Paylaş
HAFTA başında İMKB'de AB-Türkiye Katılım Ortaklığı Belgesi ve İş Dünyasına Etkileri konferansındayız.
Hürriyet'in sponsorları arasında olduğu konferansın konuşmacıları AB Komisyonu Büyükelçisi Karen Fogg, AB Genel Sekreteri Volkan Vural, Tofaş-Fiat CEO'su Jan Nahum ve Milliyet yazarı Hasan Cemal.
Karen Fogg'dan sonra söz alan Jan Nahum, konuşmaya başlar başlamaz önündeki mikrofon parazit yapmaya başlıyor. Nahum şaşırıyor. Ses düzelir gibi oluyor aradan bir iki dakika geçince parazit şiddetleniyor.
Bu kez Büyükelçi Karen Fogg'un mikrofonunu almak zorunda kalan Nahum ‘‘mikrofon otomotivin ateşine dayanamadı’’ diyor.
Peki ne anlatıyor Nahum bu ateşli konuda?
1960'ların ortasından başlayarak otomotiv sanayinin kısa tarihçesinden söz ediyor.
AB gözlüğünden bakıldığında ilk 20 yılın kayıp yıllar olduğunu söylüyor.
Otomotiv sanayi ancak 1984'te ‘‘uzun soluklu stratejinin’’ önemini kavramış. Hedeflerini belirlemiş.
1994'ten itibaren AB yakın takibe alınmış.
Nahum, oyunu kurallarına göre oynamak için Brüksel'de hukuk danışmanlarıyla anlaştıklarını ve AB mevzuatıyla ilgili sürekli bilgi aldıklarını anlatıyor.
Yani, yatırımları yönlendirmek için bir ‘‘erken uyarı sistemi’’ oluşturuluyor. ‘‘4 yıl sonrasının yatırımı için AB'nin teknik mevzuatını izlemek zorundayız’’ diyor.
Nahum bir önemli noktayı daha vurguluyor: Dünya stratejisine entegre olmayı.
Mesela, dünyadaki çoğu otomotiv sanayinin yaptığı gibi, software için en uygun yer diye bilinen Hindistan'a gidilmiş.
Netice?
2000 yılında yüzde 60'ı ihracata yönelik üretim.
Evet. Nahum'un dediği gibi şirketlerin ‘‘yaşama şansı artık uluslararası rekabete dayalı.’’
Volkan Vural: Toplumda heyecan göremiyorum
AB Genel Sekreteri Volkan Vural, Avrupa Birliği ile yaşadığımız ‘‘aşk-nefret’’ ilişkisini çok güzel özetliyor konuşmasında. ‘‘Gümrük Birliğine girince dünyalar bizim oluyor. Aleyhimize bir karar alındı mı AB'yi yerden yere vuruyoruz. Eski bir alışkanlığımız bu. Günlük yaşamayı seviyoruz’’.
Volkan'a göre ''Alıp bizi ne yapacaklar'' söyleminden de vazgeçmek gerek.
‘‘Cumhuriyet'ten sonraki en büyük projeden söz ederken toplumdaki sessizliği görmek üzüntü veriyor.Toplumda bir heyecan göremiyorum’’ diyor.
Oysa esas şimdi Türkiye'nin tartışması gerekiyor AB üyeliğini. ‘‘Bu sizim kaldırabiliceğimiz bir yük mü? Değil mi?’’
Eğer halkın büyük çoğunluğunun üyeliği desteklediği doğruysa nerede bu tartışma ortamları?
Daha sonra paneli yönelten Tulû Gümüştekin ile konuşuyoruz. Gümüştekin, AB ilişkilerinde kamu iletişiminde danışmanlık yapan CPS Şirketi'nin Başkanı. Bu tür toplantıları Türkiye'nin diğer kentlerinde de düzenlemeyi planladıklarını söylüyor. Bu iyi bir haber. Çünkü hiç olmazsa Avrupa Birliği'nin ne olduğu bilinci yaygınlaşır.
E-ticaret, peynir ve şarap
BU hafta İstanbul'da yapılan diğer önemli bir toplantı da, Lütfi Kırdar'daki ‘‘Bilişim Teknolojisi Günü’’ toplantısıydı.
Gelen davetiyede, ünlü Fransız heykeltraş Auguste Rodin'ın şu cümlesi dikkatimi çekiyor: ‘‘Deneyimden bilgece yararlanırsanız hiçbir şey zaman kaybı değildir.’’
Söz konusu deneyim İsveç'in dünyanın önde gelen bilişim ülkesi İsveç'in deneyimi.
Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz ile yakın arkadaşı eski İsveç Başbakanı Carl Bildt'in de katıldığı toplantı İsveç Büyükelçiliği, İsveç Konsolosluğu Ticaret Merkezi ve Türkiye Bilişim Vakfı işbirliğiyle düzenleniyor.
Toplantıya katılamayan İsveç Ticaret Bakanı Leif Pagrotsky'nin mesajını dinliyoruz. Hem de görüntülü bir şekilde. Pagrotsky, İsveçliler'in yüzde 70'inin internete bağlanabildiğini, yüzde 60-70'inin de evde bilgisayar ve cep telefonu kullanma olanağı bulunduğunu söylüyor. ‘‘Tecrübelerimizi Türkiye ile paylaşmaktan mutlu olacağız’’ diye ekliyor.
Uluslararası rekabet uzmanı Harvard'lı Profesör Michael Porter'ın da ‘‘rekabetçi ülkeler’’ kategorisinde özel bir önem verdiği İsveç'ten alacağımız dersler olduğu kesin.
DEİK Türk İsveç İş Konseyi Başkanı İshak Alaton, ‘‘Carl Bildt'in eşi gerçek bir iş kadını. İtalya'da kurduğu şirketin mallarını internetten dünyaya pazarlıyor’’ diyor.
Davos'taki o meşhur gala gecesinde, kocasıyla birlikte havuz başında deliler gibi dansederken gördüğüm İtalyan asıllı Anna Maria Corazza Bildt hemen yanıbaşımda. O da kocasıyla birlikte İstanbul'a gelmiş.
Bana kartlarını uzatıyor ve anlatıyor: ‘‘Ailem öteden beri Kuzey İtalya'da tamamiyle doğal yani organik doğal peynir, şarap, şarküteri, zeytinyağı üretiyor. Geçen yıl kurduğumuz ’’İtalian Tradition'' Şirketi'nin başındayım. Satışları büyük oranda internet üzerinden gerçekleştiriyoruz''.
Halen BM'nin Balkanlardaki özel elçisi olan Carl Bildt'in eşi ‘‘deli dana’’nın kasıp kavurduğu Avrupa'da insanların ürünlerine büyük rağbet gösterdiklerini de söylüyor.
Türkiye'de ilgilenenler varsa adres şöyle: www.italiantradition.com
Banka evliliklerine dikkat
TÜRKİYE'de banka evliliklerinin konuşulduğu bir sırada gündemde olan bir kitaptan söz etmek istiyorum.
Financial Times'ın haberinden öğrendiğime göre, ABD'de bugünlerde piyasaya çıkan kitabın adı: ‘‘Banka birleşmeleri: Gelecek için dersler’’. Kitabın yazarı ise Amerika ve Avrupa'da 100'den fazla bankaya danışmanlık yapmış olan eski bir bankacı Steven Davis.
Financial Times, kitaba dayanarak banka birleşmelerinin, savaş ilanı gibi büyük ve neye varacağı belirsiz bir karar olduğunu belirtiyor. ‘‘Hedefleriniz ve stratejiniz ne olursa olsun savaş alanının toz dumanında sonuç hiç beklenmedik olabilir’’ diyor Davis.
Kitabın fiyatı 65 dolar ve St. Martin's Press tarafından yayınlanmış.
Paylaş