Paylaş
Bana okulu gezdiren 11 yaşındaki Buse Nur ile birlikte kütüphanede yan yana oturmuş Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu Başkanı Hüsamettin Onanç’ı dinliyoruz.
Onanç, Eczacıbaşı’nın bu okulda da uygulanan “Hijyen Projesi’nin bir sosyal sorumluluk” değil, bir “kalkınma projesi” anlatıyor.
Çocuklara kalkınmayı anlatırken zor yolu seçiyor.
“Kalkınma , gelişmekte olan ülkeden gelişmiş ülke konumuna geçmek demek” diyor.
Bu yolculukta “orta gelir tuzağı” na düşmemek gerektiğini, tuzağa düşmemek için eğitimin, inovasyonun, katma değerin önemli olduğunu söylüyor.
Yanımdaki Buse Nur “orta gelir tuzağını” elbet anlamaz ama Onanç’ın “kalkınmanın en önemli unsuru eğitim ve özellikle kızların eğitimi” derken yüzü gülüyor.
Onanç devam ediyor: “Kalkınma için yaşadığınız mekânlar, sağlıklı çevre önemli, sanat-spor da öyle”.
Buse Nur’un iyice anladığı noktaya geldik nihayet.
İlki 1939 yılında açılan, 1962 yılından itibaren Türkiye’nin büyük bir bölümüne yayılan “Yatılı İlköğretim Bölge Okulları”nın sayısı bugün 500’e yaklaşıyor.
Çoğu yoksul, kırsal kesimlerde.
Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkmasıyla yatılı bölge ortaokuluna (YBO) dönüşen bu okulların bazı öğrencileri Buse Nur gibi “taşımalı”.
Yani akşamları evine dönüyor.
Eczacıbaşı Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilir Grup Başkanı Okşan Atilla Sanön’ün verdiği bilgiye göre, YBO’lara devam eden öğrencilerin sayısı 212 bin 894.
2008 yılında ÇYDD Başkanı Türkan Saylan ile YBO’ların banyo ve tuvaletlerini yenilemek için yola çıkan Eczacıbaşı şimdiye kadar 22 okulda, 85 bin metrekare karo döşemiş, 56 bin parça ürün kullanmış.
Eczacıbaşı Gönüllülerinin desteğiyle 2002 yılından beri devam eden “Hijyen Projesinin” hijyenik eğitim ayağında 6 milyondan fazla öğrenciye ulaşmış.
BM’den ödül getiren hijyenik eğitim kadar küçük çocukların Vitra gibi kaliteli ürünlerle genç yaşta tanışmaları estetik duygularının gelişimine katkıda bulunacaktır.
Umarım.
Trabzon’da bize eşlik eden Eczacıbaşı Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Eczacıbaşı ise küçük öğrencilere bambaşka bir pencereden, bilişim dünyasının penceresinden sesleniyor.
“İnsan tarihinde bilginin yayılması hiç bu kadar hızlı, evrensel olmamıştı, artık küçücük çocuklar bile bilgiye ulaşabiliyor” diyen Eczacıbaşı bir de anekdot aktarıyor.
Buse Nur, Eczacıbaşı’nın “İngiltere’de 3 yaşındaki bir çocuk internetten 26 bin lira değerindeki bir arabayı satın aldı” anekdotunu şaşkınlıkla dinliyor.
İnanmamış gözlerle yüzüme bakıyor.
Okuldaki internet ile şimdiye kadar tanışma fırsatı olmamış zira kullanım hakkı daha çok ortaokula giden daha büyük öğrencilerde.
Buse Nur’un yaşadığı Esiroğlu beldesinde sinema salonu bile yok.
İyi ki, okulun çocuklara “masa tenisini” ve “müziği” sevdiren şahane hocalar var.
Okul “masa tenisinde” bir Türkiye şampiyonluğu elde etmiş.
AB fonlarıyla kızlar okula
AVRUPA Birliği üyeliğine destek ne kadar düşse de AB fonlarından yararlanan kurumların sayısı artıyor.
Trabzon, Maçka’nın Esiroğlu beldesindeki bir YBO’nun bu fonlara ulaşabildiği günlere geldik.
YBO Müdürü Recep Yılmaz, AB fonuyla kızların okullaşma oranını yüzde 15 arttırmayı başarmış.
Yaklaşık bir yıl süren proje iki aşamalı gerçekleşmiş.
Önce, ortaokula devam eden yatılı kız öğrenciler internet üzerinden öğretmenleriyle ek dersler yaparak not ortalamalarını düzeltmiş.
Notlar yükselince okulun kız öğrenci evlerine “ikna turları” başlamış.
“Bakın kızınız iyi notlar alıyor, eğitimini sakın yarıda kesmeyin”.
Esiroğlu beldesinde kız çocuklarının okullaşma oranı yüzde 84,5.
Oysa Hayrat, Araklı gibi beldelerde bu oran yüzde 70’lerin altında.
Bazen bir müdür, bazen bir hoca öğrencilerinin hayatlarına “sihirli bir değnek” gibi dokunabiliyor.
Paylaş