Paylaş
Öyle olması da doğal.
Zira dünkü Le Monde Gazetesi’ne bakılırsa Avrupa’nın sera gazlarının azaltılmasına yönelik hedefleri fazlasıyla iddialıydı.
Avrupa Birliği’nin talebi 2050 yılına kadar sera gazlarının yüzde 80 azaltılmasıydı.
2020 yılına kadar kendi önüne koyduğu yüzde 20’lik hedefi Kopenhag’da yüzde 30’a çıkartmayı da istiyordu.
Hiç biri olmadı.
Le Monde “Avrupa’nın hedeflerini diğer ülkeler paylaşmadı. Bugünün dünyasında iktidarı paylaşmaya namzet yeni koalisyon tarafından tek başına bırakıldı” diyor.
Gazetenin sözünü ettiği yeni koalisyonun üyeleri kimler?
ABD, Çin, Brezilya,Güney Afrika, Hindistan.
Yeni dünya düzeninin patronları.
Le Monde’a bakarsanız, Kopenhag’daki başarısızlığın en büyük sorumlusu Çin.
ÇIBANBAŞI ÇİN
Çin hem sanayicilerini çevre kurallarıyla sınırlamak istemiyor, hem uluslararası denetim mekanizmasına karşı çıkıyor.
Peki “Kopenhag Mutabakatı”nda ne var özetle?
Gelişmekte olan ülkelere yardım kağıda dökülmüş.
Dünya liderleri 2020 yılından itibariyle gelişmekte olan ülkelere yılda 100 milyar dolarlık bir yardım taahhüdünde bulunmuş.
ABD, 2012 yılından başlayarak iklim değişikliğinden en fazla sıkıntı çeken ülkelere yılda 3.6 milyar dolar verecek.
Japonya önümüzdeki üç yıl için 11 milyar dolar sözünü verdi.
Avrupa Birliği ise önceden 2010 ile 2012 yılları arasında 10.6 milyar dolarlık yardımı ilan etmişti.
Görünen o ki, sera gazları oranlarından ziyade yardımlar çok daha somut biçimde üç sayfalık deklarasyonda yer almış.
ULUSLARARASI DENETİM YOK
Deklarasyonda başka dikkat çekici şey şu:
“Gelişmekte olan ülkeler” iki yılda bir sera gazlarının sınırlanmasıyla ilgili kaydettikleri gelişmeleri Birleşmiş Milletler’e bildirecekler.
ABD ve Avrupa Birliği’nin bunun uluslararası bir denetime tabi tutulmasını istiyorlardı.
Çin’in karşı çıkması üzerine bu talep deklarasyona girmemiş.
“Yoksa siz Kopenhag’dan anlaşma mı bekliyordunuz” başlığına dönersek, kasım ayı
ortasında TBMM’nin İstanbul’da düzenlediği “iklim konferansını” hatırlatmak istiyorum.
TBMM Çevre Komisyonu’nun konferansına katılan Danimarkalı yetkililerden şunu duymuştuk:
“Kopenhag’dan Kyoto Protokülü cinsinden somut bir şey çıkmayacak. Esas müzakereler Kopenhag sonrası yer alacak”.
Aynen dedikleri gibi oldu.
Boyner de çok başarılı olacak
TÜSİAD Başkanlar Konseyi’nin tavsiye kararından sonra Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ümit Boyner’in başkanlığı kesinleşti.
TÜSİAD’ın başına ikinci kez bir kadının gelecek olmasına tahmin edebileceğiniz gibi en çok sevinenlerden biriyim.
Boyner’e tavsiye kararını sordum.
“Başkanlar Konseyi teveccüh göstermiş, şeref duydum. Şimdi sıra etkin bir yönetim kurulu listesi hazırlayıp Genel Kurul’a sunmak” dedi.
Ümit Boyner, Türkiye’nin sorunları kadar çözüm fırsatlarının ve dinamiklerinin büyük olduğuna inanıyor.
Ben de TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ ile “mükemmel bir ekip” oluşturan Ümit Boyner’in başarılı olacağına inanıyorum.
Boyner ile 4.5 yıl KAGİDER’de aynı şekilde “mükemmel bir ekip” oluşturmuş olan KAGİDER’in kurucusu iş kadını Meltem Kurtsan, TÜSİAD’ın tavsiye kararını mutlulukla karşılamış.
Dün özel bir davette karşılaştığım Kurtsan sohbetimizde, “Ümit Boyner hem siyasi ve sosyal konulara son derece duyarlı biri. Cesaretiyle, enerjisiyle, ekip çalışmasıyla, alçak gönüllülüğüyle çevresini motive eder. Çok başarılı olacağından eminim” diyor.
Paylaş