesyonel olarak çalışıyorum. Astrolojiye başladığım dönemlerde işin daha ezoterik tarafını ele almaya çalışan bir kitle vardı. Bilimsel olmaktan ziyade daha içsel ve kehanetsel bir hali vardı. O dönemlerde çıktığım televizyon kanallarında hep bir işadamı imajı bıraktım, kurumsal bir kimlik olarak görüldüm ve o dönemlerde benim bu yaklaşımım herkes tarafından görüldü. Astrolojiye olan yaklaşımım insanlarda güven uyandırdı. Ben olayın sadece güneş burçlarla olmadığını -başka meslektaşlarımdan da bunu yapanlar vardı- ama belki ben daha da vurgulayarak göstermiş oldum. Öncelikle Uzman TV’de ilk kez bir internet kanalında videolar yapmam istendiğinde 2007 yılıydı. O dönemde astrolojide bir koltuğa oturuyorlar ve burç yorumları yapıyorlardı. ‘Ben bunu yapmam, ben astrolojinin eğitimini harita üzerinden veriyorum’ dedim. ‘Bunu anlamazlar’ dediler. ‘Anlatırım dedim.’ ‘5 dakika harita üzerinden gezegenlerin hareketlerini anlatarak yorumlar yapacağım, öngörüler ve tavsiyelerde bulunacağım’ dedim ve gerçekten çok ilgi gördü. Hatta ülkeler astrolojisi ile ilgili, tutulmalarla ilgili bazı ilave videolar da yaptık. Bu videolarda bilimsel –ekinokslar, Maya Takvimi gibi...- birçok konuyu konuştuk. 5 yılın sonunda bu videolar 22 milyon üzerinde izlenme kaydedildi, bu o dönem için büyük bir rakam. Bu şekilde çok geniş bir kitleye yayıldı ve astrolojinin farklı şekilde algılanmasına sebep oldu.
- Hatırlıyorum o dönemlerde siz ‘uluslararası kongrelere gittim, şu konular konuşuluyor’ gibi bize başlıklar sundunuz. Bu da bizim açıkçası bu alanda ilk defa duyduğumuz konulardı.
ÖNER DÖŞER: Çok doğru ve önemli bir konuya değindiniz. İnsanlar yurt dışında bu konunun okullarının, derneklerinin, organizasyonlarının olduğunu farkında değildi, ben hatırlatmış oldum. Türkiye’den bu tür organizasyonlara giden ilk ben değilim ama sanırım bu kadar altı çizilmemişti. Orada büyük amfilerde astrologlar geniş bir kitleye eğitimler veriyor, sunumlar yapıyor. Böyle bir organizasyona ilk 2004 yılında gitmiştim. Yıllar sonra 2012 yılından başlayarak her yıl 21 Mart’ta Uluslararası Astroloji Günleri düzenlemeye başladım. Astrolojide 21 Mart, dünyanın başlangıcı olarak kabul edilir. Bu tarih aynı zamanda Osmanlı’da astroloji ile ilgilenen ve o dönemde müneccim denen alimlerin, padişahlara sundukları yıllık öngörü takvimlerinin tarihiymiş. Gelecek yılın önemli olayları yer alırmış bu takvimlerde. Uğurlu ya da tam tersi zorlayıcı zamanlar belirtilirmiş. Düzenlediğim Uluslararası Astroloji Günleri’nde yabancı astrologları da davet ederek konferanslar düzenledim ve halen daha düzenlemekteyim. 500 kişiye mütercim tercümanlı, kulaklıklı sunumlar yapıldı. Hatta Saba Tümer’in programına organizasyonum öncesi davet ettiğim kendi alanlarında uluslararası saygın yerlere sahip dört yabancı astrolog çok ses getirmiş, Saba Tümer de çok etkilendiğine dair cümleleriyle kendini ifade etmişti. Seyircinin de algısı çok olumlu yönde olmuştu. Hatta büyük finansal dönüşümün gerçekleşeceğini 2012 yılından beri öngörmüştük. Bu dönüşüm pandemi ile beraber yeni yeni anlaşılmaya başlandı.
- Çok ilginç ve aslında sizin babanız ünlü bir sanatçı, anneniz eski bir soprano sanatçısı... Sanatın yoğun olduğu bir evde astrolojiye nasıl bakılıyordu?
ÖNER DÖŞER: Bizim evde astroloji çok konuşulmazdı. Annemi çok erken yaşta kaybettik, babam da ticaretle uğraşıyordu. Sanatının dışında kapalı çarşıda birlikte ticaret yaptık. Bilgiye açık insanlardı, babamla her türlü konuyu konuşabilirdik ama astroloji konusunda bilgisi olan bir insan değildi. İzmitli Seyit Mehmed Arif Efendi, kendisi çok bilgili bir kişiymiş. Kandilli Rasathanesi Kütüphanesi’ne çok eserler hediye etmiş. İngiltere’deki Greenwich Rasathanesi ile kontağa geçen, bilgi derinliği çok olan biriymiş.
- Osmanlı’da astrolojiden faydalanıldığını söylüyorsunuz ve biliyoruz ki dünyada şu anda birçok ülke bundan faydalanıyor. Bizim siyasette faydalanılıyor mu? Bir bilginiz var mı?
ÖNER DÖŞER: Bildiğim kadarıyla evet. Burasıyla bağlantılı olarak çalışan iki tanesinin yabancı, iki tanesinin de yerli dört astroloğun olduğu bahsedilir ama bu resmi bir bilgi değil. 1924 yılına kadar sarayda resmen yer almış 37 tane müneccim başı görev almış. Bunlardan 35’incisi İzmitli Seyit Mehmed Arif Efendi. Benim anne tarafından akrabam olmakta.
- Peki sizin altıncı hisleriniz bu konuda nasıl?
ÖNER DÖŞER: Her meslekte olduğu gibi meslek erbaplarının sezgilerinin kuvvetli olması gibi benimki de o kadar diyeyim. Bir de yapı olarak bir hissiyat içinde olsan bile onu astrolojik olarak oturtmadan bunu ortaya koyan birisi değilim. Ağırlıkta mantık adamıyım, kova burcuyum ve zaten işin rasyonel, ölçülebilir, hesaplanabilir tarafıyla daha fazla ilgilenirim. Yazdığım kitaplar da bu şekilde: Astroloji ve Bilim ve Güneşle Randevu diye kitaplar yazıyorum.
- Öner bey bu kadar bilimle uğraşıyorsunuz, her şeyi rasyonelleştiriyorsunuz ama yine de günün sonunda mutlaka şu klişe soruyla karşılaşıyorsunuzdur: ‘Dünyada milyonlarca aynı burçtan insan var, hepsi o gün aynı şeyi mi yaşayacak’ diye olayı saçma bir tarafa çekmeye çalışan kitle de var. Onlara cevabınız ne oluyor?
ÖNER DÖŞER: Gazetelerde astrolojik günlük yorumlarda çok sınırlı kelime ile çok genel değerlendirme yapılıyor. Burada sanki 12 insan tipine bölünmüş gibi oluyor. Türkiye’de 85 milyonuz, 12’ye bölersek, burç başına 7 milyon insan düşer. Yapılan yorumlar ile 7 milyon kişinin aynı anda aynı şeyi yaşıyor olması gibi bir iddiada zaten bulunulamaz. Ben gazetelerden gelen bu tarz teklifleri hep reddettim. Bu tarz bir yaklaşıma ancak şöyle bir cevap verilebilir: Kişilerin doğum anları, doğum yerleri çok önemli. Aynı burçta doğmuş insanların gezegenleri, konumları, açıları farklı olabiliyor. Buradan varyasyon olarak baktığımızda binlerce varyasyon çıkıyor. Bir burcun genel karakteristik özelliklerinden bahsedebiliriz ama bu yapının diğer gezegenlerin yerleştiği burçlarla çeşitlenmesi sebebiyle güneş burcunu söyleyen bir kişinin aynı burçtan diğer kişiyle benzerliği yüzde 10’u geçemez. Bu da en iyi ihtimalle yüzde 10’dur. Mesela benim doğum haritamda güneş kova burcunda ama doğum haritamda Mars balık burcunda, Jüpiter ikizler burcunda, ay akrep burcunda... Bir başka kova burcunun da haritasında aynı şekilde farklı gezegen farklılıkları bu şekilde ortaya çıkıyor. Başta söylediğiniz gibi ‘astrolojiyi ciddi bir yere taşıdınız’ diye; belki de bir misyon olarak burç yorumlarına girmiyorum. Bunu artık beni bilenler biliyor. Bu prensibi oturttuk. Tabii hemen olmadı, yıllar içerisinde oturdu. Rasyonel ve doğru bilgiler paylaşarak ve tabii ki doğru tahminlerde bulunarak oldu. Bireysel ve müşterek 40 kitabım var. Dolayısıyla da böyle bir hizmet veren bir kişiyi ayrı yere koydular.
- Yıllardır hizmet verdiğiniz ISAR ve APAI onaylı okulunuz var. Bunun açılımı nedir?
ÖNER DÖŞER: ISAR, Uluslararası Astroloji Araştırmaları Derneği olup Hakan Kırkoğlu’nun kurucusu olduğu Göklerin Bilgeliği Okulu ve Öner Döşer’in kurucusu olduğu Astroloji Okulu olmak üzere sadece iki okul bu onaydan geçmiştir. APAI’ye üye olan Türkiye’den tek okul bizim okuldur. Okulumuz üç yıllık diploma müfredatını onaylamış kurumlardır yani uluslararası alanda bizi tavsiye ederler ve kendilerine bağlı okullar arasında yer aldığımız için onlarla yaptığımız çalışmalara öğrencilerimiz katılabilir. Tüm bunların sonunda yeterlilik sertifikası sınavına girme hakkını kazanıyorlar. Oradan da başarılı olurlarsa uluslararası sertifikaları oluyor. Bu ayrıcalıklı bir durumdur.
- Günümüze dair ne gibi tespitleriniz olur?
ÖNER DÖŞER: Benim de tespitinde bulunduğum ve uluslararası konferanslarda sık sık değindiğimiz, uzun yıllardır söylediğimiz bir konu var: Çok büyük sistem değişikliklerine girildiği bir dönem içerisindeyiz. Yeni bir finans sistemi geliyor. Artık kapitalizmin bildiğiniz anlamda sonlanması, yönetim sistemlerinin farklılaşması, 2025 yılında 3. Dünya Savaşı, uluslararası alanda büyük krizlerin ortaya çıkması, bu döneme denk geliyor. Bunlar genel olarak söylenen öngörüler. Benim spesifik olarak ilgilendiğim güneş aktiviteleri tarafından da bakarsak: Güneş aktivitelerinin maksimum artacağı bu önümüzdeki günlerde pek tabii ki bunun dünya üzerindeki yansımaları olacaktır. İnternet kesintileri sık olacak. İnsan bilinç ve algısında yükselişlerle bağlantılı olarak yapay zeka çağı denen bu çağda çok hızlı teknolojik gelişmeler göreceğiz. Önümüzde uluslararası krizlerin büyümesi dönemi var. 2023’te hissetmeye başlayacağımız, 2025’te daha da derinleşecek ve 2028’e kadar sürecek resesyon döngüsü var.
- Peki insanlık olarak maneviyat ve bilinç seviyesi olarak yükselişe geçecek miyiz?
ÖNER DÖŞER: Aslında yozlaşmanın, çürümenin en dip noktasındayız. Dibe vurmadan bir çıkış olmayacağını düşünüyorum. 2026’ya kadar o dibe vuruş devam ediyor. Ancak 2026-2033 yılları arasında insanlığın bu şekilde gitmeyeceğini anlama dönemine girilecek. Sonra uluslararası konservasyon ile daha önde olan ülkelerin daha zayıf olan ülkelere yardım etmesi gibi kavramların devreye girmesi başlayacak. 2026’ya kadar hayli zorlayıcı bir dönem olacak ama bir aydınlık dönem de başlayacak. Tünelin ucunda görünen ışık gibi 2026-2033 yılları arasındaki dönem, hatta dinler arasındaki müştereklik konusunda bilinçlenme belki dünyada tek bir inanış, tek bir devlet olmasa bile bu yola doğru girilecek.
SOHBETTEN İZLEMİMLERİM
- Beni yanıltmadı ve göründüğü gibi yani:
* Çok saygılı.
* Disiplinli ve titiz.
* Egoyu aşmış, kendini mesleğine adamış.
* Çok profesyonel, yurtdışında da saygın bir yere sahip.
BURÇLARIN OLUMLU VE OLUMSUZ YÖNLERİ
Koç: Lider - kavgacı.
Boğa: Sabırlı - inatçı.
- İkizler: Neşeli - dağınık.
- Yengeç: Korumacı - alıngan.
- Aslan: Vizyoner - kibirli.
- Başak: Çalışkan - aşırı titiz.
- Terazi: İyimser - kararsız.
- Akrep: Araştırmacı - kuşkucu.
- Yay: Neşeli - patavatsız.
- Oğlak: Öncü - soğuk.
- Kova: Sağduyulu - ukala.
- Balık: Fedakar - kırılgan.
İKİLİ SEÇENEKLERDEN
BİRİNİ SEÇİN
- Yürüyüş-Koşu: Yürüyüş.
- Sıkılmak-Sabretmek: Sabretmek
- Susmak-Konuşmak: Konuşmak.
- Dans Etmek-Oturmak: Oturmak.
- Klasik-Modern: Klasik.
- Dobra-Politik: Politik.
- Samimi-Mesafeli: Mesafeli.
- Uykucu-Uykusuz: Uykusuz.
- Sakin-Heyecanlı: Sakin.
- Kitap-Dergi: Kitap.
- Doğa-Konfor: Konfor.
- Kedi-Köpek: Kedi.
- Güneş-Yağmur: Güneş.
- Çay-Kahve: Kahve.
- Et-Ot: Et.
- Disiplinli-Rahat: Disiplinli.
- Unutur-Affetmez: Unutur.
- Tatlı-Tuzlu: Tatlı.
- Çin Yemeği-İtalyan Yemeği: İtalyan yemeği.
- Şarap-Rakı: Rakı.
- Esprili-Ciddi: Esprili.
KİMLİK
- Burcu: Kova.
- Okuduğu okullar: Levent İlkokulu, Işık Lisesi, Etiler Lisesi, Açıköğretim Fakültesi.
- Bekar-aile: Evli.
- İlgi alanları: Basketbol, voleybol, astroloji kitapları.
YÜZDEYÜZ
- Senin için yüzdeyüz tek gerçeklik nedir?: Allah.
- Yüzdeyüz olmak istediğin yer neresi?: İstanbul.
- Yüzdeyüz güvendiğin kişi?: Eşim Gaye Döşer.
- Yüzdeyüz bilmek istediğin şey? (Kimsenin bilmediği ve senin öğrenmek istediğin bir şey): Kader.
KİMSİN?
- Kimin beyninde olmak isterdin?-düşüncelerini merak ettiğin-: Recep Tayyip Erdoğan.
- Kimin gözleriyle dünyayı görüp algılamak isterdin?: Hazreti Muhammed.
- Hangi burçtan olmak isterdin?: Kova-zaten öyleyim.
NOKTALI YERLERİ DOLDUR
- ..... çok iyi yaparım: Sporu.
- ..... hiç beceremem: Yemek yapmayı.
- Çevrem beni ..... biri olarak tanımlar: Güvenilir.
- Az kişi bilir ben ..... biriyim: Sahne yeteneği olan.
MANEVİ ANLAMDA YAŞAMDAN
- Kazandıklarım: İnsanlar.
- Yatırımlarım: Kitaplarım.
SANA DAİR KISA KISA
- Astrolog olmasan ne olmak isterdin?: Milli basketbolcu.
- 20 yıl önceki haline döndün, ona ne öğüt verirdin?: Sporu abartma, oturup yazmaya başla!
- Hayat motton varsa nedir?: İlahi adalete güven.
İYİ Kİ...
- İyi ki yapmışım: Evlenmişim.
- İyi ki kabul etmişim: Babamla çalışmayı.
- İyi ki başladım: Astrolojiye.
- İyi ki yapmamışım: İyi ki sigara içmemişim.
Paylaş