Topbaş’a Taksim daveti

Taksim’in yayalaştırılması ve Gezi Parkı’na 1940’larda yıkılmış olan Topçu Kışlası’nın yeniden yapılmasını da kapsayan Taksim Projesi’ni protesto edenlerin arasına karıştım.

Hem tüm çocukluğunu Taksim’de geçirmiş, hem şehrimizin en sembolik meydanı için önümüze sürülen projeye gönlü razı olmamış bir İstanbullu olarak oradaydım.

CHP’den İstanbul milletvekili Süleyman Çelebi dahil bazı tanıdık isimlere de rastladım.

Bu aralar Taksim Projesi’yle ilgili çelişki bilgiler geliyor.

Bazı haberlere göre, Gezi Parkı’nın çevresindeki dükkanlara tahliye kararı gelmiş.

Bir, iki gün önce ise İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın Taksim Projesi’nde “tedirginlik” yaratan bazı noktalardan söz ettiğini okuduk gazetelerde.

Gösteri sırasında ayaküstü sohbet ettiğim Taksim Platformu’ndan şehir plancısı Korhan Gümüş’e göre Taksim bazı kararların değişebileceği kritik bir dönemden geçiyor.

“ Ya yönetim uzmanlardan, halktan, sanatçılardan gelen itirazlara, değerlendirmelere kulak verecek. Ya da kulaklarını tıkayacak ve otoriter bir yönetim davranışı sergileyecek. Bu durumda da yıllarca eleştiri oklarını üstüne çekecek” diyor.

Aralarında çok sayıda mimar ve şehircinin olduğu Taksim Platformu olarak Topbaş’a, projeyi yeniden gözden geçirmeye katkıda bulunmaya hazır olduklarını söylüyor.

“ İstanbul’un en önemli kamusal alanı için kamu yönetimini desteklemeye ve İstanbul gibi bir dünya şehrine yaraşacak şekilde olması için işbirliğine hazırız” mesajını veriyor.

Taksim’in bu sancılı günlerinde büyük bir şansı var.

Tasarım Bienali için dünyanın dört bir yanından gelmiş mimar, şehir plancısı İstanbul’da.

Taksim Platformu’nun yanı sıra İBB bunlardan da destek alabilir, danışabilir.

Korhan Gümüş, İstanbul’a gelmiş olan New York Planlama Direktörü Amanda Burden’in şehircilikte önemli bir isim olduğunu hatırlatıyor.

New York’ta gerçekleşmekte olan kıyı dönüşümüyle,  eski raylı sistemin yeşil alan olarak geri kazanımı gibi yenilikçi projenin arkasındaki ismin mutlaka Taksim için bir sözü vardır.

Kadir Topbaş’ın Taksim Platformu’nun bu çağrısına kulaklarını tıkamamasını diliyorum.

Neticede Taksim hepimizin.

Bu arada önceki gün Tasarım Bienali kapsamındaki bir çalıştaya katılmak üzere yolum Salt Galata’ya düştü.

Halen devam etmekte olan AKM Sergisi’nde Taksim Meydanı’nın tarihçesine de yer verilmiş.

Meydanın yeniden düzenlenmesi için 1986 yılında uluslararası bir yarışma açılmış.

Yarışmayı Vedat Dalokay kazanmış ama projesi uygulanmamış.

25 yılı aşkın bir süreden sonra Taksim Meydanı gibi değerli bir alan için aynı şekilde uluslararası bir yarışma açılması gerekmez miydi?

Fener-Balat için bu inat niye?

İSTANBUL için başladık, İstanbul ile devam edelim.

Fatih Belediyesi’nin, Fener-Balat’taki kentsel yenileme projesi, mahalle kültürüne ve tarihi dokuya zarar verdiği gerekçesiyle birkaç ay önce yargıdan dönmüştü.

Rahat nefes almıştık.

Yanılmışız zira geçtiğimiz hafta Resmi Gazete’de İstanbul’un en eski yerleşim bölgesi için acil kamulaştırma kararı çıktığını öğrendik.

Kamulaştırma kararı alınan binalar arasında Avrupa Birliği’nin 7 milyon euro hibesiyle restore edilmiş binalar da var.

Binalar yıkıldığı takdirde AB’nin özellikle “mahalle kültürünü korumak” amacıyla verdiği para yardımını geri alması söz konusu.

Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’e soruyorum: “Bu inat niye?”