Piri Reis, Kale Grubu’yla tüm dünyaya açılıyor

Akdeniz’in dışına hiç çıkmadığı halde 500 yıl önce yani 1513 yılında ilk dünya haritasını çizdiği kabul ediliyor.
Akdeniz kıyılarını ayrıntılı gösterdiği “Kitab-i Bahriye” yüzyıllarca denizcilere yol göstermiş.
İyi ki, UNESCO 2013 yılını “Piri Reis’i Anma Yılı” ilan etti de 16. yüzyılda yaşamış olan bu ünlü denizci ve haritacı gündemimize girdi.
Geç de olsa, Piri Reis’i, kitaplarını, haritalarını konuşur olduk.
Hatta, Topkapı Sarayı’nda Harem Dairesi’nde tesadüfen 1929 bulunmuş olan 1513 Dünya Haritası’nın “orijinal olup olmadığı” sorusu meclise taşındı.
Hayatının bir dönemini Çanakkale, Gelibolu’da geçiren Piri Reis’e bu yıl sahip çıkma görevini üstlenenlerden biri de o bölgede kök salmış olan Kale Grubu.
Kalebodur, geçtiğimiz yaz aylarında, Zeynep Bodur Okyay’ın sözleriyle “Denizlerin Pirini ve Seramiğin Kalesini” sanatla birleştirme kararını veriyor.
Piri Reis’in, haritalarını yaptığı 5 Akdeniz ülkesinden, ABD’den ve Türkiye’den seramik sanatçılarını iki hafta süreyle Çan’da ağırlıyor.
13 sanatçının ürettiği 100’den fazla eserini önce Çanakkale’de sergiliyor.

PİRİ REİS, YUNUS EMRE MERKEZİ’NDE

Ardından geçtiğimiz hafta sonunda Roma’da Türk Büyükelçiliği’nin tarihi Palazzo Lancelotti’de yeni açtığı Yunus Emre Türk Kültür Merkezi’nde.
Tavan süslerinin nefes kestiği Palazzo Lancelotti’deki sergiyi Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay ile birlikte geziyoruz.
Hürriyet’ten ayrıldıktan sonra İstanbul Exhibitions şirketini kuran Yalçın Balcı da Piri Reis hayranlarından ve Roma’daki serginin hayata geçmesinde katkıda bulunmuş.
Zeynep Bodur Okyay, Türkiye’nin değerlerini İtalya’da tanıtmaktan ötürü mutlu.
“56 yıllık sanayici kimliğimizle Türkiye’nin kültür ve sanat hayatına destek sağlamaya ve bu çabalarımızı uluslararası platforma taşımak istiyoruz” diyor.
Yeri gelmişken belirtmeden geçemeyeceğim.
Kalebodur’un bir süreden beri mimarlarla, sosyolog ve yazarlarla ortak düzenlediği toplantılar son derece ufuk açıcı.
Çarpık kentleşmeye, çirkin yapılaşmaya çare arayan “Kalebodur Mimarlar Konuşuyor” toplantılarına rastlarsanız kaçırmayın derim.
Roma’ya dönersek, Büyükelçi Hakkı Akil’in Yunus Emre Türk Kültür Merkezi’ni bir sergiyle açma arzusu üzerine Zeynep Bodur Okyay, Piri Reis Sergisi’ni öneriyor.
Neticede 13 sanatçının eserleri Palazzo Lancelotti’ye taşınıyor.
Piri Reis haritalarından esinlenerek yapılmış eserlerin bazılarında Kale’nin kendi buluşu olan son derece esnek bir seramik türü sintefleks kullanılmış.
Serginin, seramiğin anavatanlarından biri sayılan İtalya’da ilgi çekeceğinden kuşkum yok.
Zeynep Bodur Okyay’ın dediği gibi, Piri Reis Sergisi’nin İtalya üzerinden Avrupa’ya ve dünyaya ulaşmasının önü açıldı.

İtalya’da bir dikili ağacım var, yeşermesini istiyorum

KALE Grubu yaklaşık 2,5 yıl kadar önce İtalya’nın önde gelen seramik şirketlerinden Fincuoghi’yi satın almıştı.
1996 yılından beri DEİK Türk-İtalyan İş Konseyi’nin başkanı olan Zeynep Bodur Okyay, İtalya ekonomisini yakından izliyor.
Piri Reis Sergisi’nin açılışı da ekonomik temaslar için bir vesile.
“Hem DEİK şapkamla, hem burada yatırım yapmış sanayici kimliğimle şunu görüyorum. Türkiye’nin markalaşmaya ihtiyacı var, zor durumdaki İtalyan şirketleri de finansman arayışında. Eşleşmeler yapılabilir” diye konuşuyor.
İtalya’daki markaların satın alınıp geliştirilebileceğini söylüyor.
Özetle İtalyanlar, Türkiye’den yatırımcı bekliyorlar.
Peki Kale Grubu 260 kişinin çalıştığı Fincuoghi’yi büyütmeyi planlıyor mu?
Bu soruya Zeynep Bodur Okyay’ın verdiği cevap şöyle:
“Artık İtalya’da dikili bir ağacım var ve onun daha da yeşermesini, serpilip büyümesini istiyorum”.
İtalya’nın hem dağıtım kanallarından, hem güçlü Made in İtaly’i markasından yararlanan Kale Grubu yatırımıyla isabetli bir iş yapmış.