OECD’ye göre göçmenler ekonomi için bir şans

AVRUPA bizim gibi günlerden beri Kobanili Kurdi ailesinin dramını konuşuyor.
Hepimizin gözleri önünde cereyan eden göçmenlerin trajedisiyle ilgili tartışmalarına şimdi ekonomistler de katıldı.
Fransız Le Monde Gazetesi’ndeki bir incelemeye göre, göçmenler sanıldığının aksine büyüme ve istihdam için tehdit değil aksine şans.
Şimdiye kadar hiçbir ekonomistin göç ile işsizlik arasında bir bağ olduğuna ilişkin bir kanıt ortaya koyamadığının altını çizen Fransa Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi CNRS ekonomisti Thibault Gajdos’a göre “bir bağ olması durumunda işgücü piyasasına olumlu bir etki” söz konusu.
Gajdos, göçmenleri ağırlamaya ayrılacak kamu bütçesinin Fransa gibi düşük büyümenin olduğu, borçlu bir ülke için bile önemsiz olduğu görüşünde.
“Bu harcamalar küçük rakamlar ve genç göçmenler işgücü piyasasına katılacak, kendi çocuklarının yaşam standartlarını yükseltmek isteyecek. Dolayısıyla para harcayarak ekonominin dinamizmine katılacak” diyor.
Bu görüş OECD’de uluslararası göçten sorumlu ekonomist Jean-Christophe Dumont tarafından da paylaşılıyor.
Dumont’a göre, göçmenlerin ekonomiye katkıları aldıkları sosyal yardımların ya da kamu harcamalarının önüne geçiyor
Dumont, İngiltere örneğini veriyor.
İngiltere, Avrupa Birliği’nin 2004 yılında Polonya’yı da içine almasından sonra birkaç yıl zarfında yaklaşık 1 milyon göçmeni ağırlamış.
OECD’nin ekonomistine göre, bu göç dalgasından sonra İngiltere’de ne işsizlikte artış olmuş ne de maaşlar aşağıya çekilmiş.
Avrupa’nın bugün karşı karşıya kaldığı göç krizi AB’nin genişlemesiyle karşılaştırılmayacak kadar büyük olsa da Dumont, “Göçmenleri ağırlamak kısa vadede hükümetlere pahalıya patlasa da orta vadede ekonomiye olumlu etkisini göz ardı etmemek gerek” diyor.
“ Göçmenleri ne kadar çabuk entegre etmeye başarırsanız, işgücü piyasasına o kadar çabuk katılmalarını sağlarsınız” diye ekliyor.
Bunun için hükümetlere bir an önce “sığınmacı statüsü” vermeleri çağrısında bulunuyor.
Fransız patronlar da “göçmen” gerçeğinden kaçmanın anlamsız olduğunda hemfikir.

Suriyeliler neden Türkiye’den kaçıyor?

BOTLARLA dalgalar halinde Yunanistan’a kaçan Suriyeli göçmenleri çoğunlukla ölümle biten böyle bir serüvene atılmaların arkasındaki gerekçe ne?
İşte bu çok kritik soruyu, demografi, kentbilim, dış ve iç göçler konularında araştırmalarıyla bildiğimiz Prof .Dr. Sema Erder soruyor.
Sedat Simavi Sosyal Bilimler Ödülü’nün sahibi olan Erder’in bianet.org için kaleme aldığı yazısının bir bölümünü olduğu gibi aktarıyorum:
Yaklaşık üç yıldır burada yaşayan Suriyelilere ne oldu da can havliyle kitlesel olarak, her şeyi göze alarak Türkiye’den kaçıyorlar?
Bu sorunun cevabını ben de bilmiyorum ama bu konuda bazı sorular sorarak cevap aramaya çalışabilirim.
Acaba başlangıçtan bu yana işin içine sokulmayan Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği’nın ağır aksak işleyen bürokratik muamelesinin bile Suriyelilere uygulanmasına izin verilmemesi mi?
Suriyelilere uygulanan, hiçbir hukuksal temeli olmayan “misafir” politikasının işlememesi mi?
Yeni çıkarılan göçmen “koruma” politikasının işlememesi mi?
Türkiye’nin uyguladığı etnikçi politikanın “misafir”lere uygulanması ve onları Kürt, Yezidi, Sünni gibi gruplara ayırarak ayrımcılık yapmış olması mı?
Acaba halkımızın gelenleri üç yıl sürelince “yabancı düşmanlığı” diye adlandırılan muameleyle bezdirmiş olması mı?
Her ölümde bizim hangi yanlış politikamız var? Bu soruları açıkça sormamız aynaya bakmamız ve açıkça cevaplamamız gerekir. Başkalarını suçlamadan önce çuvaldızı kendimize batırmamız gerekir.