Paylaş
Şahin’e göre, 135 ülke arasında 124. sırada gösterildiğimiz raporun Türkiye verileri geçmiş yıllara ait.
Buna örnek olarak raporun “Ekonomiye Katılım ve Fırsatlar başlıklı bölümünü gösteriyor.
Bu bölümde kadınların “İş gücüne katılım oranı” Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 2009 tarihli İşgücü Göstergeleri’ne dayandırılmış.
Raporda, kadınlar için yüzde 24 olarak belirlenen iş gücüne katılım oranı TUİK’in 2012 yılı temmuz verisine göre yüzde 30,3.
Şahin diyor ki:
“Güncel verilerin kullanılmamış olması, -örneğin; 2008’de hükümetimiz tarafından çıkarılan istihdam paketiyle 1,5 milyonu kadın 4,5 milyon kişinin istihdama yapmış olduğu olumlu etki- Türkiye’nin son yıllarda yaptığı olumlu atağı yansıtmayı engellemiştir”.
Bakan, aynı şekilde “Eğitime Katılım” ve “Sağlık” bölümlerinde yer alan verilerin de güncel olmadığını belirtmiş.
Bugünkü durumu yansıtan ayrıntılı rakamlara yer vermiş.
Bakana göre, DEF 2011 ve 2012 verilerini kullanmış olsaydı ortaya bambaşka bir tablo çıkacaktı.
Fatma Şahin’in tüm yazdıklarına katılıyorum zira somut rakamlara dayanıyor.
İtiraz noktam ise şu:
Biz yıllardan beri Dünya Ekonomik Forumu’nun elindeki verileri konuşuyoruz.
“Veriler gerçeği yansıtmıyor” diyoruz.
Bu tartışma Aileden sorumlu eski bakan Aliye Kavaf döneminde de yapıldı.
Geçen yılki 2011 Raporu’nda da Fatma Şahin ile aynı şeyi konuştuk.
O halde Türkiye neden yıllardan beri doğru verileri Dünya Ekonomik Forumu’na ulaştırmanın yolunu bulmuyor?
Bir gün herkesin yolu Spa’lara düşecek
TURİZM sektörünün önde gelen gruplarından Aksoy Yönetim Kurulu üyesi Belgin Aksoy ile konuştuktan sonra şu kanıya vardım.
“Herkesin yolu bir gün mutlaka SPA’ya düşecek”.
Aksoy, Sapanca’da Spa’sıyla ünlü Richmond Nua Oteli dahil, Aksoy Grubu’nun bünyesindeki 2 bin yatak kapasiteli Richmond otellerinin pazarlama ve satışından sorumlu.
Dünyadaki Spa&Wellness tendlerini en iyi bilen kişilerden biri.
90’lı yıllardan bu yana Spa peşinde gezmediği ülke, kalmadığı otel yok.
2007 yılından beri her yıl düzenlenmekte olan Küresel Spa&Welness zirvelerinin hiçbirini kaçırmamış.
Spa’nın neleri kapsadığını sorunca “Sauna, hamam, masaj odası, yüzme havuzu olmazsa olmaz” diyor Aksoy.
Son dönemlerde Spa, iyi beslenme, spor, cilt ve vücut bakımı gibi şeyleri kapsayan Wellness ile birlikte anılır olmuş.
Türkiye’ye gelen turistlerin giderek daha fazla Spa’lı otellerde kalmayı tercih ettiğini belirten Aksoy’a göre, Richmond Nua’nın gelirinin yüzde 25’i Spa’dan.
Spa’ya en düşkün turistler ise İngilizler ve Almanlar.
Aspen’deki son “Küresel Spa&Wellness” zirvesinde Dünya Sağlık Örgütü’nün çalışmaları da masaya yatırılmış.
En çarpıcı olan şu: 2030 yılında dünyayı tehdit edecek en önemli sağlık sorunu “depresyon”.
1996-2005 yılları arasında ABD’de anti depresan ilaç kullananların sayısında 2 kat artış var.
Yine Sağlık Örgütü’ne göre, dünyada 1.6 milyar şişman insan var ve bunların 300 milyonu “klinik obez” dediğimiz kategoriye giriyor.
Obezite de aynen depresyon gibi yukarı doğru bir eğilim gösteriyor.
“Her yol Spa’ya çıkacak” öngörüsünün temelinde bu iki eğilim var.
Paylaş