Paylaş
ANA muhalefet partisi ekonomideki sorunlara parmak basıp büyüme modelimizi “sorunlu” olarak tanımlarken, Kredi Derecelendirme Kuruluşu Fitch Türkiye’nin “sürdürülebilir bir büyüme yolunda” ilerlediğine işaret etti.
İster istemez CHP’nin ekonomiye yönelik kimi zaman haklı eleştirileri Fitch’in gölgesinde kaldı.
Hemen altını çizmem gerek.
Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin toplantısında Kılıçdaroğlu’na o dakikalarda henüz belli olmayan Fitch’in değerlendirilmesi soruldu.
Aklımda kaldığı kadarıyla, CHP Genel Başkanı notun yükselmesini beklemediğini ancak yükseldiği takdirde Türkiye adına sevineceğini söyledi.
Şimdi CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak’ın EGD toplantısındaki “Ekonomide Temel Sorunlar, Riskler, Orta Vadeli Program” değerlendirmesinin ana başlıklarına bakalım:
BÜYÜME MODELİ SORUNLU:
· Büyüme “yurtiçi talebe” yaslanarak gerçekleşiyor. Büyümede öncülük uluslararası rekabete kapalı iki sektörde, yani hizmetler ve konut sektöründe.
· Büyüme dış kaynağa ve borçlanmaya bağlı. Gelişmekte olan diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda Türkiye’nin büyümesi istikrarlı bir çizgi izlemiyor. Ekonomi 2 yıl istikrarlı büyüyor ardından nefesi kesiliyor.
· 2007’den sonra borçlanmada hızlı artış var. Yüzde 119 ile hemen hemen 2001 seviyesine gelmiş.
REKABET GÜCÜMÜZ ERİYOR:
Yüksek cari açık sıralamasında 41. sırada başladık. Son 10 yılda ilk 10’a geldik.
İthalat artışı uluslararası rekabete açık olan imalat sanayimizdeki üretim artışının çok üstünde.
EKONOMİDE KOORDİNASYON YOK
Örnek verelim: Babacan “yolcular şoföre gaza bas dese de şoför gaza basmayacaktır” derken Çağlayan “İleri sürüş tekniğini bilen şoförler her zaman frene basılmayacağını bilir” diyor.
Dolayısıyla kime inanacağız?
Kılıçdaroğlu’na bakılırsa, bu gaz-fren meselesinde şoförü değiştirme vakti geldi.
İÇ TALEP HIZLA DARALIYOR
2011’de yüzde 10 büyüyen iç talep 2012’de 0,1 daraldı. Tüketici ve kredi kartı borcu başta olmak üzere ailelerin finansal borcu 3 yılda önemli artış gösterdi.
2012’deki yavaşlama nedeniyle borca giren ve vergi yükü de artan vatandaş nasıl harcamaya başlayacak?
Ödeme sorunlarının artması nedeniyle KOBİ’lere krediyi kısan bankalar kredi musluklarını açabilecek mi?
DIŞ TİCARETE ALTIN ŞAL
Altınla yapılan ödemeler ihracat oldu. Geçen yılın ilk 9 ayında her 100 dolarlık ihracatın 2,4 doları altın iken bu yılın aynı döneminde bu rakam 11.3 dolara çıktı.
Altın ihracat artışını ve dış ticaret dengesindeki düzelmeyi olduğundan iyi gösteriyor.
Bu arada bir parantez.
Kılıçdaroğlu “altın şal” meselesiyle ilgili soruya İran’a doğal gaz faturasının altınla ödendiğini söyledi.
REEL EKONOMİ FİNANSIN ÖNÜNDE OLMALI
Öztrak’ın sunumundan sonra Kılıçdaroğlu’nun yaptığı konuşmadan bazı başlıklar şöyle:
· Reel ekonomi finansın önüne geçmeli. Üretmeyen bir toplum dinamizmini kaybeder.
· Sadece reel ekonomi de yetmez. Özgür bir tartışma ortamı da olmalı. İş dünyası, STK’lar, üniversiteler ekonomideki yanlışları özgürce dile getirebilmeli.
· Böyle bir platform olarak tasarlanan Ekonomik ve Sosyal Konsey en son 2009’da toplandı.
· 4+4+4 sistemiyle bilgi toplumu fırsatını kaçırıyoruz. Bilgi toplumu demek katma değeri yüksek ürünler üretmek demek.
· CHP her yıl yurt dışına doktora için 10 bin üniversite öğrencisi göndermeyi vaat etmişti. Başbakan Erdoğan Kanal İstanbul’u vaat etti.
· Kamu yönetimi şeffaf olmalı. Kamu ihale yasası en çok değişiklik yapılan yasa. Önemli ihaleler, projeler yasanın dışına çıkartıldı.
· Kılıçdaroğlu’na göre, hükümetin Orta Vadeli Programı ve 2013 bütçesiyle, artı enerji dar boğazıyla 2023 yılında Türkiye’nin dünyanın 10. ekonomisi olması hayal.
Metro maliyetlerinde uçurum
CHP’nin bizlere dağıttığı ekonomiyle ilgili bazı kitapçık ve bazı broşürler arasında bir tanesi dikkatimi çekti.
“Hesap Ortada” diyen broşürde İzmir, Ankara ve İstanbul metrosu karşılaştırılmış.
En düşük maliyetle yapılan İzmir metrosunun kilometre başı maliyeti 56 milyon lira iken, Ankara’da bu maliyet 100 milyon, İstanbul’da ise 140 milyon.
İBB’nin 22 kilometrelik Kadıköy-Kartal metro hattı kilometre başına 141 milyon liraya mal edilmiş.
İzmir ile İstanbul arasındaki metro maliyet uçurumu dikkat çekici.
CHP sormuş: İstanbul metrosu som altından mı?
Bu farkın bir açıklaması olmalı.
Paylaş