Aslında her mevsim ama özellikle bu mevsim (grip mevsimi) beslenmemiz ve mutlaka hekim kontrolünde aldığımız takviyeler çok önemlidir.
Beslenirken nelere ve neden dikkat edelim bir bakalım:
Soğan ve sarımsak; doğal antibiyotiklerimizdir. İçlerindeki ‘alil sülfür’ bileşenini alabilmek için mutlaka çiğ tüketmemiz gerekir.
Selenyum; bağışıklık sisteminin fonksiyonlarına destek olur. En çok brezilya cevizinde, balık, sığır eti, hindi, tavuk, yumurta, pirinç, mantar, ay çekirdeği, muz ve kajuda bulunur. Günlük tüketim miktarı kişiden kişiye göre değişmekte olup özellikle haşimato tiroidi olanların hekim kontrolünde doz ayarlamaları gerekir.
Magnezyum; avokado, çiğ badem ve fındık, muz, yağlı balıklar, keten ve chia tohumu, bakliyatta bulunur. Vücut ve özellikle beyin sağlığı için önemlidir.
Çinko; et, karaciğer, deniz ürünleri, süt, yumurta ve kuruyemişlerde bol miktarda bulunur. Bağışıklık sistemini destekler, DNA sentezi ve protein üretimi için elzemdir.
C vitamini; yeşil biber, yeşil yapraklı sebzeler, kivi, çilek, limon, turunçgiller ve narda bulunur. Bağışıklık sistemimizin güçlü kalabilmesi için ve cilt sağlığımız için önemlidir. Suda çözünen bir vitamin olduğu için tamamı vücutta depolanmaz.
E vitamini;
Yağ oranınızı belirli bir oranın altına düşüremezseniz, sixpackler için saatlerce mekik çekseniz de hiç fayda etmez.
Uzun süreli açlık halinde metabolizma hızı yavaşlar ve vücut koruma amaçlı uzun vadeli kalori kısıtlamasına tepki gösterir. Vücut yaktığı kalori miktarını azaltır bu da kilo kaybını yavaşlatır. (Bahsettiğim açlık İntermittent Fasting saatleri gibi kısa süreli değil tabi çok daha uzun süreli.)
Maalesef kalori girdi-çıktı hesabı kilo alıp vermekle ilgili tüm sorularımıza cevap olamaz. Tükettiğimiz besinlerden alınan enerji, besinin içeriğindeki enerjinin tamamı olmayabilir. Ayrıca yiyeceklerin ve egzersizin termik etkisini hesaplayabileceğimiz de ihtimaller dahilinde değil.
Diyet ottan ibaret, ıyyyy hiç sevmem diyenlerdenseniz; öncelikle diyetin günde 3 öğün lahana suyu içmek olmadığını belirtmek isterim. Sonra da inek metabolizmasının insan metabolizmasıyla eşdeğer olmadığını...
Keşke ‘bacak inceltme diyeti’, ‘simit eritme diyeti’ diye bir şey olsa... Hangi bölgeden kilo aldığınız veya hangi bölgenin önce eridiği genotipinizle alakalıdır.
Diyetlerde kas kaybının engellenmesi, olan kasın korunması, metabolizma hızının yavaşlamaması için fiziksel aktivite olması gerekiyor. Günde 45dk yürüyerek kimse Herkül olmuyor hiç merak etmeyin.
Hiçbir besin tek başına kilo artışına sebep olmadığı gibi tek başına da yağ yakımına faydası olmaz. Tek bir yiyecekten veya içecekten mucize beklemeyin ve en önemlisi insan sağlığı üzerinde uzun vadede etkileri bilinmeyen sözde besinleri kullanmayın.
Şekeri ve yağı kısıtlanmış fakat hala kalorileri var.
Vücut sıvısının % 2 gibi küçük oranda azalması bile uzun sürede ciddi hastalıklara neden olabilir. Baş ağrısı, kas krampları, yorgunluk, konsantre olamama, odaklanma güçlüğü ve kabızlık gibi kısa süreli susuzluk belirtilerini mutlaka sıvısız kaldığımız zamanlarda yaşamışızdır.
Dünyamızın ¾’ü vücudumuzun %50-70’i sudur. Ayrıca kanın %83’ü, kemiklerin %22’si, beynin ve kasların %75’i sudan oluşuyor. Gelelim vücudumuz üzerindeki ve kilo koruma konusundaki rollerine;
* Biz bayanların korkulu rüyası olan ; selülit oluşumunu önler ve ödemin vücuttan atımını sağlar.
* Açlık hissini azaltmaya yardımcıdır.
* Bizi hem dosdoğru hem dolaylı yoldan zayıflatır (besinlerin emilim-sindirim-taşınımı).
* Kabızlık ve bağırsak tembelliği gibi sindirim problemlerinin giderilmesinde başroldür.
* Emzikli annelerimin bebeburgerlerine süt kaynağıdır. Hamile annelerimin susuzluğu ise bebeğin susuzluğudur. Çünkü amniyon sıvısı her 3 saatte 1 kendini yeniler.
* Asıl nem bombası sudur ve cildin elastikiyetini düzenler. Haliyle cilt sağlığını korumuş olur.