Bugünlerde bazı gazetelerde aşağıdaki ilan mutlaka gözünüze ilişmiştir.
‘Beyin göçüne karşı beyin gücünü teşvik ediyoruz.’
İlanı veren Dizayn Grup.
Plastik boru teknolojisinde öncü bir şirket.
Dizayn Grup’un amacı, bu yıl üçüncüsü yaptığı 2 milyon euroluk kampanyayla Türkiye’deki yaratıcı beyinlere şans tanımak, projelerine sahip çıkmak, patent almalarını sağlamak.
AR-GE ve patent konusunda ne kadar geride olduğumuzu düşünürsek ‘Beyin Göçüne karşı Beyin Gücü’ kampanyası son derece önemli.
2002 yılındaki kampanya çerçevesinde 71 proje başvurusu yapılmış.
Bunlardan 10 tanesinin desteklenmesine karar verilmiş.
Geçen yıl ise 100 başvuru olmuş, aralarından 4 tanesi seçilmiş.
Seçilen projelerden bir tanesi önümde duruyor.
Lise mezunu Ahmet Ziya Karakuş’un mücidi olduğu, ısı yalıtımıyla ilgili alternatif bir malzeme.
Sünger taşına benziyor ama ilerde tuğlanın yerini alması pekálá mümkün.
Peki Ahmet Ziya Karakuş’un hayatı projesinin kabul görmesinden sonra nasıl değişti?
Bir kere buluşunun patenti Dizayn Grup tarafından alınmış, dünya patentinin olup olmadığı araştırılıyor.
Karakuş şimdi buluşunu geliştirmek için Dizayn Grup tarafından destekleniyor.
Buluşunun üretilmesi durumunda satışı üzerinden bir pay alacak.
2002 yılında kabul edilen projeler için de durum aynı.
Hadımköy yakınlarındaki merkezini ziyaret ettiğim Dizayn Grup boru teknolojisinde dünyanın öncülerinden demiştim.
Türkiye’de Arçelik’ten sonra en fazla patente sahip şirket.
2003 yılında 34 olan patent sayısı bu yıl şimdiden 37’ye ulaşmış.
Hedef birinciliği Arçelik’ten almak.
Satışın yüzde dördünü AR-GE’ye ayırınca patent şampiyonu olunur elbet.
Kıbrıs Barış Suyu Projesi gerçekleşiyor
Dizayn Grubun Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Mirmahmutoğulları’na bakarsanız, şirketin AR-GE ve patent konularındaki başarısı yurt dışından bir firmadan lisans ya da know-how almamak kararından kaynaklanıyor.
‘Lisans almak yerine lisans vermeyi yeğledik’ diyor.
Almanya’ya ve Azerbaycan’a sattıkları lisanslar varmış.
Sicilya’ya döşenmiş olan, doğal bariyerli özel borunun dünyadaki tek üreticisi durumunda şirket.
Unesco geçen yıl Cannes’da düzenlenen Uluslararası Su Sempozyumu’nda, şirketin suyun taşınması için geliştirdiği projeler nedeniyle İbrahim Mirmahmutoğulları’na ödül vermiş.
Enerji Bakanı Hilmi Güler ise geçtiğimiz günlerde Dizayn Grup’un geliştirdiği Kıbrıs Barış Suyu projesine yeşil ışık yakmış.
‘Akdeniz’e akan günlük su miktarı 20 milyon metreküp. Karşı sahiller ise su sorunu olan ülkeler’ diyen
Mirmahmutoğulları Kıbrıs’a su taşıyacak projenin patentinin kendilerinde olduğu anlatıyor.
Kıbrıs’a temiz su taşınmasını öngüren projenin maliyeti 200 milyon dolar.
Ancak projenin iki ayrı ayağı var.
Suyu taşıyan hatta doğal gaz ve telekomünikasyon boruları da geçecek.
Projeye göre, boruları imal eden makine hemen deniz kıyısında kurulacak.
Kıbrıs Barış Suyu
Projesi için kurulan konsorsiyumun diğer üyesi Alarko Grubu.
Chirac’tan da u dönüşü sürpriz olmasın
Fransa Dışişleri Bakanı Michel Barnier, eski başbakan Alain Juppe baklayı ağızlarından çıkarttılar.
‘Türkiye bu koşullarda üye olamaz.’
Oysa tam bir yıl önce Ankara’yı ziyaret eden eski Dışişleri Bakanı Dominique de Villepin gayet iyi hatırlıyorum, Türkiye’nin AB üyeliği için Fransa’nın gayret sarf edeceğini söylemişti.
Hatta ‘Türkiye’yi yalnız bırakmayacağız’ demişti.
Dün internetten Fransız gazeteleri Le Monde ve Liberation’a bakıyorum
Dominique de Villepin, Chirac’ın UMP partisinin toplantısında Türkiye’nin aleyhine çıkan karara hiç itiraz etmemiş.
Bir yılda değişen ne?
Yerel seçimlerde ağır bir hezimet alan UMP Partisi’nin Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aynı yenilgiyi alma kaygısı mı? Yoksa bilmediğimiz başka hesaplar da mı var?
Haberi ‘Chirac yanlıları Türkiye karşısında u dönüşü yaptı’ diye veren Liberation Gazetesi’ne bakılırsa, Cumhurbaşkanı Chirac’tan da önümüzdeki günlerde Türkiye’nin AB üyeliğine hazır olmadığı yolunda bir açıklama gelecek.