Paylaş
İPM-Stiftung Mercator Girişimi adı altında sürdürülen çalışmaların önemli bir ayağı iklim değişikliği, Türkiye-AB ilişkileri ve eğitim alanlarında verilen “araştırma bursları”.
İstanbul’da önceki gün 2012-2013 dönemi araştırmacılarının tanıtıldığı etkinlikte iki önemli konuşmacıyı dinledik:
İPM Yönetim Kurulu üyesi ve Brookings Enstitüsü Başkan Yardımcısı Kemal Derviş ile Alman Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir.
Açılış konuşmasını yapan Cem Özdemir’in teması “Dönüm noktasındaki Avrupa: Türkiye Neden Önemli”.
Türkiye-AB ilişkileriyle ilgili toplantılara ne uzak kalmışız.
En son araştırmalara göre, Türkiye’de AB’ye üye olacağımızı düşünenlerin oranının yüzde 17’e düştüğünü hatırlayın.
Tek kelimeyle AB gündemimizde yok.
Her neyse gurbetçi bir aileden gelen Özdemir çocukluğunda tatil için geldiği Türkiye’nin bugün geldiği noktaya dikkat çekerken “Ekonomide büyüme sadece
AKP’nin başarısı değil. Bunun esas mimari Kemal Derviş’tir” diyor.
En ön sırada oturan Derviş’i işaret ederek “Kemal Abi’ye bir alkış” diye ekliyor.
Gerçekten Galata Salt’ın toplantı salonunda alkış kopuyor.
Kemal Derviş’in konuşmasına kısaca değinecek olursam 3 “tarihi gelişmeye” tanıklık ettiğimizi söylüyor. Türkiye’yi bunlara göre konumlandırıyor.
• Gelişmekte olan piyasalar 20 yıldan beri gelişmiş olan ülkelere göre çok daha hızlı büyüyor. Türkiye de belki yüzyıllardan beri süregelen trendi tersine çeviren ülkelerden biri.
• Arap Baharı sayısız “bilinmezlere” yol açtı. Enerji güvenliği de bunlardan biri. Çalkantılı bölgelerle tarihi bir geçmişi olan Türkiye’nin rolü soru işareti.
• Avrupa euro krizinden sonra eskisi gibi olmayacak. Euro ayakta kalacak. Bence kalmalı da. Bundan sonra hükümranlığın daha çok paylaşılması gerekecek. Avrupa yeni arayışlar içersinde. Türkiye’nin Avrupa’nın yeniden şekillenmesine katkıda bulunması gerekiyor.
Cem Özdemir’e 3 soru
• Türkiye-AB ilişkilerini nasıl görüyorsunuz?
• Müzakereler devam etse de her iki tarafta da siyasi irade eksik. Ankara’nın eskisi kadar hevesli olmadığını seziyorum. Ankara’dan artık “Türkiye’nin geleceği Avrupa Birliği’nde” gibi sözleri pek duymuyoruz. Almanya’da önümüzdeki seçimlerde Shröder-Fischer ikilisi gibi yani SDP ile Yeşiller koalisyonu iktidara gelip “kaldığımız yerden devam” derse Ankara’nın tavrı ne olacak?
• Avrupa Birliği’nin geleceğini konuşacak olursak?
• Bence Avrupalı liderler uçurumun eşiğine geldiğimizi gördüler ve gerekli adımları atmaya başladılar. Euro’nun arkasında ortak bir politika olması şarttı.
Baktığınızda bugün Avrupa birçok konuda ABD’nin önünde. Sosyal devlet olarak daha güçlü örneğin. Yazık ki kriz karşısında tek ağızdan bir mesaj veremedik, bedelini ödüyoruz. Ekonomi politikaların daha iyi koordine edilmesi için Brüksel’e daha çok yetki vermeliyiz.
• Almanya’dan bakınca nasıl bir Türkiye görüyorsunuz?
• Bence AKP üç süreçten geçti. Birinci süreçte reformları gerçekleştirdi, çok sayıda tabunun yıkılmasına neden oldu. İkincisi bana kalırsa “bekleme süreciydi”. Şimdi iktidarın demokrasi, insan hakları gibi konularda geriye gittiğini görüyorum.
DEF İstanbul’a bir kereliğine gelmiş
DÜNYA Ekonomik Forumu, Başbakan Erdoğan ile gerginleşen ilişkilerden sonra geçtiğimiz 4-6 Haziran tarihlerinde İstanbul’da “Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya” zirvesini düzenlediğinde bundan böyle bu kapsamdaki zirveyi her yıl bizde yapacağını duymuştuk.
Öyle değilmiş.
DEF bir kereliğine gelmiş İstanbul’a.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika yani kısaca MENA diye bilinen zirve eski yerine yani Ürdün’e döndü.
2013 yılının 24-26 Mayıs tarihlerinde Ölü Deniz’de yapılacak.
Paylaş