Bu yüzden Mersin Ticaret ve Sanayi Odası düşünmüş, taşınmış şu formülü geliştirmiş: Mersin'deki ikinci konutlar turizme açılacak.
İkinci konut yani yazlık konutların sayısı tam 80 bin.
Turizm Bakanlığı'nın 1989 yılında yaptırdığı envanterde bu sayı 12 bin imiş.
Özal döneminde imar izniyle 2. konut sayısında büyük bir patlama yaşanmış.
Ne ki, bugünkü değeri 4 ila 5 milyar doları bulan 80 bin konutun yaz aylarında dahi doluluk oranı yüzde 30'u geçmiyor.
O da sadece 1.5-2 ay.
80 bin konuttan sadece yüzde 10 turizme kazandırılırsa, hesaplara göre bu hiç yatırım yapmadan 32 bin yatak anlamına geliyor.
Şimdi Mersin Ticaret ve Sanayi Odası'nın bünyesinde bir "2. konut ofisi" açılmış, mimarlar, turizmciler harıl harıl çalışıyor.
Serdal Kuyucuoğlu "Bizim ofis bu işi gönüllü yapıyor. Amaç hem bu boş konutları ekonomiye kazandırmak, hem turist çekmek" diyor.
İlk aşamada standartlar belirlenmiş ve çeşitli sitelerde 250 dairelik bir portföy oluşturulmuş.
Hangi turistlerin otel yerine konuta sıcak baktıkları tespit edilmiş.
İskandinavyalılar, Hollandalar ve Almanlar ilk üç sırada.
Projeye Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan da destek gelmiş ve Mersin'in 2. konutları için önümüzdeki kasım ayında Londra Turizm Fuarında stand açılmasına yeşil ışık yakılmış.
Pilot uygulamaya 2005 yılının haziran ayında başlanması tasarlanıyor.
Her şey tamam ancak 1992 yılından beri ikinci konut meselesine eğilen bakanlık bu iş için gerekli yönetmeliği 12 yılda çıkartamamış.
Yönetmelik haziran ayına kadar çıkarsa ne álá...
Yoksa bu kadar çaba çöpe gider.
Nobel Barış ödüllü Jody Williams niye geliyor
FRANSIZ yazar/düşünür Jacques Attali, 11 Eylül tarihli Le Monde Gazetesi'ndeki yazısında sivil toplum kuruluşlarının dünyayı "kıyamet"ten kurtaracağını söylüyor.
Onun hayali, dünyadaki tüm STK'ların biraraya gelip Birleşmiş Milletler gibi bir çatı altında bir araya gelmeleri.
"Düşünün" diyor "tüm sınırları aşmış, çeşitli milletlerden, ırklardan, nesillerden STK'lar bir araya gelmiş ve insanlığın iyiliği için güçlerini birleştirmiş"...
Şöyle devam ediyor: "Neden olmasın.. Zaten bugün bile birçok STK insanlık adına, BM koltuklarında yer kaplayan birçok ülkeden daha fazla çalışıyor."
Attali ne kadar haklı...
Etrafınıza bir bakın, demokrasi, sağlık, eğitim, kadın, çocuk, insan hakları, çevre, kültürel miras ve daha nice alanda STK'lar hükümetlerin önüne fersah fersah geçmiş mi, geçmemiş mi?
Bu konuya değinmemin nedeni beş gün sonra üç STK'nın Ankara'da düzenleyecekleri iki günlük uluslararası sempozyum.
Sempozyumun konusu "İnsan Haklarında Yeni Taktikler".
Esasında "İnsan Haklarında Yeni Taktikler" beş yıllık bir proje.
İnsan hakları ihlallerine karşı uygulanan taktiklerin paylaşılmasına yönelik.
Ankara sempozyumunun organizatörleri, Helsinki Yurttaşlar Derneği, İşkence Mağdurları Derneği ile Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü.
85 ülkeden 400 katılımcıyla sempozyum, insan hakları camiasının genişletilmesi için iyi bir fırsat.
Tam da Avrupa Birliği'nin bizi mercek altına aldığı günlerde.
Sempozyuma gelecek isimler arasında Uluslararası Af Örgütü'nun ilk kadın, Asyalı ve Müslüman Başkanı Irene Khan ve kara mayınlarının yasaklanması için sürdürdüğü mücadele nedeniyle 1997 Nobel Barış Ödülü alan Jody Williams var.
Gözler Suriyeli turistte
ŞEHİRLERİMİZİN her şeyi Ankara'dan beklemeyip, kendi geleceklerine yön vermeye çalışmaları doğrusu pek hoşuma gidiyor.
Dediğim gibi Mersin, çabasını turist çekmeye yoğunlaştırmış.
Hatta Mersin Ticaret ve Sanayi Odası bunun için şehrin haritasını ve Mersin Turist Rehberi bastırmış.
Bu çabalara ilaveten bugün ve yarın Mersin'de bir "Türkiye-Suriye Turizm Zirvesi" yapılıyor.
Halep Başkonsolosluğumuzun ve Mersin Ticaret ve Sanayi Odası'nın girişimiyle Suriye'nin Halep, Derzor, Hama, Homs, Haseke, İdlip, Lazkiye, Rakka ve Tartus illerinin valileri, belediye başkanları, oda başkanları ve turizmcileri Mersin'e davet edilmiş.
Gaziantep, Adana, Hatay, Şanlıurfa ve Osmaniye'den aynı düzeydeki katılımla iki komşu ülke arasında turizmi geliştirmenin yolları aranacak.