Paylaş
CHP’nin ekonomi politikalarını, iş dünyasının dile getirdiği sorunlara çözüm önerilerini dinleyeceğimi sanıyordum.
Peşinen hayal kırıklığına uğradığımı söylemeliyim.
Oysa İSO Başkanı Tanıl Küçük açılış konuşmasında, hem Türkiye’nin, hem sanayicilerin sıkıntılarını net bir şekilde ortaya koymuştu.
Aklımda kalanları kabaca sayıyorum.
- İthalatın ihracata göre daha hızlı artması, özellikle “ara mal” ithalatındaki artış.
- Dış ticaret açığı.
- Şirket borçlarının AB, ABD ve OECD ülkelerindeki şirketlere göre çok daha yüksek olması.
- Enerji maliyetlerinin yüksekliği, kayıt dışı ekonomi, işsizlik, sıcak para vesaire.
Tanıl Küçük’ten sonra kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu’nun ağzından CHP’nin bu sorunlara çözüm önerilerine kulak vermek için dikkat kesildim.
CHP’DEN SORUNLARA İKİ ÇÖZÜM
Sanıyorum salonda bulunan 117 kişilik İSO meclis üyelerinden 95’i de benim gibi Kılıçdaroğlu’nun ağzından çıkan her cümleyi merakla bekliyordu.
İSO’ya, milletvekilleri Faik Öztrak ve Umut Oran ile gelen CHP lideri söze sanayinin cumhuriyetin ilanından sonraki atılımlarından başladı.
87 yılda büyük yol kat ettiğimizi kimse inkâr edemez.
Ancak 20 yıl önce aynı ekonomik durumda iken bizi koşar adımlarla geçen ülkelere ne demeli?
Güney Kore örneğin?
Bu ülkenin inovasyonla “katma değer” yaratması yabana atılmamalı.
CHP’nin “inovasyona” bakışı nedir örneğin?
Her neyse Kılıçdaroğlu yukarıda saydığım sıkıntılardan hiç birini “CHP bu konuda şöyle yapacaktır” demedi ne yazık ki...
Pardon... İki tanesi hariç.
Sanayicilerin “ara eleman ihtiyacı” ve “sıcak para”.
CHP liderinin “ara eleman” yetiştirmek ile ilgili önerisi şöyle:
Türkiye’deki organize sanayi bölgelerine “yatılı meslek okulları” kurulacak.
KAFALARDA SORU İŞARETLERİ
“Böylece hem ailelerin sırtından bir yük alacağız, hem sanayiye gerekli ara elemanları yetiştireceğiz” diyor.
“Sıcak para” konusunda ise Brezilya modelini öneriyor.
Bu modele göre, Brezilya “sıcak para”nın ülkede kalma süresine göre Merkez Bankası’ndaki karşılığında bazı ayarlamalar yapmış.
“Sıcak para” uzun süre kalırsa Merkez Bankası’ndaki karşılığı düşük, kısa kalırsa yüksek oluyormuş Brezilya’da.
Peki Kılıçdaroğlu’nun ağzından CHP’nin ekonomi politikası sanayicileri tatmin etti mi?
Sanmıyorum.
Nitekim toplantı sonrası ayaküstü sohbet ettiğim bir iki, CHP’nin ekonomi politikasının net olmadığından şikâyetçiydi.
Özellikle sanayiye ağır bir yük getiren enerjide CHP’nin nasıl bir politika izleyeceğinin kafalarda soru işareti yarattığı kesin.
YENİLEBİLİR YASASI BEKLEMESİN
CHP’nin HES’lere karşı olmasını gündeme getiren bir sanayiciye Kılıçdaroğlu’nun yanıtı “Doğaya, çevreye zarar veren HES’lere karşıyız. Hepsine değil” şeklinde.
Oldu bittiye getirilen nükleer ihaleye ve mecliste bekleyen “Yenilebilir Enerji” yasasına da değiniyor.
“Neden rüzg^ar, güneş enerjisi harekete geçirilmiyor, neden yenilenebilir enerjiye daha fazla yatırım desteklenmiyor” diye soruyor.
Haklı tabii ki...
Bunlar hepimizin aklına katılan sorular.
Ama muhalefetteki bir partinin enerji politikalarında
daha doyurucu bir şeyler söylemesi gerekmez miydi?
İş Bankası’ndan para gelmiyor
BİLİYORUZ ki, ekonomi politikalarını da, sosyal politikaları da diğer politikaları da oluşturmak kadro meselesi.
Etrafımdaki çoğu kişiden sıklıkla CHP’nin alt yapısının bu politikaları geliştirmek için yeterli olmadığını duyuyorum.
Şunu da duyuyorum:
“CHP kendi danışman kadrolarını, politika üretecek kendi düşünce kuruluşlarını neden oluşturmuyor? Bunun için yeterince parası yok mu? Arkasında koskoca İş Bankası var.”
Sanayi Odası’ndaki toplantıda bu “koskoca İş Bankası” meselesine Kılıçdaroğlu şöyle bir açıklama getiriyor:
“İş Bankası’ndan bize beş kuruş para gelmez. Biz sadece Atatürk’ün hisselerini temsil ediyoruz. Hisselerden gelen paralara biz karışmayız. Bu paralar Türk Dil Kurumu’na gider. Atatürk’ün manevi kızına bir aylık bağlanmıştır.”
Paylaş