LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
ÇERNOBİL kazasının 20. yıldönümünde Beyoğlu’nda, İstiklal Caddesi’ndeyim.
Nükleer karşıtı "insan zinciri"ni meraktan.
Biraz da destek kaygısından.
Saat 19.30’da Galatasaray Lisesi’nin önünde toplanan nükleer karşıtları el ele Tünel’e doğru yürümeye başlamadan önce polisleri görüyoruz.
Daha sonra cılız bir "insan zinciri" çıkıyor ortaya.
Cılız diyorum çünkü Çernobil, İngiltere ya da Almanya’nın burnunun dibinde olsaydı binlerce kişi dökülürdü sokaklara.
Beyoğlu Belediyesi’nin tam da ortalığa saçılmış çöpleri toplama saatine denk gelen gösteride pankartlar açılıyor.
Aralarında en hoşuma gideni şu:
"Karadeniz’in bütün hamsileri birleşin!"
Yazının hemen altında da "Ferman onlarınsa, Sinop bizim" diye yazıyor.
"Sinopbizim", Sinop’a yapılması planan nükleer santrala karşı çıkan internet grubu.
Onlar karşı çıkıyor ama Sinop Dernekleri Federasyonu "Nükleer santral Sinopluların yararına" diye bir açıklama yapmış.
Nasıl bir yarar sağlayacaksa...
Nükleer santrala sahip şehirlere turistik geziler yapılmadığı kesin.
Gösteride sloganlar birbirini izliyor.
"Kazım’ın katili nükleer lobi", "Radyasyon öldürür" gibi...
Kız göstericilerden bazıları Karadeniz’in yerel kıyafetlerini giymiş.
Bellerinde bordo beyaz çizgili peştemallar filan.
Maksat dikkati çekmek.
KİMSE UMURSAMIYOR
Etrafıma bakıyorum.
İstiklal Caddesi’nden geçenler nükleer karşıtı gösteriyi pek umursamıyor gibi.
Oysa Türkiye tarihi kararı vermiş.
Nükleer santrallar yapılacak.
Çernobil’in 20. yıldönümünde facianın da tartışıldığı pek söylenemez.
Yabancı gazeteler, dergiler muhabirlerini ta Çernobil’e göndermiş.
Sayfa sayfa makaleler, fotoğraflar.
Derginin hangisinde hatırlamıyorum Çernobil yakınlarında bir köyde çiftçilik yapan bir adamın elinde kocaman bir lahana.
Toprak hálá radyasyonlu ama çaresiz ekiyor adam lahanasını.
Dünya Sağlık Örgütü Çernobil’in Avrupa’da 40 bin kanser vakasına yol açabileceğini açıklamış.
Ve kaderin garip cilvesi, felaketin 20. yıldönümünde nükleer santrallara doğru bir yöneliş var.
Gelişmiş ülkeler, nükleer atıklara hálá kesin çözüm bulmamışken nükleere "dönüş" çanları çalıyor.
Nedeni 2030 yılından sonra, dünyanın ikiye katlanacağı söylenen elektrik gereksinimi.
ABD, Rusya, Japonya "dönüş" sinyalleri vermiş.
UCUZLUK MASALI
Geçenlerde İstanbul’da ilginç bir toplantıya katıldım.
Alman Yeşiller’e bağlı Heinrich Böll Derneği’nin düzenlediği "Nükleer Enerji Masalı".
Konuşmacılar, nükleer enerjinin daha ucuz olduğu, iklimi koruduğu gibi tezleri çürüttüler.
Bir kere nükleerin güvenli olmadığını biliyoruz.
Hem Çernobil felaketinden hem 1979 yılında ABD’de Three Mile Island reaktöründe meydana gelen kazadan.
Gazetelerde fazla büyütülmeden geçiştirilen diğer nükleer kazalardan da.
Yani kaza hep ihtimal dahilinde.
Almanlar hesaplamış.
Frankfurt yakınlarındaki bir nükleer santralda kaza olduğu takdirde bu Alman Hükümeti’ne 3 trilyon Euro’ya mal olacakmış.
Daha ucuz elektrik elde edildiği iddiası da şöyle çürütülüyor:
"Fransa, elektriğinin yüzde 80’ini, Almanya ise yüzde 30’unu nükleerden sağlıyor. Fransa ile Almanya’da elektrik fiyatları aynı."
Dünyadaki nükleer tartışmaları daha yakından izlesek "nükleer karşıtı" gösterilere ilgi belki daha fazla olacak.
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Yazarın Tüm Yazıları