Paylaş
Öğleden sonra ise Sinpaş’ın davetiyle İstanbul’a gelen ABD eski Başkanı Bill Clinton ile eski Almanya Şansölyesi Gerhard Schröder’i.
Sinpaş’ın konferansının teması “Sürdürülebilir Başarı için Liderlik”.
Aynı gün içersinde hem Muhtar Kent’in hem dünya politikalarına bir dönem damgalarını atmış iki önemli isimden Schröder ve Clinton’dan “liderlik” meselesini duymak tesadüf olmasa gerek.
“Liderlik”, Muhtar Kent’in de değindiği gibi bugün ülkelerin rekabetçiliği için olmazsa olmaz koşul.
Hele Türkiye söz konusu olunca. Zira Kent’e göre, Türkiye’nin hiçbir meselesi “yeni nesil lider” yetiştirmek meselesi kadar önemli değil.
Dün bu yazıyı kaleme aldığım dakikalarda Muhtar Kent’i dinlemiş, Almanya eski ŞansölyesiSchröder’e kulak veriyordum. Clinton’un konuşması ne yazık ki yazıya yetişmedi.
YENİ DÜNYA DÜZENİ
Global ekonomik kriz sonrası şekillenmekte olan yeni “dünya düzeni”. Gelişmekte olan ülkelerin giderek artan ağırlığına hem Kent değiniyor, hem Schröder.
Çin, Hindistan, Latin Amerika ülkeleri, Endonezya gibi Asya ülkeleri, Rusya ve Türkiye. Bundan böyle yeni dünya düzeninde bu ülkelerin sesleri siyasi ve ekonomik alanlarda daha fazla duyulacak. İklim değişikliği.
Bu da her iki konuşmacının önemle üzerinde durdukları başka bir konu.
Coca-Cola, “şirketlerin doğaya saygılarını” sorgulayan yeni tüketici trendine kulak vererek çevreye daha az zararlı “bitki şişe”sini üretiyor örneğin.
Rusya enerji devi Gazprom’a, Nabucco’ya rakip Güney Akım Projesi’yle ilgili danışmanlık yapan Schröder’in iklim değişikliğinden söz ederken “yenilenebilir enerji”yle de etraflıca değinmesine şaşırmadım değil.
Ama mantıklı düşünecek olursanız buna değinmek zorunda. Çünkü dünyada trend oraya doğru gidiyor.
İklim değişikliğini dert ediniyorsan “yenilenebilir enerji”yi es geçemezsin.
Muhtar Kent’in söylediklerine dönersem, “liderler dünyadaki yeni eğilimleri anlamak, yakından izlemek ve bunları kurumlarına aktarmak zorundalar” diyor.
Şuna inanıyorum:
Türkiye yeni düzende yerini alacak ise bu ünyanın aldığı yönü iyi değerlendirebilecek “yeni nesil liderler” sayesinde olabilir ancak.
İnovasyon yön değiştiriyor ama Türkiye’ye uğramıyor
MUHTAR Kent’in özellikle üzerinde durduğu bir konu “inovasyon”. Tüketicilerin giderek artan talepleri, doğal kaynak sıkıntısı derken iş geliyor “inovasyona” dayanıyor.
Kent’e göre, “inovasyon” yani “yenilikçilik” artık gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere doğru kayıyor. Örneğin, Coca-Cola’nın yeni lanse etmeye hazırlandığı “bitki şişesi”nin yüzde 30 şeker kamışından
elde ediliyor.
Coca-Cola’nın 400 markasında kullanabileceği bu şişe nerede geliştirildi?
Hindistan’da. Muhtar Kent, “Kopenhag’daki iklim zirvesinden önce ABD’de lanse ettiğimiz şişe Hindistan’daki laboratuarımızdan geldi” diyor.
Şimdi Muhtar Kent’in “inovasyon gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere kayıyor” saptamasına bir nokta koyuyorum. Sözü Türkiye’nin durumuna getireceğim de ondan.
Önümde Booz&Company’nin “global yenilikçilik” araştırmasının sonuçları var. Dünyanın en yüksek Ar-Ge harcaması yapan en büyük 1000 halka açık şirketi 2008’de Ar-Ge harcamalarını yüzde 5.7 artırmış.
2008’de bu şirketlerin Ar-Ge için harcadığı miktar 532 milyar dolar. Bu miktar 2007’nin gerisinde olsa da şu anlama geliyor:
Büyük şirketler krize rağmen “yenilikçiliğe” inanıyor.
Peki Türkiye’den buna inanmış kaç şirket var listede? Sadece bir tane. O da 736. sırada olan Koç Holding. Muhtar Kent’in söylediklerine dönersek, inovasyon yön değiştiriyor.
Gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere kayıyor ama aralarında henüz Türkiye’ye yok.
Yüzde 30’u şeker kamışından üretilmiş “bitki şişesi” Türkiye’den çıksaydı fena mı olurdu?
Kadınların liderliği hiç bu denli önemli olmamıştı
SÖZÜ illa kadınlara getirmem gerek ya, Muhtar Kent’in de konuşmasında kadınlarla ilgili bazı bölümleri iyice not aldım.
Dünya Ekonomik Forumu’nun “Küresel Rekabet Raporu”na değinen Kent, Türkiye’nin bu raporda karmaşık bir tablo gösterdiğini söyledi.
Komşularla iş potensiyeli gibi kalemlerde güçlü olsa da beyin göçünü önleyememe ve “kadın istihdamı” konularında sınıfta kalıyor.
Kadınının ekonomik yaşama katılamaması Türkiye’nin “rekabetçiliğini” etkiliyor.
Muhtar Kent bu gerçeğin altına çiziyor.
Ekonomik yaşamda da kadınların liderliğine inandığını söylüyor.
Coca-Cola bünyesinde bizzat sponsor olduğu bir “Kadın Liderler Konseyi” var. Konsey daha fazla üst düzey kadın yetiştirilmesi için stratejiler belirliyor.
Muhtar Kent, “Kadınların liderliği hiç bu denli önemli olmamıştı. Kadın yöneticiler iş vizyonuna daha derin, hassas ve güçlü bir anlayış getiriyor” diyor.
Coca-Cola satın alanların yüzde 70’i kadın. Bu oran dahi Coca-Cola gibi dünya devlerinin kadın tüketicileri ne kadar önemsediğini ortaya koyuyor.
Kadın tüketiciye ulaşmayı en iyi bilenleri de kadın yöneticiler elbet.
Paylaş