Paylaş
ANADOLU yakasında Özgürlük Parkı’nda çarşamba günleri kurulan “organik pazarın” sıkı bir müdavimi olarak kendimi bildim bileli organik ürün meraklısıyım.
Kar kış demeden Ankara’dan, Zonguldak’tan, Adapazarı’ndan ve hatta Mersin’den gelen üreticileri de, organik markaları da yakından tanırım.
Pazarda bulamadığım ürünleri bugün 10 yıl öncesine oranla markette bulmak çok daha kolay.
Son dönemlerde süt ürünlerinde severek aldığım Yoncadan markası, yıllar önce ziyaret etme fırsatını bulduğum Doğan Organik’in Kelkit’teki organik çiftliğinin ürünü.
Geçenlerde Yoncadan markasının arkasındaki isim Doğan Organik Genel Müdürü Sinan Bilgin ile buluşarak organiğin geleceğini, Kelkit’te başarıyla uygulanan sürdürülebilir tarımı konuştuk.
Bilgin ile sohbete geçmeden önce tarım sektörünü en iyi bilen isim olan Ali Ekber Yıldırım’ın geçtiğimiz aylarda kesip sakladığım yazısından bazı tespit ve rakamları paylaşıyorum:
YÜZDE İKİSİ ORGANİK
* Türkiye’de toplam tarım alanlarının yüzde 2’sinde organik tarım yapılıyor.
* 2015 yılı verilerine göre 70 bine yakın üretici 1 milyon 800 ton organik ürün üretiyor.
* Üretimin yüzde 90’ı ihraç ediliyor. En çok ihracat yaptığımız ilk 3 ülke sırasıyla ABD, Fransa ve Almanya.
Türkiye 80 milyonluk nüfus ile organik ürün tüketiminde çok büyük potansiyel bir pazar.
* Yine Türkiye’de organik tarımda sürdürülebilirliğin düşük olması, ürün çeşitliliğin azlığı, yasal düzenlemelerde boşluklar, katma değerin düşük olması en büyük sorunlar.
* Sürdürülebilir gıda üretimi, çevrenin korunması, sağlıklı, güvenilir ve marka değeri olan ürün üretimi için organik üretimin geliştirilmesi gerekiyor.
Yıldırım’ın bu tespitlerine Sinan Bilgin de katılıyor.
ORGANİK DÖNGÜSÜ
Unilever kökenli, organik pazarının önemli oyuncularından City Farm geçmişi olan Sinan Bilgin, Migros’un Kelkit organik çiftliğinden üretilen MLife markasının da yaratıcılarından.
Kelkit’te 1400 metre yükseklikte üretilen, yem bitkisi yoncadan hareketle 2014 yılında yaratılan Yoncadan markası 2015 yılında tüketiciyle buluşmuş.
2016 yılında yüzde 290 büyümüş.
2017 yılında da hedef yine üç haneli bir büyüme.
“Bu başarının anahtar sözcükleri sürdürülebilir tarım” diyor Sinan Bilgin.
“Bu markanın arkasında bölgesel kalkınma da var, sürdürülebilir tarım da. Yani kendi organik toprağımızda kendi organik tohumlarımızı ekiyoruz. Organik yemlerle kendi hayvanlarımızı besliyoruz. Kendi hayvanlarımızdan elde ettiğimiz gübreyi tekrar toprağımızda kullanarak döngüyü tamamlıyoruz” diye konuşuyor.
“Toprağa zarar vermiyoruz. İlaç yok, herhangi sentetik bir ilaç yok, tohumlarda genetik modifikasyon yok” diye ekliyor.
Bilgin’in anlattıklarından şu anlaşılıyor:
Doğan Organik, Yıldırım’ın dikkat çektiği “organik tarımda sürdürülebilirliğin düşük olması” trendini tersine çevirmeyi başarmış.
Organiğin felsefesi olan “sürdürülebilir tarımı” hayata başarıyla geçirmiş.
TOPRAĞA DÖNÜŞ VE PAZARIN BÜYÜMESİ
85 sözleşmeli çiftçi ile çalıştıklarını ve 2017 yılında hayvan sayısını 1000’e çıkartmayı hedeflediklerini belirten Bilgin, kendi gözlemlerinden yola çıkarak organik tarıma talebin arttığını söylüyor.
“Yurtdışında çalışıp Kelkit’e dönenlerden tutun öğretmenlikten emekli olanlara kadar ailesi çiftçi olanlarda toprağa dönüş var” diyor.
Süt ürünlerinde organiğin en iyisini yapmak iddiasındaki Bilgin’in verdiği bilgiye göre, Türkiye’de organik Pazar tüm gıda pazarının 10 binde beşi, yani binde yarımı.
Bu küçücük pazarda süt ve süt ürünlerinin payı yüzde 8.
Ancak Sinan Bilgin, Yıldırım’ın organik tüketimde büyük bir potansiyel olduğu tespitine katılıyor ve “organik pazarın önünde alınacak büyük bir yol var. Pazar payı önümüzdeki 4-5 yıl zarfında yüzde 1 olur” diyor.
Bu tespitine ben de katılıyorum zira sıkı bir organik tüketicisi olarak fiyatların eskisine oranla çok daha düşük ve erişilebilir olduğunu görüyorum.
Paylaş