Lüks tüketim pazarınız büyüyor

CUMARTESİ yolum Nişantaş’ına düştü.

"İtalyan Stili" diye bir etkinliğin göbeğinde buldum kendimi.

Abdi İpekçi Caddesi’nde son model İtalyan arabaları sergilenirken, İtalyan malları satan mağazalarda kokteyller düzenlenmişti.

Dün konuştuğum İtalyan Ticaret Merkezi Müdürü Roberto Luongo Nişantaşı’nda neler olup bittiği konusunda beni aydınlattı

Türkiye’nin 3’üncü ticari partneri olan İtalya bize ihracatında şimdiye kadar sanayi ve teknoloji ürünleri üzerinde odaklaşmışken şimdi bunlara "lüks tüketim" ürünlerini de ilave etmeye karar vermiş.

Luongo, "Ekonomideki büyüme trendi giderek zengin sınıfının büyümesine ve lüks tüketime talebin artmasına yol açtı. Lüks tüketim pazarınız büyüyor. Başvurduğumuz istatistikler zengin sınıfın alım gücünün arttığını gösteriyor. Bunu gördüğümüüz için değerlendirmek istiyoruz" diyor.

İtalya, lüks tüketim markalarının ihracatında dünyanın bir numarası.

En büyük pazarı ABD.

ABD’nin ardından Japonya, Almanya, Fransa geliyor.

Türkiye’den önce New York’ta görevli olan Roberto Luongo benzer bir "İtalyan Stili" etkinliğini defalarca ABD’de düzenlemiş.

Türkiye’de ise ilki deniyor.

Yaklaşık 25 İtalyan markasının satıldığı Türkiye’nin "Milano"su diye bilinen Nişantaşı "İtalyan Sitili" etkinliklerinin start aldığı nokta.

EKBERG’İN AYAKKABISI DEPP’İN ÇİZMESİ

Etkinlikler çerçevesinde "İtalyan Yemek ve Kültür Festivali", sergiler, konserler var.

Sergilerden bir tanesi çok ilginç.

Yapı Kredi Plaza’da İtalyan zanaatkárların Hollywood yıldızları için tasarladıkları ayakkabılar sergilenecek.

"Yıldızlar Arasında Gezinti" Sergisi’nde Anita Ekberg’in "Tatlı Hayat"ta giydiği ayakkabıyı, Karayip Korsanları’nda Johnny Depp’in uzun çizmesini de görebileceksiniz.

Ankara’ya da uzanacak etkinlikler çerçevesinde genç İtalyan stilistler de davet edilmiş.

Lüks tüketimden söz açılmışken Roberto Luongo’ya İtalyan şarabını sordum.

İtalya’nın Türkiye’ye şarap ihracatı 1.5 milyon Euro’yu bulmuş.

Peki seçim rüzgarı, ekonomideki belirsizlikler İtalyan yatırımcılarının gözünü korkutmuyor mu?

Luongo’nun rakamlarına göre, yaklaşık 550 İtalyan şirketinin buradaki yatırımları 4.5 milyar doları bulmuş.

Sorum üzerine, "İtalya seçim ekonomisinin ne olduğunu iyi bilir. Seçim öncesi bir daralma normal. Biz de bunu yaşadık. Kaygı verici bir durum yok" diyor.

Neticede Türkiye’de lüks tüketim artıyor.

Bir yanda geçenlerde yine bu sütunda yazdığım gibi 15 milyon yoksul, diğer yanda lüks tüketime giderek daha fazla yönelen bir zengin sınıf.

Türkiye’nin gerçeği bu.

Bakalım makas siyasi partilerin hangi politikalarından sonra daralmaya yüz tutacak.

Kadınların gözü 4 Haziran listelerinde

KADIN aday adaylarla ilgili gelen e-postaların haddi hesabı yok.

Belli ki kadın sivil toplum kuruluşlarının gözleri 4 Haziran günü açıklanacak aday listelerinde.

Siyasi partiler en büyük sınavlarını kadınlarla verecek.

Listelerin üst sıralarına kadın adayları yerleştirdikleri takdirde kadınlardan iyi puan alacaklar.

Gelen e-postalar çoğunlukla, partilere, "vitrin" isimlerden ziyade "kadın sorunlarıyla" yıllardan beri iç içe olan isimlere ağırlık vermeleri uyarısında bulunuyorlar.

Örneğin DP’den aday aday Selma Acuner kadın sorunlarını en iyi bilen isimlerden.

Acuner, Avrupa Kadın Lobisi Yönetim Kurulu üyesi.

Aynı şekilde CHP’den aday adayı Canan Arın, Gaye Erbatur, Senal Sarihan, DP’den Vildan Ekşioğlu kadın sorunuyla yıllardır haşır neşir olmuş isimler.

Yine Marmara Vakfı, AB ve İnsan hakları Platformu Başkanı Müjgan Suver de öyle.

Suver attığı e-postada "Ülkemizin adı AnaDolu, Meclisizim BABA dolu olarak mı kalacak" demiş.

Adalardan CHP aday adayı Begüm Yavuz yıllarını kadın meselesine vermiş.

CHP’nin şimdilik öne çıkarttığı iki isim var: Profesör Nur Serter ile Profesör Necla Arat.

Mersin’deki CHP-DSP mitinginde "mitinglerin mimarları" olarak lanse edilmişler.

Oysa biliyoruz ki mitinge katılan birçok insan özellikle Serter’in söylemlerine karşı.

CHP’nin sadece bu iki ismi vitrine çıkartması ne kadar doğru?
Yazarın Tüm Yazıları