Kanal İstanbul’a karşı bir Don Kişot

2011 yılından beri gündemde olan Kanal İstanbul ile ilgili kaç yazı yazdığımı hatırlamıyorum.

Haberin Devamı

Profesör Emin Özsoy, Profesör Cemal Saydam gibi değerli bilim insanlarının “İstanbul’un sonu olur, bölgede iklimi değiştirir” dedikleri Kanal İstanbul diğer adıyla “Çılgın Proje” birkaç gün önce TMBB Plan Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen Torba Yasa’daydı.


Yani Kanal İstanbul ile ilgili ilk hukuki adım atılmış oldu.


Henüz ortada etki analiz, fizibilite raporları filan yok.


İstanbul’un haritasını değiştirecek, zaten can çekişmekte olan Marmara Denizi’ne son darbeyi indirecek böyle dev bir projenin fizibilite raporunu olmaması tuhaf değil mi?


Geçenlerde sohbet ettiğim Yingari markasının yaratcısı Aydınlı Semra Ağaçcı “çikolatalı incir” üretimi için fizibilite çalışması yaptığını anlatmıştı.


Aydınlı bir kadın girişimci fizibilite çalışması yapıyor ama İstanbul’un kaderini değiştirecek projenin fizibilitesi yok!


Bu arada, Çılgın Proje’yi mercek altına aldığım geçmiş yıllara göre önemli bir fark söz konusu.


Meclis çatısı altında, bu projeye karşı muhalefet milletvekillerinin seslerini daha fazla duyuyoruz.


DON KİŞOT BİR KADIN

Kanal İstanbul’a karşı bir Don Kişot

Bunlardan biri CHP İstanbul milletvekili Yrd. Doç.Dr. Gülay Yedekçi.


Yedekçi, İstanbul’un içindeki tarihi bostanların “tarihi koruma” altına alınması için meclise yasa teklifi vermişti.


Nitekim 16. yüzyıldan kalma Piyalepaşa Bostanı kültür varlığı olarak tescillenmişti.


Piyalepaşa Cami’sindeki tarihi bostan az kalsın İBB tarafından otopark yapılacaktı.


Yedekçi, şimdi İstanbul’u “Çılgın Proje”den kurtarmak derdinde.


Konuyla ilgili basın toplantıları düzenliyor, medyayı bilgilendiriyor ve yukarıda sözü geçen değerli bilim insanlarımızla Kanal İstanbul ile ilgili bir “bilim komisyonu” oluşturmak istiyor.


Kanal İstanbul’u yaptırmayacağız” diyor.


Böyle keskin çıkışlar mı daha etkili?

Haberin Devamı


Yoksa bilim insanlarını, konuyla ilgili raporlar hazırlayan TEMA, WWF Türkiye-Doğal Hayatı Koruma Vakfı gibi STK’ları aynı çatı altında toplayacak bir “bilim komisyonu”nu emin değilim.


NEDEN YATIRIMLAR HEP İSTANBUL’A


İncelediğim Plan ve Bütçe Komisyonu’nun Torba Yasa’yla ilgili tutanaklarında, CHP, MHP ve HDP’li milletvekillerinin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a “Çılgın Proje” yle ilgili en can alıcı soruları sormuşlar.


Örneğin bunlardan biri şöyle:


Ulaştırma Bakanlığı neden bütçesinin yüzde 70’ini nüfusu neredeyse 15 milyona dayanmış İstanbul’a ayırıyor?


Binali Yıldırım’ın 13 milyar dolara mal olacağını söylediği bu dev proje yerine neden kaynaklar Anadolu’ya aktarılmıyor?


Kanal İstanbul 2-3 milyonluk yeni bir şehir demek.


Anadolu’dan yeni bir göç dalgasını teşvik edecek bir yatırım.


Oysa hep konuştuğumuz Anadolu’ya yatırım, istihdam değil mi?

Haberin Devamı

Projenin tam olarak belli olmayan güzerg^ahında çığırından çıkmış arsa spekülasyonları, Montrö Anlaşması, deprem riski Yıldırım’a yöneltilen sorular arasında.


Hepsi önemli ancak en önemlisi, şehrimize ölümcül bir darbe vurulacak olması.


İstanbullu olarak bu şehrin geleceğinden kaygılıyım.


BİLİM İNSANINDAN UYARI


Prof. Dr. Emin Özsoy’un sözleriyle bitireyim:


“Kanal İstanbul ve bağlantılı projeler, ek yükler yaratarak ve Karadeniz ve Türk Boğazlar Sistemi’nin iklimini ve duyarlı su dengesini değiştirerek, halen büyük çevresel riskler altında bulunan tüm bölgeyi tümüyle yaşanmaz hale getirme potansiyeline sahiptir.


Yaşadığımız iklim değişimi çağında, en duyarlı bölgemizden birinin tahribata uğratılması, buradaki nüfusun deprem riskine rağmen daha fazla arttırılması, rant uğruna doğa hazinelerimizden en değerlisinin riske sokulması ileride mega sorunlara yol açabilir.


Bu denizlerin uluslararası ekonomik ve doğal kaynaklar kullanımında veya stratejik , askeri, politik düzlemlerde ülkemizi haksız duruma sokup zayıf düşürebilir.


Bizden uyarması”.


Bilim insanlarına ne zaman kulak vereceğiz?

Yazarın Tüm Yazıları