Paylaş
Vücut sıvısının % 2 gibi küçük oranda azalması bile uzun sürede ciddi hastalıklara neden olabilir. Baş ağrısı, kas krampları, yorgunluk, konsantre olamama, odaklanma güçlüğü ve kabızlık gibi kısa süreli susuzluk belirtilerini mutlaka sıvısız kaldığımız zamanlarda yaşamışızdır.
Dünyamızın ¾’ü vücudumuzun %50-70’i sudur. Ayrıca kanın %83’ü, kemiklerin %22’si, beynin ve kasların %75’i sudan oluşuyor. Gelelim vücudumuz üzerindeki ve kilo koruma konusundaki rollerine;
* Biz bayanların korkulu rüyası olan ; selülit oluşumunu önler ve ödemin vücuttan atımını sağlar.
* Açlık hissini azaltmaya yardımcıdır.
* Bizi hem dosdoğru hem dolaylı yoldan zayıflatır (besinlerin emilim-sindirim-taşınımı).
* Kabızlık ve bağırsak tembelliği gibi sindirim problemlerinin giderilmesinde başroldür.
* Emzikli annelerimin bebeburgerlerine süt kaynağıdır. Hamile annelerimin susuzluğu ise bebeğin susuzluğudur. Çünkü amniyon sıvısı her 3 saatte 1 kendini yeniler.
* Asıl nem bombası sudur ve cildin elastikiyetini düzenler. Haliyle cilt sağlığını korumuş olur.
* Eklemlerin ve gözün kayganlığını sağlar.
* Organizmanın böbrek ve karaciğerlerdeki yükünü azaltır, vücudu toksinlerden arındırır.
* İçeriği adeta mineraller ligi; sodyum, potasyum, kalsiyum, fosfat, magnezyum...
* Vücut ısısının denetimi su varlığında mümkün.
* Vücut fonksiyonlarının çalışmasında, biyokimyasal reaksiyonların gerçekleşmesinde, hücrelerin – dokuların – organ ve sistemlerin düzenli çalışmasında, metabolik dengenin sağlanmasında, kan basıncının düzenlenmesinde, kısacası; büyüme ve vücut fonksiyonlarının başlatılması ve devamlılığı için yeterli su alımı çok ama çok önemlidir.
Vücut normal sıcaklığını korumak için suya olan ihtiyacı artar. Sıcak ve nemli havalarda vücut terleyerek sıvı kaybını arttırır. Bu sebeple içinde bulunduğumuz yaz aylarında tüketim muhakkak artmalı. Aynı mantıkla egzersiz vakti terle sıvı kaybımız arttığından egzersiz öncesi – sırası ve sonrası sıvı kaybı yaşamamalı!
Özellikle uçak yolculuğu ve dağ tırmanışları gibi yüksek rakımlara çıkılan durumlarda vücudun su kaybı artar. Hızla geri kazanabilmek için; limonla tatlandırılan ılık – sıcak su ile kaybedileni yerine koymak gerekir. Limonlu su demişken, şu abur cubur bilgiye bir açıklık getireyim isterim. Yesek yesek de limonlu su içip zayıflasak çok şahane olmaz mı? Bence de olur. Fakat bilim der ki; yeterince fiziksel aktiviten varsa ve yeterince C vitamini aldıysan yağ yakımın %30 artar. Yani anlayacağınız limonlu su da sihirli değnek çıkmadı ve yine bana kaldınız!
Hocam ben günde 20 bardak şekersiz çay içiyorum ama sen bana her hafta susuzsun diyorsun neden?
Çünkü; kafein içeren kahve, çay ve diğer içecekler sıvı ihtiyacını karşılasa da diüretik etkisinden sebep daha fazla idrar çıkışı yaparak daha fazla sıvı kaybettirir. Bizler ihtiyacımızı; içecekler, besinler ve metabolizma olmak üzere 3 kaynaktan sağlarız. Besinlerin içindeki besin öğelerinin yakılması sonucu su oluşur. Vücutta oluşan zararlı maddelerin atımını sağlamak ve vücut sıvı dengesini koruyabilmek için her danışanıma defalarca kez söylediğim su tüketim sıklığı şöyle;
UYANINCA 1 SU BARDAĞI SU
UYURKEN 1 SU BARDAĞI SU
ANA VE ARA ÖĞÜNLERDEN 30 DK ÖNCE 1 SU BARDAĞI SU
HER LAVABO SONRASI 1 SU BARDAĞI SU...
Kısaca her saat başı 1 su bardağı su... Böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği gibi bir sağlık problemimiz var ise bu durum geçerli değil elbet. Sodyumu seyreltmesi sebebiyle miktarı kısıtlamamız gerekebilir. Yemek sırasında fazla su içmek mide asidini seyrelterek sindirim sorunlarına yol açabilir. Aşırı su tüketimi ile elektrolit kaybı meydana gelir. Bu da hücre içi –dışı sıvı dengelerini bozarak sağlık sorunlarına yol açar. Ayrıca çok susama diyabet ve kalın bağırsağa yönelik emilim problemlerinin habercisi olabilir aman dikkat!
Sağlıklı bir insan günde 1,5 litre böbreklerle (idrarla), yaklaşık 1 litre de nefes (300 ml), terleme – deri (500 ml), bağırsaklar (200 ml) sıvı kaybeder. İdrar rengi koyu sarı ise net bir şekilde o gün içmemiz gerekenden az su içmişiz. Berrak / açık – soluk sarı ise yeterli sıvı almışız demektir.
Etiket okuma burada da bizim için çok kıymetli. İçtiğimiz su pH’ı alkali yani 7.5-8.5 olmalıdır. Bunun için suya limon, taze nane, taze zencefil ile hem antioksidan içeriğini arttırıp grip savar yaparız hem yağları yakar geçeriz hem de aromalandırırız.
Hocam az içme, çok içme ne kadar su içeyim ben?
Sağlık durumu, egzersiz durumu, sıcaklık ve nem, grip, diyare, idrar yolları enfeksiyonları, gebelik veya emzirme gibi durumların tamamı yine kişiye özel olup tabii ki herkes için genel geçer bir formül ve litre hesabı yoktur.
Sağlıkla kalın, susuz kalmayın…
Paylaş