Paylaş
Brezilya’da durum aynen öyleymiş.
Ulaşıma gelen küçücük bir zammı bahane ederek sokaklara dökülen Brezilyalıların şu sloganına bakın:
“Zengin standardında stadyum, üçüncü dünya standardında okul ve hastane”.
Brezilya halkı 2014 Dünya Kupası ve 2016 Olimpiyat oyunlarına 15 milyar dolar harcanmasını istemiyor.
Dünya Kupası ve Olimpiyatlarla, BRİC ülkelerinden Brezilya’nın imajını parlatma peşinde olan politikacıların, yöneticilerin “kocaman hayallerini” paylaşmıyor.
Brezilya 40 ülkeyi kapsayan eğitim endeksinde sondan ikinci.
Son derece düşük ücretler alan öğretmenleriyle eğitim sistemi feci bir durumda.
Sağlık derseniz o da farklı değil.
Dünya Kupası ve Olimpiyatlar için devreye giren yeni projeler nedeniyle favelalarda yani gecekondularda yaşayan yoksulların yerlerinden edilmeleri meselesi de var.
Aynı filmi Güney Afrika’daki 2010 Dünya Kupası’nda da görmüştük.
Dünya Kupası için alt yapıya yaklaşık 4,5 milyar dolar harcayan Güney Afrika’da yoksul insanlar evlerinden çıkartılmışlar, 18 metrekarelik konserve evlere tıkıştırılmışlardı.
Güney Afrika Devlet Başkanı Zuma, Dünya Kupası’ndan sonra “2020 ya da 2024 Olimpiyatlarını ağırlamaya hazırız” diye buyurmuştu.
Ah politikacıların şu sonsuz hırsları yok mu?
2010 Dünya Kupası maçlarının bir bölümünü Durban’da izlediğim için Güney Afrika örneğini iyi hatırlıyorum.
Güney Afrika’nın 2010 Dünya Kupası için yaptığı çoğu stadyumun Çin’in 2008 Olimpiyatları için yaptığı stadyumlar kadar boş olduklarını da biliyoruz.
Yunanistan’ın içine düştüğü ekonomik krizin nedenlerinden birinin 2004 Olimpiyatları için yaptığı harcamaların da payı olduğu konuşulmuştu.
Yanlış anlaşılmasın lütfen
Halkın refahından çalan sadece Dünya Kupası ve Olimpiyatlar değil elbette.
Sonu nereye varacağı belli olmayan dev projeler de “refah hırsızı” sayılır.
İşte İspanya örneği.
Tam bir yıl önce “İspanya’yı iflasa sürükleyenler” başlığını taşıyan bir yazıda Valencia’da, Castellon de la Plana’da “hayalet bir havaalanından” söz etmiştim.
İktidardaki Halk Partisi’nin bu şehirdeki başkanı Carlos Fabra, gerekli izinleri bile almadan bilmem kaç Airbus’un bir anda konacakları dev bir havaalanı inşa ettirmişti.
Havaalanı bugün bomboş.
Carlos Fabra sonradan yolsuzlukla suçlanmıştı ama paralar uçup gittikten sona neye yarar?
İspanya’nın “hayalet havaalanı” gibi fiyaskoyla sonuçlanmış sürüyle projesi var ve bugün işsizler ordusuyla ekonomisinin geldiği nokta ortada.
Şimdi sokaklara dökülen Brezilyalılar “ stadyumdan önce eğitim, sağlık” derken haksız mı?
Rusya Merkez Bankası’nın başına bir kadın
ELVİRA Nabioullina, uzun süre Rusya Devlet Başkanı Putin’in ekonomi danışmanlığını yaptı.
Daha önce de 2007 yılında Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı görevini yürütmüştü.
49 yaşındaki ekonomist dünden beri, dünyada altın ve döviz rezervinde dördüncü (Çin, Japonya, Suudi Arabistan) sırada gelen Rusya Merkez Bankası’nın başında.
Nabioullina’nın işi zor.
Zira Rusya’da Putin’in vaat etmiş olduğu yatırım ortamını iyileştirecek yapısal reformlar yılan hikayesine döndü.
Le Monde gazetesine bakılırsa sermaye de bu ülkeden kaçma eğiliminde.
İlk üç ayda kaçan paranın 25.8 milyar dolar olduğu hesaplanmış.
2011 yılından bu yanan en yüksek seviyesine çıkan enflasyon mayıs ayında yüzde 7.4.
Gorbaçev döneminden bu yana Rusya’nın önde gelen ekonomistleriyle çalışmış olan Nabioullina’nın Kremlin’e söz geçirip geçiremeyeceği merak konusu.
Paylaş