Türk kadınına Japonya modeli

TÜRKİYE'de Kadınların Siyaset, Üst Yönetim ve İş Yaşamına Katılması konulu araştırma 8 Mart Kadınlar Günü’ne denk geldi.

Araştırma Sabancı Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu ve Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Binnaz Toprak tarafından gerçekleştirilmiş.

1557 kadın ve 993 erkekle yüzyüze görüşülmüş. Araştırmanın çarpıcı sonuçları bazı gazetelerde yer aldı.

Birkaç bulguyu hatırlatmakta yarar var. Mesela halkın yüzde 92.2'si çalışmak isteyen her kadının çalışabilmesi gerektiğini düşünüyor.

Meğer ‘‘Kadın dediğin evde oturur’’şeklindeki söylem sanıldığı kadar yaygın değilmiş.

Halkın yüzde 93.6'sı çalışan evli kadınların kocalarının da ev işlerini, çocuk bakımı filan paylaşması gerektiğine inanıyor.

Hani nerede maçoluk?

Erkeklerin yüzde 55.8'i eşlerinin siyasete girmesine itiraz etmiyor.

O halde TBMM'deki kadın milletvekillerinin oranının yüzde 4.4'te kalması, Fas ile Cezayir'in gerisine düşmesine ne demeli?

Halkın zaten yüzde 74.3'ü Meclis'teki kadın oranını yetersiz buluyormuş. Yani toplumda kadının siyasete girmesiyle ilgili bir önyargı yok.

Sorun sadece siyasi partilerde.

Eğitim meselesine gelince, araştırmanın ilginç bulgularından biri, ‘‘kızlar okumaz’’ diyenlerin sadece yüzde 1.9'luk küçük bir grup olduğu yolunda. Araştırmayı gerçekleştiren Prof. Kalaycıoğlu ile Prof. Toprak, Türkiye'de kadınların eğitim sürecine, iş yaşamına, siyasete daha yüksek oranlarda katılmaları için bir Eylem Planı öneriyorlar. Böyle bir planı benimseyen ve olumlu sonuçlar alan Japonya'yı örnek gösteriyorlar.

Peki Japonya ne yapmış?

Bugün aynı işi yapan erkek meslektaşı 1 dolar alırken, 60 ila 70 sent alan Japon kadınının yüzyıllar boyunca toplumda ikinci planda kalma nedeni Konfüçyüs felsefesiyle Samuray feodalizmi.

Durumu 2. Dünya Savaşı'ndan sonra değişmeye yüz tutmuş ama değişim yeterince hızlı olmayınca Japon Hükümeti 1996 yılında ‘‘Cinsiyet Eşitliği’’ diye bir Eylem Planı'nı uygulamaya koymuş.

Planın amacı, kadın-erkek eşitliğine dayanan sistemi inşa etmek.

Aynı zamanda kadına karşı şiddete son vermek, medyanın kadın haklarına saygı göstermesini sağlamak, politik yaşama katılımını desteklemek.

2007 yılı için belirlenen hedef kadınların parlamentoda yüzde 30 oranında temsil edilmesi.

Plan çerçevesinde iş hayatına yönelik eşitçi yasalar çıkartılıyor.

Bu sayede sanayinin her dalında kadınlara yer açılmış.

Sanıyorum böyle bir Eylem Planı'na bizim de ihtiyacımız var.

Acilen.

Bush Zeugma mozaikleri için Gaziantep'e gelsin

28 MART seçimlerinin nabzını tutmak amacıyla hafta sonunda artık ‘‘ikinci evim’’ diye baktığım Gaziantep'teydim.

Seçim telaşı filan bir yana Gaziantep bir Zeugma meselesiyle kaynıyor. Bazı ipuçlarını Gaziantep gezisinden tam bir gün önce tesadüfen karşılaştığım Prof. Nurhan Atasoy veriyor.

Prof. Atasoy, Zeugma kazılarına büyük destek vermiş olan Packard Vakfı'nın Başkanı, HP'nin patronlarından David Packard'ın bir kez daha devreye girmesiyle hem Gaziantep'te, hem İstanbul'da büyük bir Zeugma Sergisi hazırlığı içersinde.

Gaziantep ile İstanbul arasında mekik dokuyor.

Her iki sergiyi de finanse eden Packard ile günde iki, üç kez telefon görüşmesi yapıyor.

Sergi 3 Nisan ile 2 Mayıs tarihlerinde Gaziantep'te açılacak.

Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Nejat Koçer 5 bin 500 metrekarelik fuar alanının yaklaşık 3 bin 500 metrekaresini sergiye tahsis etmiş.

48 parça sergilenecek.

Aynı parçaların NATO toplantısının yapıldığı 27-28 Haziran tarihlerinde İstanbul'a getirilmesi ve Topkapı Sarayı'nda sergilenmesi planlanıyor. Herşey buraya kadar güzel ancak Profesör Atasoy müthiş sıkıntılı.

Gaziantep'te bazı çevrelerin, Zeugma mozaiklerinin ve diğer kalıntıların kent dışına çıkarılmasına yani İstanbul'a gönderilmesine karşı olduğunu çıtlatıyor.

Gaziantep'te işin iç yüzünü öğreniyorum.

Meğer Gaziantep Müze Müdürü Hamza Güllüce ve müzenin arkeologlarından Mehmet Önal arkalarına bazı yerel gazeteleri alıp ‘‘Zeugma kalıntılarını kaçıracaklar. Gaziantep'in hazinelerini peşkeş çekecekler’’ diye yaygarayı koparıyorlarmış.

İddialara göre, Müze Müdürü Güllüce ‘‘Müzedeki eserleri katiyen İstanbul'a göndermem. Nato toplantısı için İstanbul'a gelecek olanlar Başkan Bush dahil gelsinler burada yerinde görsünler mozaikleri’’ diyormuş.

Gaziantep ikiye bölünmüş: Zeugma mozaiklerinin ödünç verilmesini destekleyenlerki bunlara neredeyse ‘‘vatan haini’’ gözüyle bakılıyor- ve buna karşı çıkanlar.

Traji-komik bir durum.

Güllüce, herhalde dünyadaki müzelerin sürekli değiş tokuş yaptıklarından, Metropolitan Müzesi'nin Louvre'a, Louvre'un ne bileyim Hermitage Müzesi'ne eser gönderdiğinden habersiz. Bu zihniyetle mi Zeugma'yı dünyaya tanıtacağız?
Yazarın Tüm Yazıları