HALKLA İlişkilerden sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç dün 8 Mart vesilesiyle kadınları Kemal Kılıçdaroğlu ile buluşturdu.
Buluşmaya eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile gelen CHP Genel Başkanı tam 2 saat boyunca kadın örgüt temsilcilerine, kadın gazeteci, politikacı, akademisyene kulak verdi, notlarını aldı. Dün bir kez daha şunu fark ettim, Türkiye’nin dağ gibi toplumsal sorunlarından en fazla kadınlar etkileniyor. Namus cinayetlerine kurban giden, şiddetin her türlüsüne uğrayan, çocuk ve yaşlıların bakımı için evinde oturmak zorunda kalan, gözaltında öldürülen çocukları için adalet arayan, engelli çocuklarını sırtlarında taşıyan hep onlar. İşin kötüsü seslerini duyuramıyorlar. Kılıçdaroğlu’nu karşılarında bulunca peş peşe taleplerini sıraladılar: · Kadınların yaşam haklarına sahip çıkın. · Sığınma evlerindeki durumlara el atın. · Kadınlara yüzde 33’lük kotayı yerel seçimlerde uygulayın. Kadın adayları şimdiden belirleyin. · Barış sürecinde müzakerelere daha çok kadın katılmasını sağlayın. · Partinin erkek siyasetçilerinin cinsiyetçi bir dil kullanmasına karşı çıkın. · Kadınları güçlendirecek olan “aile sigortasını” gündemden düşürmeyin. · Kürtaj yasasına karşı durun. Çok özetle verdiğim taleplerin yanı sıra öneriler de vardı. Adayları belirlerken “fermuar sistemi” yani bir kadın, bir erkek sisteminin kullanılması, adayların belirlenmesini kolaylaştıracak bir veri tabanının oluşturulması gibi pratik öneriler. Kas Hastalıkları Derneği Başkanı Gülizar Resuloğlu ise CHP’nin toplumsal taleplere daha fazla kulak vermesi için bir “call center” kurulmasını öneriyor. Kılıçdaroğlu’nun sahnedeki tüm erkek politikacılara göre, kadınlara daha çok önemseyen bir politikacı olduğundan kuşkum yok. Nitekim, “Bu ülkenin kadınları Türkiye’yi değiştirecek” derken buna gerçekten inandığı belli. “CHP olarak bu taleplerinizin arkasındayız” derken de samimi. Ama muhalefet lideri olarak fazlasını yapmak da elinde. Eski KaDer Başkanı, kadın hakları savunucusu avukat Hülya Gülbahar’ın dediği gibi en azından yeni Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na üç erkek yerine bir kadın da atayabilirdi. Neyse fazla şikâyet etmeyelim karşımızda kadınları dinleyen ve dikkate alan bir erkek politikacı var.