Neden Rusya yerine Türkiye’yi tercih ettik

TÜRKİYE ve Rusya, Avrupalı yatırımcının yakın coğrafyada yöneldiği önemli iki ülke.

Aynı dönemde, her iki ülkede birden yatırımı göze almayanlar bir tercihle karşı karşıya.

Ya Rusya, ya Türkiye.

Beyaz eşya ve elektronik market zincirlerinde Avrupa’nın üçüncüsü olan Fransız Darty geçen yıl tercihini Türkiye’den yana kullanmış.

Arçelik’in eski genel müdürü Nedim Eskin’ın ortaklığıyla geçen aralık ayında Türkiye pazarına girmiş.

Darty, yıllık cirosu 6.5 milyar olan İngiliz KESA Grubu’nun bünyesinde.

Grubun İcra Kurulu Başkanı Jean-Noel Labroue ise Fransız.

İşte bu yüzden Labroue "Avrupalı bir şirketiz" diyor.

Paris’te Darty merkezinde sohbet imkanı bulduğumuz Jean-Noel Labroue, Türkiye’yi tercih etmelerinin nedenini şöyle açıklıyor:

"Nedim Eskin’i 15 yıla yakın bir süredir tanıyorum. Grup iki yıl önce ya Rusya, ya da Türkiye’de yatırım kararı almıştı. Neticede Eskin’i yakından tanıdığım için Türkiye ağır bastı".

Labroue
ile Nedim Eskin arasındaki dostluk, Eskin’in Koç bünyesindeki Ram Dış Ticaret adına Paris’te yaşadığı yıllara dayanıyor.

Hatırlarsınız, bir ara Beko markasının reklamı Paris taksilerinin üzerindeydi.

Beko’yu Darty mağazalarına dolayısıyla Fransız tüketicinin evine sokmayı başaran Nedim Eskin’di.

Eskin 2003 yılında Koç Grubu’ndan ayrıldı.

Ancak Jean-Noel Labroue ile dostlukları devam etti.

Yıllar önce Beko markasını Fransızlara tanıtan Nedim Eskin şimdi de Türk tüketiciye Darty markasını tanıtmak ve sevdirmek için kolları sıvadı.

Dediğim gibi Darty Fransa’nın bir numaralı beyaz eşya ve elektronik market zinciri.

Labroue’nun "Darty Formülü" diye özetlediği bir potikayla benzerlerinden farklı olduğu iddiasında.

Nedir bu formül?

Aynı çatı altında hem beyaz, hem elektronik eşya seçenekleri, en ucuz fiyat ve hizmet.

Ki bu sonuncusuna, Fransa’nın her tarafına hizmet götürebilen 24 saat açık "çağrı merkezleri" dahil.

"En ucuz fiyat" konusunda Darty öylesine iddialı ki sattığı malın daha ucuzu olduğunu ispat edene hem fiyat farkını ödüyor, hem bir şişe şampanya veriyor.

Geçen yıl Fransa’da 50 bin şampanya hediye edilmiş.

Darty’den alışveriş yapan 10 milyon müşteri içinde 50 bini "daha ucuzunu" bulmuş.

Peki Darty’nın İstanbul mağazasında da şampanya hediye ediliyor mu?

Hayır.

Türklerin birbirlerine giderken şampanya değil çikolata götürdükleri gerçeğinden yola çıkan Nedim Eskin, hediye için çikolatada karar kıldıklarını söylüyor.

Tekrar başa dönersek Labroue, "Avrupa’nın en büyük pazarı" diye tanımladığı Rusya’ya girmeye niyetinden vazgeçmiş değil.

Bunu için Türkiye’de yıl sonuna kadar 5 Darty mağazası daha açmaya hazırlaran Nedim Eskin’i devreye sokarsa hiç şaşmam.

İnternet, kablosuz TV ve telefon aynı kutuya girdi

AÇIK söylemek gerekirse Jean-Noel Labroue’nun "Darty Formülü"nden ziyade beni etkileyen "Darty Kutu"su oldu.

Yanlış anlaşılmasın "Darty Formülü" gerçekten pazarlama tekniği olarak son derece yaratıcı.

Ancak Darty’nin bir süreden beri Fransız tüketicilerine sunduğu "Darty Kutusu" bir teknoloji harikası.

En kestirme yoldan bunun ne olduğunu yöyle tarif edebilirim.

Siz evde telefon, kablolu TV ve internet kullanıyorsunuzdur mutlaka.

ADSL için ayrı, telefon için ayrı, kablolu TV için ayrı fatura ödüyorsunuz.

Fizik mühendisi olan Nedim Eskin’in tabiriyle "dáhi" Jean-Noel Labroue bu üçünü aynı kutuya koyarak Fransızlara yeni bir hizmet sunmaya başladı.

"Darty Kutusu" için Fransızlar ayda ne kadar ödüyor biliyor musunuz? Sadece ve sadece 30 Euro yani yaklaşık 60 milyon.

Ben ADSL için 49 lira, kablolu TV için iki ayda 14 lira ve nadiren evden konuştuğum halde olduğum yüklü bir "telefon" faturası öderken Fransızlar bu üçü için sadece 60 milyon ödüyor.

"Darty Kutusu" için ilk aşamada 20 milyon Euroluk bir yatırım yapan Labroue üç hizmeti aynı anda sunmak için Fransız Telekom ile zorlu bir pazarlığa oturduğunu gizlemiyor.

Pazarlığa oturmuş ama neticede kazanan Fransızlar olmuş.

Nedim Eskin’e "Darty Kutusu" ne zaman Türkiye’ye gelir" diye sordum.

Bunun pek kolay olmayacağı cevabını aldım.

Daha yeni yüzde 25 oranında zam yapan bizim Telekom hiç buna yanaşır mı?

Bölünme derinleşirken

NEW YORK TIMES’ın Ankara mitingiyle ilgili yorumu "Türk toplumunda bölünmenin derinleştiği" yolunda.

Doğru bölünme derinleşiyor.

Ama derinleşme sadece laikliği savunanlarla, mitingden sonra nedense "mücadelemiz devam edecektir" türünden bir açıklama yapan Bülent Arınç çizgisinde olanlar arasında değil.

Temelde aynı şeyi savunanlar da ayrı düşebiliyor ne yazık ki.

Cumhuriyet tarihimizin en anlamlı günlerinden biri olan Ankara mitingiyle ben şunu yaşadım:

En yakın arkadaşlarımdan biri mitinge "darbecilerin toplantısı" diye karşı çıkarken, yine en yakın arkadaşlarımdan üçü cuma gecesi Ankara’nın yolunu tuttu.

Bir tanesi de kalkıp İngiltere’den geldi.

70 yaşlarındaki annesi de Bodrum’dan.

Sonuçta Ankara’daki miting gerçekten tabandan gelen bir halk hareketiydi.

Medyanın bunu anlamaması, görmemesi yazık.

Ama yine de şükür ki internet denen şey var.

İki günden beri medyada seslerini yeterince duyurmamış olmanın üzüntüsünü yaşayanlar o müthiş deneyimlerini aktarıyorlar.

Mitingde omuzlarına aldıkları çocuklarının fotoğraflarıyla birlikte.

İnternet ortamı "Ankara mitingi"nin anılarıyla dolu.
Yazarın Tüm Yazıları