Bedava kontörler kimsenin ilgisini çekmemiş olacak ki, Büyükada’nın o güzelim çam ormanları tam bir çöplük.
Pet şişe ve naylon torba çöplüğü.
Doğada 100 ila 400 yıl arasında yok olan plastik ve plastik türevi maddelerin yol açtığı kirlilik sadece Büyükada’da değil.
Tüm İstanbul’da, Gökova’nın körfezleri dahil tüm Türkiye’de.
Ve tüm dünyada.
Petrolden üretilen plastik yeryüzünün başına büyük belá.
Bu yüzden bayram tatili sırasında okuduğum Le Monde Gazetesi’ndeki "bio plastik" haberi önemli.
Öylesine önemli ki, Le Monde şöyle demiş:
"İtalya’da, Terni’de mısır ve ayçiçeğe dayalı sessiz bir sanayi devrimi gerçekleşmekte."
Meselenin özü şu:
İtalyan Novamont Şirketi, mısır ve ayçiçeği yağlarından, doğada üç ila sekiz haftada yok olan "bio-poliester" üretmeyi başarmış.
Düşünürseniz bu gerçekten bir devrim.
Elinizdeki naylon torba veya plastik şişe bir süre sonra yok olacak.
Çevreci diye geçinen Avrupa’nın bile plastik tüketimi 40 milyon ton.
Doğadan yok olmayan milyonlarca ton plastik, naylon her neyse.
1989 yılında kurulmuş olan Novamont doğada eriyip giden, ya da dönüştürülmeye elverişli malzemelerde başı çeken bir şirket.
Ancak ilk defa bitkisel yağlardan "bio-poliester" üretecek bir fabrika kurması sektörde büyük heyecan yaratmış.
Tarım ürünlerinden her gün kullanılacak eşya üretilmesi bir "ütopya" olmaktan çıkmış.
Novamont bugün kaynağının yüzde 30’unu araştırmaya ayıran bir şirket.
Mısır ve ayçiçeğinin yanısıra kolza, keneotundan da pastik üretmek için araştırmalarını sürdürüyor.
"Bio-plastik" üretmek pahalı bir iş ancak mısır ve ayçiçek üreticilerine de yeni ufuklar açıyor.
Novamont’un fabrika kurduğu Terni’de ayçiçeği üreticileri gayet memnun.
Hatta kurdukları kooperatifin ilerde fabrikaya ortak olması da söz konusu.
Mısır ve ayçiçeğinden plastik elde edilmesi çevre için büyük bir adım.
Yıllar, uzun yıllar sonra Büyükada’ya yolunuz düştüğünde, çam ormanları bugünkü gibi çöplük değilse bilin ki bunda Novamont’un payı olacak.
Dünya turizmcilerinin oyu Hülya Aslantaş’a
DÜNYA turizm sektörünün en eski ve en geniş tabanlı sivil toplum kuruluşu "Skal Enternasyonal".
1932 yılında Paris’te kurulmuş.
20 bini aşkın üyesi var.
Türkiye’deki üye sayısı ise 750.
"Skal Enternasyonal", geçtiğimiz günlerde Tayland’da yapılan 67. kongresinde bir Türk turizmci Hülya Aslantaş’ı 2. başkan olarak seçti.
İki yıldan beri Skal’ın Yönetim Kurulu üyesi olan Aslantaş, kurumun medya ve tanıtımından sorumlu.
Önümüzdeki yıl Skal’ın Antalya’da yapacağı kongresinde başkan seçilmeyi umuyor.
2000 ile 2004 yılları arasında TÜRSAB Başkan yardımcılığı yapmış olan Aslantaş’a bu yeni görevinin Türk turizmine nasıl bir katkı sağlayabileceğini sordum.
"Hem içerde, hem dışarda sesimizi daha iyi duyurmaya yarayacak" cevabını aldım.
Yaramaya başlamış bile.
Zira Aslantaş’ın da katkısıyla Skal International’ın "eko-turizm" ödülü TEMA’nın Camili Projesi’ne gitmiş.