EN son verilere göre Türkiye’de internet kullanıcıları son 10 yılda yüzde 1750 artmış.
Facebook kullanıcı sayısı açısından dünyada dördüncü sıradayız. Sosyal ağlarda en çok vakit geçiren ülkeler sıralamasında ise beşinciyiz. İnternet rekorlarına rağmen yazılımda bir varlık gösterdiğimiz söylenemez. Türkiye’de 30 milyar dolarlık bilişim pazarının sadece küçük bir payı, yazılıma ait. Donanım, hizmet pazarının büyük bir bölümüne sahip. Yüzde 60’lık pazar payıyla Türkiye’nin en büyük yazılım kuruluşu Logo Yazılım’ın CEO’su Ali Güven ile geçen gün yaptığımız sohbette “Neden Türkiye’den bir Microsoft, bir Facebook mücidi göremiyoruz” diye soruyorum. Aslında aynı soruyu Ali Güven de soruyor. “Facebook’un dünyadaki dördüncü kullanıcısı olan bir ülkeden bir Facebook ya da benzeri bir şey neden çıkmaz?” Logo’dan önce uzun yıllar IBM’de çalışmış olan Ali Güven sorusunun yanıtını yine kendi veriyor. YATIRIMCI RİSKLİ ALAN SEVMİYOR “Bunun bana göre üç nedeni var” diyor. Türk yatırımcı yazılım alanını riskli görüyor. Bill Gates’ten söz etmeye bayılıyor ama şimdi biri çıkıp “Bir fikrim var, bana 10 milyon dolar verir misin” diye sorsa anında geri çeviriyor. Enerji, inşaat gibi iyi para kazandıran sektörler varken yazılıma sıra gelmiyor. · Çuvaldızı kendimize yani bilişim sektöründekilere batıralım. 2000’li yıllarda yatırımcılar önümüze sermaye koydular ama biz bir şey yapamadık. Google gibi bir şeyi önlerine koyamadık. İksir, Superonline gibi girişimler hüsranla sonuçlandı. · Yabancı fonlar Türkiye’ye geldiklerinde teknoloji konusunda para arayan bilişim sektöründeki şirketlere gitmiyorlar. Yenilikçi, yaratıcı bilişim şirketleri kaynaklara ulaşamıyorlar. Ali Güven’e göre, Türkiye’de Facebook türünden fikirleri olan sayısız genç insan var. Dün Ali Güven ile sohbetimizi yazarken tesadüfen yeni kabinenin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün CNN’deydi. DEVLET VE ÖZEL SEKTÖR KAYNAK AYIRIRSA Ergün de Güven gibi Türkiye’de büyük bir potansiyel olduğuna inanıyor. Bakan “tekno girişimcileri” nasıl desteklediklerini anlatırken “Bunların arasından bir değil birkaç Bill Gates çıkacak” diyor. 2009 yılında başlatılan program çerçevesinde devletin hen yıl desteklediği 100 “tekno girişimci” gencin sayısı 2011 yılında 300’ü, 2012 yılında ise 500’ü bulacak. Nihat Ergün, bu gençlerin her birine fikirlerinin geliştirerek ticari bir ürüne dönüştürmeleri için 100 bin dolar verildiğini belirterek “İsterlerse bu parayı batırsınlar. Önemli olan onlara böyle bir imkânın sağlanması” diyor. Gerçekten sevindirici bir gelişme. Başka bir iyi gelişmenin haberini de Ali Güven veriyor. “Bilişim sektöründe ‘Bir Fikrim Var’ yarışması açmaya hazırlanıyoruz. Bunun için bir havuz oluşturacağız. Logo bu iş için 1 milyon dolar ayırmaya hazır. Şirket olarak Türkiye’nin en büyük teknoparkına sahibiz. 11 bin metrekarelik parkımızı genç tekno girişimcilere açmaya hazırız” diyor. Hem devlet, hem özel sektör teknoloji alanındaki fikirlere kaynak ayırmaya gönüllü olmaları önemli.
Logo’nun hizmetinden en fazla KOBİ’ler yararlanıyor
ALİ Güven Logo’nun170 bin civarında müşterisi olduğunu söylüyor. Bunların neredeyse yarısı Anadolu’da. Logo’nun müşteri portföyünün büyük bir bölümünü KOBİ’lerin teşkil etmesi buradaki potansiyele işaret. Logo son olarak “organik tarım”da faaliyet gösteren bir şirketin yazılım programını düzenlemiş. Logo’dan yazılım programı isteyen sektörlerin başında inşaat geliyor. Daha sonra gıda, kimya, tekstil, maden ve altıncı sırada otomotiv. Cirosunun yüzde 34’ünü AR-GE ayıran Logo şimdilerde, henüz dünyada pek yaygın olmayan “Bulut Bilişim” teknolojisine hazırlanıyor. Ali Güven’in bu teknolojiyle ilgili anlattıklarından benim anladığım şu: İhtiyaç duyduğunuz bilgiler, veriler sizin bilgisayarınızda değil uzaklarda başka bilgisayarlarda tutuluyor. Dolayısıyla artık bilgisayarınızın teknik özelliklerinin önemi kalmıyor. “Bulut Bilişim” bana şimdi biraz karmaşık gelse de önümüzdeki dönemlerde bu kavramdan sık söz edileceğine eminim.