Paylaş
Derneğin önümüzdeki haziran ayındaki zirvesinin açılış konuşmasını bir ekonomist, Harvard’dan Profesör Dani Rodrik yapacak.
Gayrimenkul zirvesinin, dünya ekonomisinde bir ufuk turuna çıkacak bir ekonomistle açılış yapmasına aslında şaşırmamak gerek.
Zira Türkiye’de olduğu birçok ülkede ekonomik krizden çıkışın anahtarı inşaat sektöründe.
2009’da yüzde 18 daralmış olan inşaat sektörü Tanes’e göre, 2010 yılında yüzde 5-6 büyüyebilir.
Tabii Türkiye’nin yüzde 4 büyümesi koşuluyla.
GYODER Başkanı’na göre sektörde esas canlanma 2012 yılında.
Turgay Tanes ile sohbette, büyük bir memnuniyetle derneğin hem Ankara’nın politikalarını, hem dünyadaki trendleri çok yakından izlediğini fark ettim.
VİZE KONUT BAĞLANTISI
Örneğin, Türkiye’nin “komşularla iyi ilişkiler” politikasına uygun bir şekilde söz konusu zirvede, vize kalkınca komşuların gayrimenkul piyasasını nasıl etkileyebileceği tartışılacak.
Hiç kuşkunuz olmasın Antakya ya da Gaziantep’teki konutlara önümüzdeki aylarda Suriye’den de alıcılar çıkacaktır.
Vizenin kalkmış olması bölgedeki alış veriş merkezlere ziyaretleri arttırmış olduğu gibi, gayrimenkul sektörünü de etkileyecek.
“Geleceğin Şehirleri” zirvede ele alınacak bir başka konu.
Dünya Ekonomik Forumu’nda yıllardan beri masaya yatırılan konu nihayet İstanbul’da tartışılacak.
Bu konuda konuşmacı olarak MIT Üniversitesi’nden Prof. Tony Ciochetti davet edilmiş.
Tanes, ABD’de şehirlerin 50 yıllık planlarının yapıldığını söylüyor.
GELECEĞİN ŞEHİRLERİNİ KİM PLANLAYACAK
İstanbul’da Fatih-Balat ya da Sulukule örneklerinde olduğu gibi “kentsel dönüşümü” bile doğru dürüst beceremezken şehrimizin 50 yıl sonrasını planlamak hayal gibi geliyor.
Oysa dünyada daha çevreci, enerjiyi daha verimli kullanan bir şehircilik anlayışı hakim artık.
ABD’nin yanı sıra Rusya, Çin gibi ülkeler de bu trende uyuyor.
Belki Tanes’in vurguladığı gibi, ABD’de olduğu gibi imar konusunda bir üst kurul tüm bakanlıklarla koordineli bir şekilde “geleceğin şehirlerini” planlayabilir.
Yoksa iş sadece belediyelere kalırsa yandık.
Bazı konutların yıllarca iskan bile almadıklarını düşünürseniz.
Turgay Tanes’e, Türkiye’de yıllık konut ihtiyacını sordum.
Nüfus artışına, ömrünü tamamlamış binalar gibi göstergelere bakıldığında 500-600 bin arasıymış.
Ama madalyonun diğer yüzünde, konuta ihtiyaç duyanların ancak yüzde 10-15’inin alacak parası var.
Türk şarabı İngiltere’de kaçıncı sırada
ŞARAP üreticilerimiz Anadolu’nun güzelim üzümlerinden elde edilen şarabımızı dünyaya tanıtmaya kararlı.
“Wines of Turkey” Platformu tarafından davet edilen İngiltere’nin önde gelen şarap eleştirmenlerinden Charles Metcalfe önceki gece masa komşumdu.
İngiltere’de en fazla hangi şarabın satıldığını sordum.
Yanılmıyorsam şöyle bir sıralama yaptı:
Avustalya, İtalya, Güney Afrika, Kaliforniya ve Fransa.
Fransa “yeni dünya” şaraplarına karşı bayağı bir mevzi kaybetmiş durumda.
“Peki ya Türkiye” diye sordum Metcalfe’a?
“43. sırada” diye bir kahkaha attı.
Açıkçası muhatabım öylesine bir sayıyı uydurdu zira İngiltere’de Türk şarabının esamesi pek okunmuyor anlaşılan.
Dolayısıyla “Wines of Turkey” Platformu güç ama heyecanlı bir işe girişmiş durumda.
Şarabımız, Feriye Lokantası’nın “levrek carpaccio”su ile “çerkez bıldırcınına” hayran kalan Metclafe’ın da vurguladığı gibi mutfağımızla birlikte tanıtılırsa belki daha hızlı yol alabiliriz.
Dünyada yeni trend: Değişim Yönetimi
AYLİN Altuntaş, GateGourmet, Starbucks, Conrad Oteli gibi ünlü markaların insan kaynakları bölümünde çalıştıktan sonra kendi şirketini kurmuş.
Altuntaş’ın “AA Executive Consulting” şirketi nasıl bir danışmanlık hizmeti veriyor?
“Değişim Yönetimi” diyor Altuntaş.
Bu kavramı ilk kez duyduğumu itiraf etmeliyim.
10-14 yıllık bir geçmişi olan ve elbet ABD’den dünyaya yayılmış olan kavram şunu ifade ediyor:
“Şirketlerin, birleşme, ayrılma, büyüme, küçülme gibi değişim süreçlerinde insan kaynakları ihtiyacının doğru tespit edilmesi.”
En son Conrad Oteli’nde İnsan Kaynakları Direktörü olan Aylin Altuntaş, Stanford Üniversitesi’nin bir araştırmasını önüme koyuyor.
400 sayfalık araştırmaya göre, şirket evliliklerinde başarısızlığın en büyük nedeni insan kaynaklarıyla ilgili.
Şirketlerin kültürleri birbirlerine uymadıkları takdirde başarısızlık yüzde 50’ye kadar yükseliyor.
Altuntaş halen, Amerikan kahve zinciri Coffe Bean and Tea Leaf’in önümüzdeki aylarda bir Türk ortak ile Türkiye pazarına girme projesi üzerinde çalışıyor.
Ayrı kültürlerden iki şirket birleşince yönetici kim olacak? Çalışanlar nasıl olacak?
Başarı için önemli meseleler bunlar.
Altuntaş da bu işin doktoru.
Paylaş