Paylaş
Hausmann, daha birkaç gün önce düşük skorumuz nedeniyle yeniden gündeme gelen Dünya Ekonomik Forumu’nun Cinsiyet Uçurumu raporunun ilk günden beri metodolojisini hazırlayan isim.
Rapordaki verilere Türk yetkililerin karşı çıktığı söyleyince “Rapor şeffaf, açık bir biçimde hazırlanıyor. Ülkelerin bize iletmiş oldukları verileri değerlendiriyoruz” diyor. Memleketi Venezuela’da bir dönem Planlama Bakanlığı görevini üstlenmiş olan Ricardo Hausmann Türkiye’yi yakından izliyor.
“Ekonominiz yavaşladı, lira üzerindeki baskı çoğaldı. İhracatın düşmesi yeni ürünlere doğru yelken açmanız gerektiğinin işaretini veriyor. Gelecekteki büyümeyi yeni ürünlerden sağlayacaksınız” öngörüsünde bulunuyor.
“Toplumda ne kadar çok bilgi birikimi (know how) varsa ortaya o kadar farklı, yeni ürün çıkıyor” diye ekliyor.
Neticede Türkiye’nin dönüşüm için know-how’a ihtiyacı var.
İşte tam bu noktada Hausmann’ın ilginç önerisi şöyle:
“Beyne bilgi birikimini sokmaktansa, beyni taşımak daha kolay”.
Doğu Almanya örneğini vererek “Doğu Almanya Batı Almanya’yı taklit ederek gelişmedi. Batı Alman işçileri Doğu Almanya’ya çağırarak know-how elde etti” diyor.
Hausmann’a göre, Türkiye için “beyinleri taşımanın” iki yolu var.
Ya yabancı beyinlere önemli fırsatlar vererek kapılarını açacak ya da Türk Diyasporası’ndan yararlanacak.
“Sadece Almanya’da 2 milyona yakın Türk var. Yurt dışındaki göçmenler, Türk diyasporası sizin zenginliğiniz. Diyasporalar ülkelerin dönüşümünde önemli rol oynar. Profesyonel, kültürel kanalları açarlar. Giden beyinlerin bir kısmını geri dönmeye ikna ederseniz önemli bir dönüşümden geçersiniz” diye konuşuyor.
Bu “beyin taşıma” başka bir deyişle yeteneklerin hareketliliği işi sadece ülkeler arası değil aynı ülke içinde de önemli.
Profesör Hausmann, buna örnek Türkiye’nin batısındaki know-how’un doğuya götürülmesini örnek olarak veriyor.
“Beyinleri taşımak” konusunda ABD’nin ne kadar başarılı olduğunu biliyoruz.
Ancak Ricardo Hausmann’ın verdiği örnek son derece çarpıcı.
Uluslararası Gelişim Merkezi’nin Direktörü olduğu Harvard Üniversitesi’nde ABD doğumlu profesörler azınlıkta, yabancılar çoğunlukta.
“300 milyonluk ABD sadece kendi topraklarındaki yeteneklere, beyinlere güvenmedi. Kapılarını her millete açtı” diyor Hausmann.
Kültürel çeşitlilik başarının anahtar sözcüklerinden biri.
Türkiye, kadınların erkeklere oranla daha az eğitim aldığı nadir ülkelerden
SOHBETİMİZDE söz Cinsiyet Uçurumu raporundan açılınca Hausmann derhal cep telefonundan raporu açıyor.
Türkiye bölümünü mercek altına alıyor.
145 ülke arasında Türkiye’nin 130 sırada olduğu raporla ilgili bilinenleri tekrarlayan Hausmann eğitim kaleminin üzerinde özellikle duruyor.
Dediğine göre, dünyada son yıllarda ilginç bir trend ortaya çıkmış.
Kızların eğitim süresi erkeklerin 1 ya da 2 yıl üzerinde.
“Günümüzün yeni fenomeni bu” diyen Hausmann’a göre, Latin Amerika’dan Asya’ya kızların erkeklere oranla 1-2 yıl daha fazla eğitim almaları durumu yaygınlaşıyor
Türkiye ise bu fenomeni es geçen bir ülke.
Profesör Hausmann’ın da işaret ettiği gibi, kadınların erkeklere göre daha az eğitim aldıkları nadir ülkelerden biri.
Paylaş