Dünyadaki zengin sayısı zirveye çıkınca lüks tüketimi de artıyor elbette. Geçen yıl dünyadaki lüks ürün tüketimi yüzde 14’lük artışla 172 milyar Euro’ya ulaştı. Zenginler kendilerini en mutlu eden lüks harcamaların başında seyahat, gurme yemekler ve eğlenceyi sayıyor
Özlem Güsar 10 yılı aşkın bir süreden beri lüks sektörüne danışmanlık yapıyor. Yeni bir ekonomik krizin kapıda olup olmadığının tartışıldığı günlerde lüks tüketim rakamlarını merak ettim. ‘Lüks’ diye tarif edilen ürünlere rağbetin durumu ne? Özlem Güsar’ın elindeki rakamlar dünyanın önde gelen danışmanlık şirketi Bain&Company’nin ‘Lüks Tüketim’ raporundan. 2010’da dünyada lüks tüketime harcanan miktar 172 milyar Euro. Bir yıl öncesine göre yüzde 14’lük bir artış söz konusu. 2011’deyse bu rakamın 185 milyar Euro’ya yükseleceği tahmin ediliyor. Tabii dünya yeni bir ekonomik krize yuvarlanmazsa. Rakamların dolar değil de Euro cinsinden verilmesinin nedeni araştırmanın Bain&Company’nin İtalya şubesi tarafından yapılmış olmasından kaynaklanıyor. İtalya hâlâ, dünyanın en büyük lüks pazarı ABD’yi besleyen bir kaynak.
ÇİN DÜNYANIN EN BÜYÜK İKİNCİ PAZARI
Dünyanın ikinci en büyük lüks pazarı hangi ülke diye sorarsanız; Çin. Geçen yıl dünyanın ikinci büyük ekonomisi olarak Japonya’yı geçen Çin birkaç ay önce de lüks tüketimde bu ülkeyi geride bırakmış. Lüks tüketim miktarı Çin’de 2010 yılında yüzde 30 büyümüş ve 11.5 milyar Euro’ya ulaşmış. Bu arada dünyadaki zengin sayısı da zirvede. Dünya tarihinin hiçbir döneminde zengin sayısı bu kadar yüksek olmamış. Tam bu noktada bir katkıda da benden. Dünyada yoksul ve açların sayısı da hiç bu kadar çok olmamış; zenginlerle yoksullar arasındaki uçurum da hiç bu kadar büyümemişti. Bain&Company’nin raporuna dönersek, rapor rakamların yanı sıra zenginlerin davranış biçimlerini de incelemiş. “Sizi mutlu eden lüks harcamalar nedir” sorusu sorulmuş örneğin. Zenginlerin yüzde 52’sinin cevabı şöyle: “Seyahat, gurme yemekler, eğlence, SPA vs.” Yüzde 25’i evine lüks harcama yaparken, yüzde 15’iyse mücevher ve giyim alırken mutlu.
ZENGİN TURİST ÇEKMEK ZORUNDA
Özlem Güsar’ın bu oranlarla ilgili yorumu ilginç: “Küresel krizle birlikte insanların hayata bakışları da değişti. Başkalarına gösteriş yapmak yerine kendilerini mutlu etmeyi ön plana çıkarıyorlar. Lükse ruhen ve zihnen zenginleştiren bir şey olarak bakıyorlar.” Lüks harcamada, seyahatin ön plana çıkması özellikle Türkiye gibi turizme büyük bel bağlamış ülkelerin dikkatle izlemesi gereken bir trend. Seyahat harcamalarıyla ilgili yukarıda sözünü ettiğim rapordan ilginç rakamlar şöyle: 2009’da seyahat başına 2 bin 500 Euro harcayanlar sadece yüzde 5’lik bir dilim ama harcadıkları para toplam turizm harcamalarının yüzde 27’sine eşit. Turistlerin yüzde 62’siyse seyahat başına ortalama 750 Euro harcıyor ama toplam cironun sadece yüzde 26’sını karşılıyor. Türkiye’nin neden zengin turist çekmek zorunda olduğunun yanıtını işte bu oranlar veriyor.
TÜRKİYE’DEKİ YENİ ZENGİNLER İLK BEŞ YILDA ÇIĞRINDAN ÇIKIYOR
Peki lüks harcama deyince Türkiye’de durum ne? Türkiye’deki lüks tüketim pazarının 1 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Özlem Güsar’a göre, Türkiye lüks markaların öncelik verdiği dünyadaki ilk 10 ülke arasında. Yeni zenginlerimiz arttıkça lüks tüketim de artıyor. “Yeni zenginler para kazandıkları ilk beş yılda çılgın gibi harcıyor. İş çığrından çıkıyor desem yeridir. Ancak 15 yıl sonra harcamalarını daha bilinçli yaptıklarını görüyoruz” diye konuşuyor Güsar. Türkiye’de yeni zenginler büyük bir iştahla lüks tüketime yönelirken, daha görmüş geçirmiş zenginler lüks marka deyince hizmete de önem veriyor. Lüks marka satış elemanlarına da eğitim veren Özlem Güsar, “Kimi zaman Türkiye’de hizmetten memnun kalmayan müşterilerin alışveriş için yurtdışına yöneldiğini görüyoruz” diyor.