Washington’a politikacı değil sanatçı

DÜNYADA sadece kadınlar tarafından yaratılmış sanat eserlerini sergileyen tek bir müze var.

O da Washington’daki Sanatta Kadın Ulusal Müzesi (National Museum of Women in the Arts).
İşte bu müze 12 Şubat tarihinden beri, Türkiye’den 11 kadın sanatçının katılımıyla “Rüya Gibi... Ama Senin Düşlediğin Sergisi”ne ev sahipliği yapıyor.
DEİK-TAİK(Türk Amerikan İş Konseyi” ve Akbank’ın sponsorluğundaki bu sergiyi görmek için iki kez yollara düşmeye niyetlendik.
İlk girişim, Washington’u günlerce esir alan kar fırtınası, ikincisi ise Amerikan Türk Konseyi (ATC) toplantısının Ermeni tasarısı nedeniyle ertelenmesi üzerine suya düştü.
Ne ki, Akbank Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi Hayri Çulhacı asla yılmadı.
Sergi mayıs ortalarına doğru kapanmadan önce bizi Washington’a ulaştırmayı başardı.
Böylece “Rüya Gibi... Ama Senin Düşlediğin Değil Sergisi”’nin hayli gecikmiş açılış resepsiyonuna katılabildik.
Hem sergiyi gezdik, hem Türkiye ile ABD arasında esen sert rüzgârlardan sonra Washington’da havayı kokladık./images/100/0x0/55eb5a3ff018fbb8f8bbad6f
SANATÇI MANİFESTOSU
Sanatta Kadın Müzesi’nde, güncel sanatla uğraşan kadın sanatçılarımıza ait bir sergi fikri bir önceki Türkiye Büyükelçisi Nabi Şensoy ve eşi Gülgün Şensoy tarafından 2008 yılında ortaya atılmış.
Tam bir buçuk yıl sonra proje hayata geçmiş.
Müze Müdürü Susan Fisher Sterling’in, sergi nedeniyle yayınlanan kitapçıkta belirttiği gibi, Amerikalılar için Türkiye denince daha çok Osmanlı döneminin sanatı akla geliyor.
Nitekim, Washington’da Smithsonian Müzesi’nde, sanırım 2005 yılında açılan “Osmanlı Kaftanları” hâlâ burada konuşulan bir sergi.
Daha geçenlerde Washington Post tarafından son 10 yılın en iyi 10 sergisi arasında gösterilmiş.
Bu kez Türkiye’den bir “güncel sanat” sergisi ABD’nin başkentinde hayli ilgi görmüş.
Serginin küratörü Esra Sarıgedik iyi bir iş çıkartmış.
Sarıgedik, Ermeni tasarısından sonra mart başı Ankara’ya çağrıldıktan sonra nisan başı tekrar Washington’a dönen Büyükelçi Namık Tan ve eşi Figen Tan’a sergiyi gezdirirken peşlerine düştük.
Nevin Aladağ, Selda Asal, Merve Brill, İpek Duben, İnci Eviner, Leyla Gediz, Gülsün Karamustafa, Ceren Oykut, Canan Şenol, Ayça Telgeren ve Canan Tolon’un hayata dair, Türkiye’deki karmaşık durumlara dair “manifestoları” gerçekten çarpıcı.
AMERİKAN RÜYASININ BAŞKENTİNDE
Kullandıkları malzemeler çeşitli ve en basitinden ileri teknolojiyi barındıranına kadar geniş bir yelpazede.
Sergiyi gezerken, Londra Tate Müzesi’nin satın almış olduğu İnci Eviner’in Harem eserini ya da İpek Duben’in “Türk Kimdir” başlıklı çalışmasını ilgiyle izleyen Amerikalılar’a rastladım.
Neticede Türkiye merak edilen bir ülke.
Güncel sanatımız da projektörü karmaşıklığa çeviriyor.
Küratör Sarıgedik, “İdeal hayat olarak bize gösterilen şeyin aslında bizim rüyalarımızla örtüşmediğini göstermek istedik” diyor.
Amerikan Rüyası’nın başkentinde ilginç bir başlıkla açılan sergiyi 8 binden fazla kişi para ödeyerek gezmiş.
Türkiye’nin tanıtımı ve imajı için önemli bir şey bu.
Üstelik zaman, zaman Türkiye ile ABD arasında esen fırtınanın etkisini politikacılardan fazla yumuşatabilecek bir faaliyet.
Dolayısıyla ufukta başka sergi projeleri de görünüyor.

Muharrem Kayhan’ın sikkeleri ve Türkiye’nin sinagogları

TÜRK Büyükelçiliği, DEİK-TAİK ve Akbank’ın dışında serginin bir kahramanı daha var.
Amerikan diplomasisinin arka planında yıllarını geçirmiş olan ABD’nin eski BM temsilcisi Esther Coopersmith.
Halen UNESCO’nun kültürlerarası iyi niyet elçisi olan Coopersmith, Sanatta Kadın Müzesi’nin Yönetim Kurulu üyesi.
Bunun dışında sayısız şapkası olan Coopersmith koyu bir demokrat.
Özellikle Hillary Clinton’ın seçim kampanyasına önemli katkıda bulunmuş.
Truman’dan bu yana her ABD Başkanı’yla iyi ilişkiler geliştirmiş olmakla ünlü Coopersmith kongre çevrelerinde sayılan, sevilen bir isim.
Sergiden önce Türkiye’yi ziyaret etmiş.
TAİK Sanat ve Kültür Komisyonu üyeleri Garanti Yatırım İcra Kurulu Başkanı Metin Ar ile Faruk Bil tarafından İstanbul’da ağırlanmış.
Washington’daki ilk gecemizde bizi evinde ağırlayan Esther Coopersmith ile gündüz Amerikan Dışişleri’nin özel iki katını gezdik gece ise Büyükelçi Tan’ın evinde buluştuk.
Washington’da olası başka sergi projelerini konuştuk.
KAYHAN’IN KOLEKSİYONU
Bunlardan biri kongrede sergilenmesi planlanan, eski TÜSİAD Başkanı Muharrem Kayhan’a ait “Erken Anadolu Sikkeleri” koleksiyonu.
İkincisi ise Büyükelçi Namık Tan’ın kafasında yeni oluşmaya başlayan “Türkiye’deki Sinagoglar” Sergisi.
Fotograf sanatçısı İzzet Keribar tarafından çekilen ve bir kitaba dönüştürülen fotografların Washington’da sergilenmesi projesi kuşkusuz buradaki Yahudi Lobisi’ne yönelik.
“One Minute” vakasından sonra Türkiye ile ABD’deki Yahudi Lobisi arasında havayı yumuşatacak bir girişim.
Coopersmith, Büyükelçi Tan’ın projesini duyunca heyecanlanıyor.
“Böyle bir serginin tüm ABD’yi dolaşması gerek” diyor.
Şimdiden Smithsonian Müzesi ve Tarih Müzesi’yle sergiyi konuşmanın planlarını yapıyor.
Yazarın Tüm Yazıları