Kalitede Avrupa’nın en iyisi müftülüğün de hizmetinde
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
DÜNKÜ Hürriyet’in ekonomi sayfasından bir haber başlığı: Türkiye yaşam kalitesi liginde 50. sırada.
Birkaç sayfa sonra da neredeyse yarım sayfa bir ilan: Avrupa Kalite Büyük Ödülü Kocaeli Sanayi Odası’nın.
Halkı yaşam liginde 50. sırada olan bir ülkede kamu sektöründe bir kuruluş Avrupa’nın en iyisi seçiliyor.
Ne paradoksal bir durum değil mi?
Kocaeli Sanayi Odası’nın kazandığı ‘Avrupa Kalite Büyük Ödülü’ töreni için Berlin’deyiz.
Ödülü veren kurum, Avrupa’da rekabeti güçlendirmek ve kalite yönetimi anlayışını yaygınlaştırmak için 1988 yılında kurulmuş olan EFQM yani Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı.
Bizde Kal-Der neyse, Avrupa’da da EFQM o.
EFQM, 1992 yılından beri çeşitli kategorilerde Avrupa kalite ödüllerini veriyor.
Ödüller hem özel sektöre, hem kamu kuruluşlarına gidiyor.
Türkiye ilk kez 1996 yılında Brisa ile büyük ödülü almış.
1996 yılından bu yana da Türk şirketleri ödül için kıyasıya bir yarışta.
Ancak kamu sektörünün de ödül için yarışması ayrıca çok önemli.
Kocaeli Sanayi Odası geliştirdiği özgün yönetim modeliyle 2003 yılında EFQM’in Başarı Ödülü’nü kazanmış.
Bu yıl da Büyük Ödülü almış. Gencecik, çalışkan insanlardan oluşan ekibiyle ödüle hazırlanan Kocaeli Sanayi Odası Genel Sekreteri Hamdi Doğan ilginç şeyler anlatıyor.
EFQM, ödül için başvuranları sıkı bir denetimden geçiriyormuş.
Gelen denetçiler 4 gün boyunca herşeyi sorguluyormuş.
Örneğin, geçen yıl büyük ödülü kaçırmalarının nedeni bir küllük ve bir kasa yüzünden.
Denetçiler, bilgiler içeren CD’lerin saklandığı kasayı ‘yangına dayanıklı’ olmadığı gerekçesiyle beğenmemişler.
Kasanın yanında bir küllük olması da puanı kıran başka bir neden.
Düşünün ki, denetçiler kasanın Gaziantep’teki imalatçasına kasanın yangına dayanıklı olup olmadığını sormuşlar.
Genel Sekreter Hamdi Doğan bu yılki denetimden önce kasayla ilgili ne yapmış dersiniz?
Bankadan bir kasa kiralayıp CD’leri oraya kilitlemiş.
Peki EFQM ödüllerini iki yıl üst üste kazanan Kocaeli Sanayi Odası başarılı yönetim modelini kimlerle paylaşıyor?
Hamdi Doğan’nın anlattığına göre, Kocaeli Defterdarlığı, Emniyet Müdürlüğü, Sağlık Müdürlüğü odanın verdiği eğitimden yararlanmış.
Müftüden bizzat talep gelince Kocaeli Sanayi Odası mütfülüğe de bu hizmeti sunmuş.
Kocaeli Müftülüğü’nün yönetim standartlarını iyileştirmek istemesi ne kadar güzelse, bu hizmeti bir kamu kuruluşundan almış olması o kadar güzel.
655 futbol sahası kadar atık değerlenmiş
HAMDİ Doğan ile sohbette Kocaeli Sanayi Odası’nın başlatmış olduğu ‘atık borsası’yla ilgili ilginç rakamlar ortaya çıkıyor.
Kocaeli Sanayi Odası Genel Sekreteri ‘atık borsası’ modelini ABD’de görüp uygulamaya karar vermiş.
Doğrusu, yeryüzünü en fazla kirleten ABD’nin atıkları değerlendirmede model olabileceği hiç aklıma gelmezdi ama bu ayrı konu.
Oda ‘atık borsasını’ 1998 yılında kurmuş.
Bu ne biçim bir borsa derseniz şöyle izah edebilirim.
Diyelim, Kocaeli sanayi bölgesinde yan yana iki fabrika var.
Birinin sanayi atığı demir klorür.
Nereye atacağını bilemiyor.
Tam yanındaki fabrikanın ise arıtma tesisinde demir klorüre ihtiyacı var.
İşte ‘atık borsası’ bu noktada devreye giriyor ve iki fabrikayı buluşturuyor.
Kocaeli Sanayi Odası’nın oluşturduğu ‘atık borsası’ 1998 yılından bu yana 11 milyon tonluk atığı değerlendirmiş.
Bunun cirosu 2.6 trilyon lira ediyor.
Bir nokta daha.
Bu atıklar borsada işlem görmeselerdi, bunları depolamak için 2.5 metre yüksekliğinde 655 futbol sahasına denk gelen bir alan gerekecekti.
Türkiye, Avrupa’nın kalite şampiyonu
SIEMENS’in kalite müdürlerinden Celal Seçkin ile Berlin’de karşılaştık.
Seçkin, Siemens kadrosundan, dört yıl boyunca Brüksel’de EFQM’de Kalite Ödülü yöneticisi olarak hizmet vermiş.
Berlin’deki ödül töreninden sonra yeniden İstanbul’a dönüyor.
Verdiği bilgiye göre, EFQM ödülü için finalistler, başarı ve büyük ödül toplandığında Türkiye birinci sırada geliyor.
İngiltere ise ikinci sırada. Türkiye bir anlamda Avrupa’nın kalite şampiyonu.
Celal Seçkin’e göre, önümüzdeki yıllarda Türkiye’den başvurular daha da çok artacak.
Türkiye’nin bu başarısını EFQM’in önde gelen yöneticilerinden de bizzat duyduk.
Peki bu başarının arkasında ne var?
Celal Seçkin, ‘Kal-Der’in bunda önemli bir payı var. 1992 yılından beri EFQM ile sıkı bir işbirliği içersinde’ diyor.
Bunun yanısıra Avrupa Birliği de inanılmaz bir motivasyon kazandırmış.
Dolayısıyla rekabet ve kendini kanıtlama isteği de artmış. Seçkin, Türkiye’nin kalitedeki başarıda AB’ye yeni üye ülkelerin çok önünde olduğu kanısında.
‘Hele, Türkiye’yi Romanya ve Bulgaristan ile asla karşılaştırmam’ diyor.
Her şey güzel de bir de yaşam katilesini arttırmayı becerebilsek.
Dünyanın yüzde 63’ü liderlere güvenmiyor
DÜNYA Ekonomik Forumu, Gallup ile birlikte siyasi liderlere güveni ölçen yeni bir araştırma yaptırmış.
1.2 milyar insanı temsilen, 60 ülkede 50 bin kişiyle konuşulmuş.
Sonuç çarpıcı.
Dünya halklarının yüzde 63’ü liderleri ‘dürüst değil’ diye tanımlamış.
Bu oran kıtalara göre de farklılıklar gösteriyor.
Batı Avrupa’da yüzde 46 iken, Latin Amerika’da yüzde 87’ye fırlıyor.
Araştırma, işadamlarına güvenin daha fazla olduğunu ortaya koyuyor.
İş dünyası liderlerine güvenmeyen, onları dürüst olmamakla suçlayan ülkeler arasında Almanya birinci sırada.