ÖNCEKİ gün futbolda Brezilya karşısında yenilmemizden bir iki saat sonra Hasköy'deki Rahmi Koç Müzesi'ndeyim.
Kültür Bakanlığı'nın müzeye verdiği 2001 Yılı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü daveti için biraraya gelenlerin konuştukları tek şey Türkiye-Brezilya karşılaşması.
Benim gibi herkes kazanacağımıza emin gözüyle bakıyormuş.
Rahmi Koç konuşmasına ''Daveti mehtaplı bir gecede bahçede, zaferimizi kutlayarak yapmayı planlıyorduk, olmadı'' diye başlıyor.
Hava yağmurlu olduğu için bahçede değil, iç mekandayız.
Neşeli değil, hafif buruğuz.
Ama Koç Holding Turizm ve İnşaat Grubu Başkanı Dr. Bülent Bulgurlu ile futboldan sonra en büyük umut kaynağımız olan turizmden konuşunca biraz keyifleniyoruz.
Bülent Bulgurlu, 12 milyon turist beklentisinin üzerine çıkacağımız görüşünde. 'Rezervasyonlara bakınca bunu görüyoruz' diyor.
Grubun 2001 yılı cirosunun yaklaşık 200 trilyon lirası turizmden.
Peki Koç Holding turizmde yeni yatırımlar planlıyor mu?
Öncelikle tur operatörlüğü gündemdeymiş.
Bulgurlu 'Daha önce Almanya'da Win Holidays diye bir tur operatörlüğü şirketimiz vardı. Ancak şirketi tasfiye etmek zorunda kaldık. Şimdi bu alana yeniden iddialı bir şekilde girmeye hazırlanıyoruz' diyor.
Hedefledikleri diğer bir alan, havalimanı, liman gibi büyük yatırımı isteyen yerlerin işletmeciliğini üstlenmek.
Grubun ilgilendiği havalimanları arasında Dalaman, Adnan Menderes var.
Setur'un duty free işletmeciliğinde yurtdışına mesela Orta Asya ülkelerine açılması gündemde.
Bulgurlu marinaların üzerinde özellikle duruyor.
Çünkü marinaların turizme katkıları sanıldığından fazla.
Yatla gelen turistlerin bıraktıkları döviz normal turiste göre kat kat çok.
Akdeniz'de Yunanistan ile Türkiye'ye yatla gelen turistler sadece yüzde 3 oranında.
‘‘Bu yüzde 1 bile artsa turizm için büyük bir gelir’’ diyor Bulgurlu.
Koç Holding'in Türkiye'deki marina sayısı sekiz.
Önümüzdeki yıllarda bu sayının daha da artması mümkün.
Divan Oteli'nin ‘‘catering’’ de iddialı olduğunu da öğreniyorum Bulgurlu'dan. Günlük 3 bin yemeğin 3 yıl içersinde 50 bine ulaşmasını planlıyorlar.
Peki 10 yılda 25 bin turist hedefine nasıl ulaşılacak?
Bulgurlu bu konuda çok net.
‘‘Bu iş sadece tanıtımla olmaz’’ diyor.
Formülü şöyle: ‘‘10 yıllık bir süre zarfında, her yıl tanıtıma yılda 200 milyon dolar, yatırımcıya teşvik için 200 milyon, alt yapıya 100 milyon dolar...’’
Üçüncü bir Sema Pişkinsüt vakası
TABA, Türk-Amerikan İşadamları Derneği'nin bugünkü başkanlık seçimlerinde Başkan Zeynel Abidin Erdem'e karşı adaylığını koyan GAP Akdeniz Genel Müdürü Günsan Çetin ile tanışmamız tamamen tesadüfi.
Gerçi kendisini geçtiğimiz şubat ayında yapılan İstanbul Forum toplantılarında dinleme fırsatını bulmuştum ama karşı karşıya gelmemizin nedeni benim tüketici olarak Amerikan GAP Şirketi'nden şikayetçi olmam.
Anlatayım.
Kızıma aldığım GAP markalı sandaletler ayağında yara yapınca ''Türk malı olsaydı hakkımı kolaylıkla arayabilecektim. GAP'tan ne diye hakkımı aramayayım'' diye düşündüm.
Böylelikle Günsan Çetin'i tanımak ve konuşmak fırsatı doğdu. 5,5 yıldan beri GAP için çalışan Günsan Çetin 15 yıldan beri Amerikan şirketlerinde üst düzey yöneticilik yapıyor.
GAP'ın dünya çapında 4 bine yakın dükkanı olduğunu, 13 milyar dolarlık toplam cirosuyla Amerikan tekstilcilerinin en büyüklerinden biri olduğunu anlatıyor.
Türkiye ofisi 1996 yılında kurulmuş çünkü GAP'ın ülkemizde önemli bir üretimi var.
Geçen yıl Fas, Tunus, Malta, Mısır ve Doğu Avrupa'da Türkiye ofisine bağlanınca GAP Akdeniz doğmuş.
Türkiye ofisinin ABD'ye ihracatı 230 milyon dolar civarında.
Günsan Çetin, TİM'de görev yaptığını ve ABD ile sürdürülen tekstil ve konfeksiyon müzakerelerinin pek çoğuna katıldığını anlatıyor.
TABA'nın, Türkiye ile ABD arasındaki ticari ilişkilerin gelişmesinde daha büyük bir rol üstlenebileceğini düşünüyor.
Kendisinin ve ekibinin misyonunu ve vizyonunu anlatan bir duyuruyu TABA üyelerine dağıtmış.
TABA Başkanı Erdem seçimlere üç gün kala Clinton'ıdavet ettiklerini duyuruyor. Başkan Erdem, eski ABD Başkanı'nı seçim malzemesi olarak kullandığı gibi, her gece bir televizyonda boy gösteriyor.
Günsan Çetin'in kampanyası çok daha mütevazı bir çizgide.
Üstelik ilk kadın aday. Geçtiğimiz kasım ayında İTO Başkanı Mehmet Yıldırım'a bayrak açarak başkanlığa adaylığını koyan Gülümser Yıldırım gibi seçimde kadın desteğinden yoksun.
Çünkü 670 üyeli TABA'nın kadın üye sayısı sadece yüzde 5 oranında.
İTO meclisinde kadın sayısı sadece dörttü.
Günsan Çetin'in adaylığına üçüncü bir Sema Pişkinsüt vakası gözüyle bakıyorum.
Umarım yanılırım ama kazanma ihtimali çok düşük.
Erkekler iktidarı kadınlarla paylaşmayı içlerine sindirmedikçe Türkiye'nin değişmesi boş bir hayal.