Vural Öger: 17 Aralık için umutluyum

BRÜKSEL ile Türkiye arasında bugünlerde inanılmaz bir trafik yaşanıyor.

17 Aralık gününe kadar da böyle devam edecek büyük olasılıkla.

Girizgáhtan anlaşılacağı gibi hafta başında ‘Türkiye’nin AB Entegrasyonunda İletişimin Rolü’ paneli için Brüksel’deydik.

Avrupa Parlamentosu’ndaki paneli düzenleyen Turkcell.

Türk kökenli Alman parlamenter Vural Öger’in desteğiyle düzenlenen konferans Serdar Erener’in hazırlamış olduğu ‘Türkiye konuşmayı seviyor, Türkiye’yi dinlemeyi seviyor’ diye kısacık bir filmle başlıyor.

Vural Öger’in yönettiği panelin katılımcıları, Zülfü Livaneli, Türkiye’nin üyeliği için en fazla sesini duyduğumuz İtalyan parlamenter Emma Bonino (geçenlerde biri Bonino’ya madalya vermemiz gerektiğini söylüyordu)

Alman parlamenter ve Dışişleri Komitesi Başkanı Elmar Brok, Hollandalı parlamenter Joost Lagendjik, Alman parlamenter Yorgo Hacımarkakis.

Panelin konusu iletişim...

Türkiye’nin kurduğu diyalog, Avrupa halklarıyla iletişim, bunun nasıl olması gerektiği konuşuluyor.

Ama elbet söz 17 Aralık tarihine geliyor.

Elmar Brok besbelli Türkiye’nin üyeliğine aleyhte bir isim.

Yunan kökenli Alman parlamenter Yorgo Hacımarkakis ‘17 Aralık deklarasyonu hayal kırıklığı yaratabilir. Kamuoyunuz buna hazır mı’ gibi bir laf ediyor.

PARLAMENTO CADI KAZANI

Elmar Brok
ve Hacımarkakis’in söyledikleri doğrusu panelin Türk dinleyicilerini pek de mutlu etmiyor.

Avrupa Parlamentosu bugünlerde tam bir cadı kazanı.

Türkiye’nin üyeliğini destekleyenler, karşı çıkanlar, son dakikada deklarasyona bir şeyler koymaya çalışanlar.

Turkcell’in organize ettiği panelden hemen sonra Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komitesi’nde Türkiye oylaması var.

Elbet fırsatı kaçırmıyoruz ve oylamayı izliyoruz. Salon tıka basa dolu.

Türkiye’den önce konuşulan ülkeler Bulgaristan ve Romanya.

Romanya’nın raportörü Fransız Sosyalist parlamenter Pierre Moscovici.

Her iki ülkenin karnelerindeki kırık notlara kulak kabartıyorum.

Kırık notları hayli fazla.

Türkiye’nın raportörü Camiel Eurlings.

Hazırladığı rapor için tam 500 tane değişiklik önergesi istenmiş.

Bunlar oylanıyor.

Ya kollar havaya kalkıyor, ya elektronik oylama yapılıyor.

Türkiye ile ilgili kararların alınmasını izlemek hayli heyecan verici. 500 değişiklik önergesinde neler yok?

Hasankeyf, Zeugma, Ahtamar’ın Unesco Dünya Mirası Listesi’ne alınmasından son günlerde sık sık duyduğumuz ‘özel statü’ meselesine kadar.

Güney Kıbrıs’ın müzakereler öncesi tanınması gerektiği de oylanıyor.

‘Özel statü’ 50 oyla reddediliyor.

İşte bu yüzden Vural Öger ‘17 Aralık için umutluyum’ diyor.

O gün Türkiye oylamasını gördükten sonra Avrupa Parlamentosu koridorlarında lobiciliğin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha anlıyorum. Hem lobicilik, hem de parlamenter koltuklarında daha fazla Türk kökenli parlamenter.

Bunlara ilerde daha da çok ihtiyacımız olacak.

MoMA’nın davetlilerine Türk markalı bardak

NEW York
, Manhattan’daki Modern Sanat Müzesi MoMA yeniden elden geçirildiği için iki yıldan beri kapalıydı.

Finans kuruluşu JP Morgan Chase’in sponsorluğuyla MoMA geçen hafta kapılarını yeniden açtı.

Ancak açılışı 75. kuruluş yıldönümüne denk geldiği için New York’lu kalburüstü kişilerin davet edildiği büyük bir resepsiyon da verildi. Bilirsiniz, resepsiyonlarda, davetlilere gece bitiminde anı olarak küçük bir hediye sunmak genellikle adettir.

3 bin 200 tablo ve heykel, 24 bin tasarım ürünü, 50 bin kitap, 25 bin fotoğrafla zengin bir koleksiyona sahip olan MoMA da elbet bu küçük jestten geri kalmadı.

MoMA’nın açılışına katılan 400 davetli, Türk markası Gaia&Gino’nun o gece için özel tasarlamış olduğu bardaklarla evlerine döndü.

Bardak geceye katılmış olan New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg ve diğer davetlilerin ilgisini çekmiş olmalı.

Çünkü Gaia&Gino’nun tasarladığı bardağı fotoğrafta görebileceğiniz gibi iki tarafından kullanmak mümkün.

MARKANIZ KİM

İçindeki kırmızı minik top MoMA’nın simgesi. Bardağın topsuz olanı da 2005 yılı Şubat ayından itibaren MoMA’nın dükkanlarında satılacak.

Gaia&Gino markasının yaratıcısı Gaye Çevikel.

Markasını dünyaya açmak için 2000 yılından beri emek veriyor.

Bunu da başarıyor.

Dünyanın önde gelen tasarımcılarıyla çalışıyor ve ürününü MoMA gibi bir kuruluşa kabul ettiriyor.

Çevikel, Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği için ‘Markanız Kim’ kitabını hazırlamış.

Çevikel marka için diyor ki ‘Marka ürününüzü çevreleyen ruh, anlam ve aura’dır’.

Sihir bu formül.

Bunu tutturunca, New York’ta Japon mimarın (Yoshio Tanigushi) yenilediği bir müzede, Mısır kökenli tasarımcının (Karim Raşid) Türk markalı ürününü (Gaia&Gino) görmek pekálá mümkün.
Yazarın Tüm Yazıları