Paylaş
Koku deyip geçmeyin.
Kişisel parfümden, evdeki deterjana, şimdilerde pek moda olan “kurumsal kokulara” kadar, sevdiğimiz ya da itici bulduğumuz kokular binlerce ham maddenin bileşiminden meydana geliyor. Koku almak için özel eğitilmiş “burunlar” yani “parfümörler” bu sanayi kolunun olmazsa olmazı.
Peki Öztürk koku sanayiye nasıl adım atmış?
Almanya’da eğitimini tamamladıktan sonra İsviçre’nin en köklü esans şirketi Luzi AG’de çalışmaya başlıyor. İşinde yükseldikten bir süre sonra Türkiye’ye dönüyor. Gerisini ağzından dinleyelim.
“2000 yılında Türkiye’ye döndüğümde İsviçreli şirketin distribütörlüğünü aldım. Ciro katlanarak büyüyordu. Zira esans ham maddesi ithalata dayalı. 2007 yılında Luzi’nin dünya çapındaki satışının yüzde 30’u Türkiye’den gerçekleşiyordu.”
KAPASİTE 20 BİN TON
Aynı yıl Murat Öztürk esans ham maddesinin Türkiye’de üretilmesi gerektiğini düşünerek Luzi AG’ye ortaklık öneriyor. İşviçreli şirket know-how aktarmayı reddedince Öztürk distribütörlüğü bırakıyor. Başka bir yerden know-how’u satın alarak Seluz markasıyla 2008 yılında kendi esans üretimine başlıyor.
O yıl Hadımköy’de küçük bir atölyede başlayan üretim bugün Silivri’de ziyaret ettiğimiz son derece modern fabrikada devam ediyor. Türkiye’nin ilk tam otomasyonlu üretim tesisi bu yıl sonunda 23 bin metrekareye ulaşacak ve üretim kapasitesi 15 ila 20 bin tona dayanacak. Bugüne kadar 40 milyon dolarlık bir yatırım yapan Murat Öztürk’ün 120 kişilik ekibinin yüzde 20’si üretimde, geri kalanı ise Ar-Ge birimlerinde.
“Çünkü” diyor Öztürk, “1500’e yakın ham maddeyle sürekli yeni koku bileşenleri yapıyoruz. Yeni esans formülleri hazırlıyoruz.”
Seluz’un uzay üssünü andıran fabrikasında, 15 binin üzerinde formül barındıran “koku kütüphanesi” nde uzatılan koku çubuklarını koklarken insanın aklına Patrick Suskind’in best selleri “Koku” kitabı düşüyor aklıma. Zira koku bileşenleri arasında deri kokusu dahi var.
PARFÜMÖR EĞİTİMİ
Türkiye bu koku sanayiye o kadar uzak ki “koku alan yetişmiş burunlara” yani parfümörlere bile sahip değil. “Bu alanda yetişmiş eleman olmadığı için yurt dışından 6 yabancı parfümörle çalışıyoruz” diyor Murat Öztürk.
Fransız, İngiliz, İsviçreli bu parfümörler (bu mesleğin Türkçe adı bile yok) şimdi Seluz’un fabrikasında yerli parfümörleri eğitiyorlar.
Öztürk, “Şu anda 11 tane parfümör yurtdışından temin ettiğimiz müfredat ile eğitiliyor. 5 kişi eğitimini bitirmeye yakın. Bu gençler burada aldıkları eğitimle dünyanın her hangi bir yerinde iş bulabilirler” diyor. Merkezi Brüksel’de olan Uluslararası Koku Birliği IFRA’ya üye olan (International Fragrance Association) Seluz’un cirosu 30 milyon dolar ve üretiminin yüzde 40’ı ihracat.
Yurt dışında ünlü markalara ihracat yaptığı gibi, iç pazarda da bilinen markalarla çalışıyor.
Zürih’te yeni açtığı Creative Center’ın yanı sıra, önemli bir parfüm tüketicisi olan Ortadoğu pazarı için Dubai ve Tahran’da iki ofisi var.
TRABZON’UN ORMAN GÜLÜ, MERSİN’İN NERGİSİ
ENDEMİK bitki cenneti olan Türkiye’de hangi çiçek ya da bitki esans yapımında öne çıkabilir?
Fas’ın argan, Hindistan’ın paçuli bitkileri gibi bu topraklardan Isparta’nın gülü dışında dünyaya kazandırılacak bir bitki türü peşinde nicedir Murat Öztürk. Kendi memleketi Karadeniz’in orman gülü, Mersin’in nergisi, Muğla’nın sığla ağacı, Urfa’nın zahteri gibi bitkiler üzerinde çalışıyor yerel yöneticilerle.
“Koku sanayide almamız gereken uzun bir yol var. Avrupa’da bu sanayi 150 yıl önce başlamış. Türkiye’nin kendine özgü doğal ham maddelerini ortaya çıkartmalıyız” diyor.
Koku dünyası karmaşık, gizemli bir alem.
Üzerinize sıktığınız sofistike bir kadın ya da erkek kokusu 70 ila 80 ham madde içeriyor. Gül yağı binden fazla, lavanta üç yüz kadar kimyasal içeriyor.
Bu arada ham maddesi pahalı bir sektörden söz ediyoruz. 5 ton gülden elde edilen 1 kilo gül yağı 12 bin Euro civarında, yani 1 gramı 12 Euro. Beş yıl önce 6 bin Euro olan fiyatın iki katlanmış olmasındaki neden hem iklim değişliği nedeniyle üretimin düşmüş olması, hem tüketimin jet hızıyla artması.
SON 24 SAATTE BUNLAR OLDU
Paylaş