Paylaş
Dünya çapında bir bilim insanı, Harvard Üniversitesi, Genetik ve Kompleks Hastalıklar Bölüm Başkanı Profesör Dr. Gökhan Hotamışlıgil 12. Vehbi Koç ödülünün sahibi oldu.
Her yıl sırasıyla kültür, eğitim ve sağlık alanlarında verilen Vehbi Koç ödüllerinde bu yıl sıra sağlığa gelmişti.
Harvard’daki ekibiyle “şişmanlık ve diyabet mekanizmalarıyla” ilgili çalışmaları tıp dünyasında büyük ses getiren Hotamışlıgil, 2007 yılında Amerikan Diyabet Birliği’nin Olağanüstü Bilimsel Başarı ödülünü almıştı.
İstanbul’da önceki geceki ödül töreninde, grafiği, çocuk filmi, ekrana yansıttığı Lucien Freud’un bir tablosuyla, bilimsellikten mümkün olduğunca uzak, eğlenceli bir konuşma yapan Profesör Hotamışlıgil bir ara bizlere “filin saçı var mı?” sorusunu yöneltti.
Salondan karışık “evet”, “hayır” sesleri yükselirken 41 yaşında Harvard’dan profesörlük ünvanını alan başarılı bilim insanının neden bu soruyu sorduğu anlaşıldı.
Kimselerin aklına gelmeyecek bu soru, fillerle ilgili bir film izlerken 20 yaşlarındaki Amerikalı bir çocuğun aklına gelmiş ve araştırınca fillerin saçı olduğunu ve iri cüsseli hayvanın sıcaktan bunlarla korunduğunu keşfetmiş.
Bu buluş fil saçı niteliklerine sahip bir kumaşın üretilmesinin yolunu açmış.
“Merak” diyor Profesör Dr. Hotamışlıgil “Bilimin en önemli öğesidir”.
“Mutlaka genç beyinlerin yaratıcı güçlerini ortaya çıkarabilecekleri, meraklarını özgürce takip edebilecekleri ortamlar yaratmalıyız” diye devam ediyor.
Sadece bu mesajında Türkiye’nin bilimde nasıl çıtayı yükselte-bileceğinin ipuçları var.
Bilimin olmazsa olmaz koşulu “özgür ortam”.
Gökhan Hotamışlıgil, Harvard’daki laboratuarına her gün aynı merak ve heyecanla gidiyor.
Hayatıyla ilgili kısa filmde, eniştesi olan Turkcell CEO’su Süreyya Ciliv, Hotamışlıgil’in hiç sönmeyen merak ve heyecanına değinirken “Her yıl yeni araştırmalarına başlarken bir Nobel hevesine kapılır” diyor.
Hotamışlıgil ile tanışmam 2004 yılına dayanıyor.
ARGE Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Argüden’in Antalya’da düzenlediği ve dönemin bakanlarının da katıldığı “Yarını Arayışlar” toplantısında dinlemiştim ilk kez onu.
Ne yazık ki Türkiye’nin önüne yeni vizyonlar koymayı hedefleyen toplantıların devamı gelmedi ama Hotamışlıgil ile çeşitli vesilelerle buluşup konuşma fırsatını bulduk.
Vehbi Koç Vakfı’nın ödül ile ilgili açıklamasında belirttiği gibi, Profesör Dr. Hotamışlıgil bilimsel araştırmalarını Harvard’da sürdürmekle birlikte Türkiye sıkı temasını hep korudu.
Türkiye’yi temsil etmek için çağrıldığı her toplantıya seve seve katıldı.
Antalya gibi, 2007 yılında İzmir’in 2015 Expo sunumu için “sağlık” temasını seçmiş olan İzmirlilerle birlikte Paris’teydi.
Yine birkaç yıl önce bir buluşmamızda hayalinin ucuz ilaç üretmek olduğunu söylemişti.Sağlıkla ilgili bir yanda akıl almaz gelişmeler yaşanırken, milyarca insanın sağlıklı olmayan ortamlarda yaşadığını anlatmıştı. Süreyya Ciliv ile birlikte Boston’da kurdukları biyoteknoloji şirketi Syndexa’nın bir gün ucuz ilaç üretebileceğini ilave etmişti.
Bu idealist bilim insanı mutlaka günün birinde Nobel’i kazanacak, buna inanıyorum.
Vehbi Koç anıldı
TÜRK sanayisinin öncü isimlerinden Koç Topluluğu’nun kurucusu merhum Vehbi Koç ölümünün 17’inci yılında, Türkiye’nin ilk özel vakfı olarak 44 yıl önce kurulan Vehbi Koç Vakfı’nın her yıl verdiği Vehbi Koç Ödülü töreninde bir kez daha anıldı. İş dünyasından geniş katılımın olduğu gecede Mustafa Koç konuşmasında şunları söyledi: "Fırsat eşitliği, eğitim ve sağlık kalitesi gibi önemli göstergeleri ölçen bu endekslerde büyük bir ilerleme göstermedikçe kalkınmış ülke konumuna gelemeyeceğimiz aşikardır. İşte, kunucumuz merhum Vehbi Koç'un 'Ülkem Varsa Bende Varım' felsefesinin temelinde de ekonomik büyümeyi, toplumsal gelişmeyle, eğitim ve sağlık sistemlerinin kalitesiyle, kültürle, sanatla, çevreyle bir bütün olarak gören vizyoner ve çok yönlü bir bakış açısı yatıyor."
Paylaş